Hayvanları Koruyor, İnsanları Bilinçlendiriyor: Ailesinden 5 Kişiyi Kanserden Kaybetti, Doğal Köy Projesini Hayata Geçirdi

Veteriner Öztürk Sarıca, annesini, babasını ve üç yakınını kanser nedeniyle kaybetti. Doğa aşığı olan Sarıca, doğal hayatı korumak ve kanser konusunda insanları bilinçlendirmek için Lisinia Doğa Projesi'ni hayata geçirdi. Burdur Gölü’nün kıyısındaki Karakent köyünden 300 dönümlük arazi satın alan Sarıca, burayı doğal bir köy haline getirdi. Projesiyle Expo 2016'da ödül alan Sarıca, Expo 2018'te de Türkiye'yi temsil edecek.

Burdur Gölü'nü korumak isteyen Sarıca, doğal bir köy kurmaya karar verdi.

Köy'ün içine huni şeklinde ahşaptan barınaklar yaptı.

'İnsanın sağlığını kaybetmesindeki en büyük etken doğanın bozulması' diyen Sarıca, köye gelen ziyaretçilere kanserle ilgili eğitimler veriyor. Ziyaretçilere Dünya Sağlık Örgütü'nün kanserojen listesindeki maddeleri anlattığını söyleyen Sarıca, kanserle mücadelenin bir parçası olarak köyde ‘ekolojik üretim / doğa dostu tarım uygulamalarını’ hayata geçirdiklerini, sarı karpuz, pembe domates gibi ürünlerin tohumlarını çoğaltıp çiftçiye dağıttıklarını belirtiyor.

Köyün bir bölümü 'Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi' 👇

Fotoğraf: Lisinia

Lisinia’da hayvanları da tedavi etmek isteyen Sarıca, köyün bir bölümünü Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na hibe ederek yaban hayatı rehabilitasyon merkezini kurdu. Türkiye'nin her yerinden gelen yaban hayvanlarının rehabilite edilerek doğaya bırakıldığı merkeze Sarıca, bugüne kadar binden fazla hayvanın geldiğini belirtiyor:

'Avcıların yaraladığı ya da bilinçsiz ilaç kullanımı nedeniyle zehirlenmiş hayvanlar tedavi ediliyor.'

''Rehabilite edilenler arasında kurt, domuz, şahin, kartal, çakal, gökdoğan gibi yabani hayvanlar bulunuyor. Bunlar avcıların vurup yaraladığı veya bilinçsiz ilaç kullanımına bağlı zehirlenme geçirmiş hayvanlar. Yaralanan hayvanları tedavi ediyoruz. Evcilleştirilmiş hayvanları da tekrar yabanileştiriyoruz. Şu anda burada 70’in üzerinde vahşi hayvan bulunuyor. Bu hayvanların yarısından fazlası önümüzdeki bahar doğaya bırakılacak.''

Gölün çevresinde lavanta, adaçayı, melisa, gül gibi aromatik bitkiler yetiştirmeye başladı.

Proje kapsamında Burdur Gölü çevresindeki tarlalarda sulamaya ihtiyaç duymayan veya çok az sulama isteyen lavanta, adaçayı, melisa, gül gibi aromatik bitkiler yetiştirmeye başladıklarını söyleyen Sarıca, şöyle devam ediyor: 

''Buralarda çiftçiler genellikle mısır ve yonca yetiştirir. Bu bitkiler aşırı su ister ve gölün yeraltı sularını tüketir. Aşırı sulamanın önüne geçmek için aromatik bitki yetiştirme projesini hayata geçirdik. Gül projesiyle yüzde 75 su tasarrufu sağladık. 2 bin 300 dönümlük alanda lavanta üretmeye başladık.''

Tayvan Expo 2018’de Türkiye’yi temsil edecek.

Fotoğraf: Lisinia

Lisinia Projesi'nin çok beğenildiğini söyleyen Sarıca, Expo 2016 Antalya'dan davet aldıklarını ve ‘En iyi il bahçesi’ kapsamında İstanbul ve Antalya’dan sonra üçüncülük ödülüne layık görüldüklerini söyledi. 

Ayrıca projenin il bazında 'Sürdürülebilirlik Özel Ödülü'nü de aldığını söyleyen Sarıca: ''Tayvan’dan Expo’ya katılmamız için özel bir davet geldi. İlk etapta 1500 projeyle yarışarak ilk 158 proje arasına girdik. 158 proje içerisinden de ilk 10’a girme başarısı göstererek Tayvan Expo 2018’de Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandık. Lisinia Doğa Projesi’nin aynısını Tayvan’da kuracağız. Altı ay süren Expo’da 20 ülkeyle yarışacağız. Tayvan’dan ödülle geri döneceğimize inanıyoruz.'' dedi.

Veteriner Öztürk Sarıca'yı bu doğa dostu projesi için tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz 👏👏👏👏

Popüler İçerikler

Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
Bir Oyunlar Peşinde: Evlilik Haberiyle Herkesi Afallatan Mükremin Gezgin Yine Hamilelik Senaryosu Yazıyor
Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
YORUMLAR
15.01.2018

helal olsun kardeşim..işte bu tür insanlar bu dünya da yaşamayı hak ediyor çünkü yok etmiyor varlığa saygı ve sevgi ile hizmet ediyor yaşasın var olsun diye. başarıların daim ve herkese örnek olsun.

Benimde hayalimde böyle bir köy kurmak var sahipsiz sokak hayvanlarını ve vahşi hayvanları mutlu edebileceğim bol çiçekli, ağaçlı işte yemyeşil bir yer.

16.01.2018

Değilmi ama... Benim de hayalim bi çiftlikte yaşamak. Tezek kokusunu seviyorum ya varmı böyle bi saçmalık. Bazen dayımın köyüne gidiyorum egzoz dumanı yerine fırından çıkmış ev yapımı ekmek kokusu, yeni çapalanmış taze toprak kokusu, maydonozlu salata kokusu... Sokaklar betondan değil topraktan. Araba ve şehir gürültüsü yerine serbestçe dolaşan ördek, horoz, inek ve köpeklerin sesleri, şipşirin Trakya şiveleriyle köylülerin sesi. Yürüyüşe çıkayım desen deniz gibi uçsuz bucaksız yeşil çayırlık tepelerin, altın sarısı başaklarıyla buğday ve yüzünü güneş dönmüş ay çiçeği tarlalarının yanında yürüyeceksin. Kulaklığada lüzum yok arı sesi, terleyen yüzünü serin serin okşayan rüzgarın sesi, kuş cıvıltısı hepsinden güzel... Biz nasıl katlanıyoruz şehir yaşantısına anlamıyorum. Aklı olan kaçar bi köy yerine kurar çiftliğini ömrüne ömür katar.

15.01.2018

Lisinia'yı gidip görmüş biri olarak size şunu diyebilirim, Burdur veya çevresine yolunuz düşerse bir gününüzü mutlaka bu yere ayırın. Öztürk Bey ile ve orada bu işe gönlünü vermiş(gönlünü vermiş diyorum çünkü ben oradayken yurt dışından bu yeri öğrenip bir işin ucundan tutayım diye gelen insanlar vardı) insanlar ile sohbet edin, aynı sofrada bir şeyler yiyin, tedavi edilmiş veya edilmekte olan hayvanları görün, kurutulmuş meyveleri ve bahçelerden topladığınız meyveleri ağız tadıyla yiyin, çiçek bahçelerinde doğanın keyfini çıkarın, elinizden ne geliyorsa yardım edin o saygıyı haketmiş insanlara hiç değilse orada bulunduğunuz gün.

TÜM YORUMLARI OKU (14)