Dünya'ya yaklaşmakta olan bir kuyruklu yıldızın tam 6 ay, 10 gün, 2 saat, 11 dakika ve 41 saniye sonra, gezgeni yok edeceği konusunda insanlığı uyarmak ve hatta onları inandırmak için büyük bir medya turuna çıkmak zorunda kalan iki astronomun hikâyesine odaklanan, David Sirota’nın yazdığı, Adam McKay’in senaryolaştırıp yönettiği ve Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep gibi efsane oyuncuların devleştiği Don’t Look Up filmi tam da insanlığın çürümüş ciğerinin tomografisini sunuyor bize. Tek tek hücrelerimizin nasıl da kanserleştiğini gösteriyor. İster ABD ister Türkiye fark etmez, Dünya’nın herhangi bir yerindeki gerçekleri 2,5 saatlik acı bir raporla takdim ediyor. Etik değerlerden yoksun ülke liderleri, onların yanında liyakatsiz yardakçıları, basının yüzeyselliği, sosyal medyanın linç etme hakkı, ünlülerin yaşamları ile hipnotize olmuş insancıklar, dev şirketlerin kontrolündeki halklar, duyarsızlık, duygusuzluk, maddiyatçılık, çıkarcılık… Gördüğünüz gibi hiç de yabancı olmadığımız olgular, durumlar.
Çok güzel bir içerik olmuş emeğinize sağlık. Filmin yönetmeni "iklim krizi karşısında en azından az da olsa bir endişe dalgası hissetmiyorsanız, filmin sizin için bir anlamı olacağını sanmıyorum" demişti. Burada iklim krizini ve covid-19’u kabul etmeyen bilim düşmanı bir zihniyet için filmin bir anlamı olmayacak demek istedi. Aklıma direkt iklim krizi ve covid için Trump ın sözleri geliyor “Bilimin bunu gerçekten bildiğini sanmıyorum” demişti. Bazen ütopik bir dünyada yaşadığımızı düşünüyoruz, bu kadarı da olmaz herhalde dediğimiz her şey günümüzde karikatürize gibi görünüp gerçekleşiyor. Mesela hukuk diploması olmayan bir şerifin anayasa mahkemesine aday gösterilmesi sorun yaratmazken halk tepkisinin, çıplak modellik deneyimininden gelmesi trajikomik. Bu anlatı günümüz Türkiye’sindeki liyakat sorununu düşündüğünde hiç güldürmez. Başkan’ın özel kalem müdürü’nün yetersiz, şımarık ve densiz olması da güldürmez. Her pozisyon çürümüşlük yaymaktadır.
zaman kaybı ya izlemeye bile dğemez berbat ötesi bir film.