1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi'nden beri, İran'da kadınların stadyumlarda futbol maçlarını izlemeleri yasak. Yasağa rağmen, kadın futbol taraftarları vazgeçmeyip, stadyumlara girebilmek farklı teknikler denediler. Bunlardan biri de erkek kılığına girmek.
Bu fotoğraf da, Zeinab'ın stadyuma girmeye ve sevdiği oyuncularla fotoğraf çektirmeye çalıştığı zamanlardan.
Zeinab, her hafta sonu eğlence amaçlı futbol oynuyor. İran'da muhtemelen elde edemeyeceği de bir hayali var. Koç olmak.
Zeinab'ın hikayesini fotoğraflayan kadın fotoğrafçı Forough Alaei şunları söyledi: 'Bu proje için ilk fotoğrafımı çektiğim zamanları hatırlıyorum, İran'ın Millî Futbol Takımı beşinci kez Dünya Kupası'na kalifiye olmuştu. O gece birçok İranlı futbol taraftarı, bunu kutlamak için sokaklarda toplanmıştı.'
'Stadyumlara gidip, futbol maçı izlemeyi seven birçok kadın futbol taraftarı olduğunu öğrendim. Ama o gece bana bir şeyler çağrıştırdı.'
“İkinci seferde ise İran hükümeti, Tahran'daki kafelerin Dünya Kupası maçlarını televizyonlarda göstermesine izin verdi. Bu sayede kadınlar, halka açık yerlerde diğer erkeklerle maçları izleyebildi. Bu küçük özgürlük bile kadın toplumumuza mutluluk getirdi.'
'Sonuncusu ise benim için çok etkileyiciydi. Hükümet, ailelerin Azadi stadyumunda yapılan maçı izlemelerine izin vermişti. Orada birçok kadınla röportaj yaptım. Farklı sosyal sınıflardan olan bu kadınların bazıları da Tahran'dan başka şehirlerden gelmişti.'
Kadınlardan biri, ölmeden önce stadyumun içini görebildiği için çok mutlu olduğu söyledi. Maç bitince başka bir kadın ise, 'Belki buraya son gelişimdir, sahayı hissetmek istiyorum.' dedi. İşin ilginç tarafı ise, bazıları futbol hayranı bile değildi. Sadece, hayatlarında bir kere de olsa, bir stadyuma girmiş olmak istiyorlardı.'
İki Persepolis taraftarı kadın, Azadi stadyumuna girebilmek için bu şekilde 5 saatten fazla bekledi.
Alaie'nin aktardıklarına göre kapıda beklenen uzun süre sonunda, görevliler kapıyı açmıştı. 'Bu mükemmel anda neredeyse hepimiz mutluluktan ağlıyorduk. Taraftarların yüzündeki tutkuyu görüp, hissedebiliyordum. İşte o an, hikayeme Crying For Freedom (Özgürlük İçin Ağlamak) ismini vermeye karar verdim. Farsça'da Azadi kelimesi, özgürlük anlamına geliyor.'
'Yasağın tamamen kalkması için kadınlar hala savaşıyor.' diyor Alaei. “Bu proje sayesinde sadece stadyuma girmekle kalmayıp, aynı zamanda haklarını da seslendiren, kendilerini erkekler olarak gizleyen cesur hayranları tanıdım. Eşitsizlikle mücadele edebilmek için tutuklanma riskine karşı savaştılar. Artık yakın bir arkadaşım olan Zeinab'la tanıştım. Onun futbol ve kadın hakları konusundaki inançlarını ve tutkularını öğrendiğimde çok etkilendim.'
'Bu yüzden kendimi bir erkek kılığına soktum ve çekim yapabilmek için iPhone'umu kullandım.'
Alaei ekliyor: 'Çok gergindim. Her an polis tarafından tutuklanabilirdik. Zeinab, benden daha sakindi çünkü daha fazla tecrübesi vardı ve o günden önce dört kez tutuklanmıştı, ama benim ilk seferimdi.'
'Düz görünsün diye göğüslerimizi bile sarmak zorunda kaldık. Zeinab bile, bandajları açtığımızda ağlamasını durduramadı. İlk başta çevremizdeki adamlara garip geldik ve onlardan biri beni neredeyse tekmeleyecekti. Ama bizim erkek olmadığımızı fark ettikten sonra, büyük destek gösterdiler. Sonra maçın tadını çıkarabildik.'
Umarız, bu kadınların özgürlüklerine ve haklarına kavuşacağı bir gün gelir... 🤞
Bir kez daha Atatürk diyorum.Ve hala onu anlamayan Türk kadınına verdiği değeri fark edemeyen hemcinslerimin adına üzülüyorum.
Bu içeriğe tek şey yazacam ATATÜRK :)
umarım bir gün kadınlar şu sikik talibanları devirir.