Özgür Gündem ve Azadiya Welat Gazetesi Dağıtıcısına Silahlı Saldırı

Kadri Bağdu'nun yakınları ve eylemciler, 14 Ekim'de Adana'da Valilik binasına yürümek istedi ancak polis izin vermedi. 

AA

Kürtçe yayımlanan Azadiya Welat gazetesinin Adana’daki dağıtıcılarından Kadir Bağdu öldürüldü.

Adana Seyhan'da Ova Mahallesi'nde bisikletiyle gazete dağıtan Kadri Bağdu, arkasından yaklaşan motosikletli biri tarafından silahla vuruldu. Başına ve boynuna isabet eden 4 kurşunla yaralanan Bağdu, hastanede öldü. Olay yerinde inceleme yapan polis, saldırganın yakalanması için operasyon başlattı.

Adana Emniyet Müdürlüğü'nün yazılı açıklamada saldırının Milli birlik ve kardeşlik sürecine yönelik olduğunun değerlendirildiği vurgusu yapıldı.

'Görgü tanıklarının beyanı doğrultunda olayı gerçekleştirdiği öğrenilen ancak açık kimliği henüz bilinmeyen motosikletli bir şahsın yakalanması ve olayın detayları ile açıklığa kavuşturulması amacıyla adli mercilerin talimatları doğrultusunda, Adana Emniyet Müdürlüğüne bağlı tüm birimler ile koordineli şekilde tahkikat yürütülmektedir. Milli birlik ve kardeşlik sürecine yönelik olduğunu değerlendirdiğimiz bu menfur saldırının aydınlatılması için tüm ve imkan ve kabiliyetlerimiz seferber edilmiştir.'

HDP: Saldırı planlı

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da saldırının sıradan bir cinayet olmadığını planlı olduğunu öne sürdü. Demirtaş ve Yüksekdağ, yazılı açıklamada, olayla ilgili 1990’yı yıllar benzetmesi yaptı:

'Bu saldırı planlı ve örgütlüdür. Güpe gündüz bir gazete dağıtımcısının sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilmesi 1990'lardaki kontra saldırılarını hatırlatmaktadır. Adana'daki cinayet de aynı yöntemle işlenmiştir. Sokak ortasında bir basın emekçisine kurşun sıkanların belli yerlerden destek aldığı açıktır.”

7 Ekim’de başlayan ve hafta boyunca devam eden Kobani’ye destek eylemleri sırasında iki gün içinde 37 kişi hayatını kaybetti.

Olaylar sırasında Diyarbakır ve Batman'da HDP ve Hüda-Par yanlıları da karşı karşıya geldi.

Şiddet olaylarıyla ilgili PKK'yı suçlayan Hizbullah, 12 Ekim’de yaptığı açıklamada 'Müslüman kardeşlerimize bugüne kadar yapılan saldırılara karşılık verildiği gibi, bundan sonra da yapılacak saldırılara en azından misli ile karşılık verileceği bilinmelidir' dedi.

Polis, gazete dağıtıcısı Kadir Bağdu'nun öldürülmesinin PKK ile Hizbullah arasında Kobani protestolarıyla tırmanan gerilimle ilgisini olup olmadığını da araştırıyor.

Azadiya Welat çalışını Kadri Bağdu'nun katledildiği saldırıya tanıklık eden 13 yaşındaki bir çocuğun ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldüğü öğrenildi.

Adana'da, Azadiya Welat gazetesi çalışanı Kadri Bağdu'nun gazete dağıtımı yaparken uğradığı silahlı saldırı sonucu 5 kurşunla katledilmesine 13 yaşında çocuğun tanıklık ettiği öğrenildi. İsmi öğrenilemeyen çocuk, saldırıya ilişkin ifadesi alınmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi.

Basın-İş Bağdu'nun katledilmesini kınadı

DİSK'e bağlı Basın-İş Sendikası ise yazılı açıklama yaparak Bağdu'nun katledilmesini kınadı. Yapılan açıklamada, silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitiren Bağdu'nun, 1990'lı yıllarda uygulanan bir yöntemle ensesinden vurularak öldürüldüğü belirtildi. 'Mesaj son derece açık ve net' denilen açıklamada, 'Ekim ayı ile birlikte yaşananlar bu cinayetin ipuçlarını veriyordu. Daha ayın ilk günlerinde Diyarbakır'da bir gurup, bıçaklarla gazetecilere saldırdı. Orada da yine Azadiya Welat gazetesi muhabiri bıçakla yaralandı. İzleyen günlerde, İzmir'de polis gazetecilere 'Göstericilerin yanına gidin, sizin hangi tarafta olduğunuzu biliyoruz' diye bağırıyordu. Hizbullah'a yakın bir site ise Gele Kurdistan, DİHA, ANF ve JİNHA çalışanlarını hedef gösterdi' denildi.

Basın emekçilerinin ilk defa hedef olmadığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 'Adım adım yükselen tehdit ve şiddet, en sonunda namluyu gazete dağıtımı yaptığı sırada Kadir Bağdu'ya çevrildi. Basın emekçileri ilk kez hedef olmadı, son da olmayacağını biliyoruz. Kontrgerillayı tasfiye ettiğini, ileri demokrasi getirdiğini söyleyenler, biranda o günlere geri dönüverdiler. Haydi şimdi çıkın, 'Gazeteci değildi, sarı basın kartı yoktu' deyin, 'Marjinal örgütlerle ilişkisi vardı' deyin, yalanları sıralayın. Elinize bulaşan kanla övünün. Ama unutmayın, halk gerçekleri yazanları, gerçek peşinde koşanları, yalanlara karşı duranları unutmayacaktır.'

ADANA | DİHA

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt