Edip Cansever, her 15 Mart günü (Onun doğum gününde) açıkladığı yeni bir şiirle seslenir Tomris Uyar’a… Şair ona, “Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı.” diye seslenmiştir, o meşhur ‘Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir’de.
“Tomris Uyar’a… / Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki / Hani Etiler’den Hisar’a insek bile / Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın / Çok yaşında her zamanki çocuksun gene / Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.../ Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar / Mutfağın mutfak olalı böyle / Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı / Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene / Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma / Oysa güneş pek batmadı senin evinde / Söyle / Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç?”
O, edebiyat dünyasının sahip olunamayan kadınıydı YERSEN kimsenin kalbinde hasret bırakmamış önüne gelenle aşk yaşamış ki aşk bu kadar basit sanırım hiç bir yere bağlı kalamayan önüne gelenle takılmış kadını iyi süslemişsiniz başkası yapsa eyşana bak derlerdi bu yapınca sahip olunamayan kadın pehh .. meslek olarak edebi katkılarından ve çevirilerinden dolayı teşekkürler tomris hanım.
fotoğraflara bakıyorumda,kadın yaş aldıkça güzelleşmiş.
Kendisinin her daim çevirmenliğini takdir etmişimdir. Özellikle Doctorow'un Ragtime romanını ve Nabokov'un Pnin romanını çok iyi bir şekilde Türkçe'ye aktarmıştır. Bu iki kitap kadar olmasa da Başkan Babamızın Sonbaharı, Doğu Ekspresi, Çifte Alev ve Mrs. Dalloway çevirileri de iyidir. Yazar-şair olarak kendisini çok beğenmem; fakat öyküleri Türk edebiyatı için iyi bir mirastır.