Ülkemizde insanlar dijital dünyayı yeni bir kimlik inşasının en uygun ortamı olarak konumlandırıyor. Bu da dijital mecralarda insanların daha kontrolsüz davranabilmelerine ve yanlış olarak nitelenecek hareket tarzlarını benimsemelerine neden oluyor.
Bu durum tahammülsüzlük, eleştiriye kapalı olma, empati yoksunluğu, farklı fikirlere kapalılıkla birleştiğinde bambaşka boyutlara ulaşabiliyor. Dolayısıyla dijital mecralardaki kimliklerimizin gerçek hayattaki kimliklerimizden ayrı olmadığından hareketle başta sosyal medya olmak üzere tüm dijital ortamların insanların kendisini sanal olarak ifade etmesinin bir biçimi veya bir yolu olduğunun bilincinde olunması gerek.
Peki dijital dünyada hangi davranışlar kaba veya nezaketsiz olarak değerlendirilir?
Bu soruya verilecek yanıtın içerisine toplumsal yaşamda da kaba ve nezaketsizlik olarak tanımlanan birçok tutum ve davranış girebilir. İnsanların etnik kökenlerine, siyasi düşüncelerine, fiziksel görünümlerine veya dini inançlarına dair yapılan saygısız yorumlar en başta gelen nezaketten uzak davranışlar.
Zorbalığa dönüşen kötü ve saldırgan tavırlar, çatışmayı teşvik eden kışkırtıcı paylaşımlar, izinleri olmadığı halde insanlarla iletişime geçmek, kişinin itibarını zedeleyici yayın veya yorum yapmak, sahte bilgilerle dolu aldatıcı veya dolandırıcılığa yönelik mesajlar dijital dünyada en sık karşılaşılan nezaketsiz ve kaba davranışlar olarak sıralanabilir.
Sosyal yaşamımızda geçerli olan nezaket kurallarının çevrimiçi yaşam ve iletişim alışkanlıklarımıza da yansıması adına bu tür saygı ve nezaketten uzak davranışlardan kaçınmalı, farklı düşüncelere eşit mesafede ve saygıyla yaklaşmalı, kaba, zorba ve saldırgan tutumları yetkili mercilere bildirmekten sakınmamalıyız. Yayınladığımız mesaj veya yaptığımız yorumlarda insanların itibarını zedeleyecek, onları rencide edici veya küçük düşürücü söylemlerde bulunmamaya dikkat etmeliyiz. Ancak bu şekilde sağlıklı bir sosyal iletişimden söz etmemiz mümkün olur.