Bu ihtiyaçların bir sonucu olarak robotik teknolojilerde yapılan Ar-Ge sonucu üretilen arazi robotları her türlü arazi koşuluna uyumlu olacak şekilde tasarlanmaktadır. Yük taşıma özelliğine sahip olan arazi robotları deprem ya da diğer afetlerde arama-kurtarma ve taşıma faaliyetlerinde kullanılabilmektedir. Arazi robotları eklem yapısıyla her türlü engebeli ve insanların ulaşamadığı alanlarda dengede kalarak yürüme, yönelme, koşma, basamak çıkma gibi özellikleri ile keşif yapabiliyor. Ayrıca esnek hareketlere olanak sağlayan geniş çalışma açısı, IMU (Gyroscope, Accelerometer, Magnetometer) sensörleriyle ortama göre çalışan adaptif denge algoritması, darbelere karşı denge koruma algoritması, Wi-Fi joystick ile uzaktan kontrol olanağı, stereo vision kamera ve 8 megabit hızında çalışan canbus master slave haberleşme mimarisi gibi birçok özelliğiyle hızlı müdahalenin hayati önem taşıdığı felaketlerde kayıpların en aza indirilmesinde yardımcı olmaktadır.
Bu robotlar barındırdıkları herhangi bir uydu bağlantı sistemiyle felaket bölgelerinde insandan bağımsız olarak hareket ederek yetkililere olay yeri hakkında detaylı bilgi aktarımı gerçekleştirmektedir. Ayrıca arama kurtarma robotlarına entegre edilebilecek gaz sensörü, radar, lazer tarayıcı ve termal kamera gibi ekipmanlar ile görüş açısının düşük olduğu ortamlarda ekiplerin göremeyeceği detaylar konusunda son derece kritik bilgileri yetkili birimlerle paylaşabilmektedir.
Bu doğrultuda bakıldığında özellikle arama – kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilmesi ve taşıma özelliği sayesinde zorlu ortamlarda görevini başarıyla yerine getirebilme kabiliyetiyle arama kurtarma ekiplerinin en önemli yardımcılarından olmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada yapılan çalışmalar, robotların öğrenme, adaptasyon gibi farklı özellikleriyle arama – kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilmeleri için gerekli esnek yapıya sahip olduklarını göstermekte. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus robot üzerine entegre edilmiş olan sensör veya algılayıcıların çalışma alanlarında bulunabilecek gaz, radyasyon veya toz gibi dış unsurlardan etkilenmeyecek nitelikle oluşturulmasıdır. İnsan ve robot iletişiminin ön planda olduğu arama – kurtarma faaliyetlerinde psikolojik etkenler de değerlendirildiğinde robot kullanımının yaygınlaşması geldiğimiz noktada artık bir zarurettir.