Özgün coğrafyası ve tarihi ile dikkat çeken Latin Amerika ülkesi Şili hakkında birbirinden ilginç bilgileri sizin için derledik. İyi okumalar!
Özgün coğrafyası ve tarihi ile dikkat çeken Latin Amerika ülkesi Şili hakkında birbirinden ilginç bilgileri sizin için derledik. İyi okumalar!
Güney Amerika'da, Arjantin'in batısında, Büyük Okyanus kıyısında yer alan Şili, haritadaki ince ve uzun görüntüsü ile biliniyor. Ülkenin en kuzeyi ile en güneyi arasındaki mesafe 4300 kilometre iken doğuşuyla batısı arası sadece 240 kilometre uzunluğunda. Yani Şili'nin kuzeyi ile güneyi arası, Türkiye'nin en doğusuyla en batısı arasındaki mesafenin üç katı. Yatay uzunluğu ise, İstanbul ile Edirne arasındaki mesafe kadar.
Özgün şeklinden dolayı Şili'deki şehirlerin büyük bir bölümünün denize kıyısı var; başkent Santiago ise bunlardan biri değil. Santiago, 6 milyonu aşkın nüfusuyla ülkedeki en kalabalık şehir.
1500'lerde, Coğrafi Keşifler döneminde İspanyollar tarafından keşfedilen Şili, kısa sürede İspanya'nın sömürgesi haline getirildi. Başta altın bulamadıkları için hayal kırıklığına uğrayan İspanyollar, ülke topraklarının tarım açısından bereketli olduğunu keşfettiler. Yaklaşık 300 yıl süren İspanyol hakimiyeti sonucunda ülkenin demografisi kökten değişti; öyle ki, bağımsızlık yılı olan 1810'da nüfusun %95'i Avrupalılardan, %3'ü ise yerlilerden oluşuyordu.
Bu tarih, ülke genelinde halen bağımsızlık günü olarak kutlanıyor. Şili bu tarihten sonra hızla demokratikleşti; 1900'lü yılların başlarında, Latin Amerika bölgesinde demokratik seçim yapan tek ülke Şili idi.
Latin Amerika'da serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist Devlet Başkanı olan Allende, Soğuk Savaş geriliminin tırmandığı bir dönemde tüm işletmeleri kamulaştırmaya başladı. ABD, sosyalizmin Latin Amerika'ya sıçramasını istemiyordu. Allende'nin yabancı şirketler tarafından işletilen bakır madenlerini kamulaştırmaya başlaması ise bardağı taşıran damla oldu. 1973 yılında CIA destekli bir darbe ile görevden alındı ve öldürüldü.
Pinochet, göreve geldikten kısa süre sonra sol görüşlü insanlara işkence ettirmeye başladı. Santiago'da yer alan büyük bir futbol stadyumu, sol görüşlülerin infaz edildiği bir tür toplama kampına dönüştürülmüştü. Kapitalist politikayı benimseyen Pinochet, 'Chicago Boys' olarak da bilinen, ABD'de eğitim görmüş ekonomistleri göreve getirdi.
1987 yılında farklı siyasi partilerin kurulmasına izin veren diktatör, 1990 yılındaki seçimden sonra görevini sivillere devredeceğini duyurdu. Seçimin ardından 17 yıllık devlet başkanlığı görevini devretti; ancak 1998 yılına kadar Şili'nin Genelkurmay Başkanı olarak görevine devam etti.
İnsan haklarına aykırı uygulamalarından dolayı tutuklanan Pinochet, bir buçuk senelik bir ev hapsi cezasına çarptırıldı. 2006'da öldü, arkasından devlet töreni düzenlenmedi. Saldırı ihtimaline karşın mezarı inşa edilmedi, külleri ailesine teslim edildi.
Ülkede tam 180 milyon ton bakır rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Dünyadaki bakır üretiminin %28'i Şili'de gerçekleştiriliyor. Bakır, aynı zamanda ülkenin açık arayla en büyük ihraç kalemi. Elektrikli araçların çalışmasına yarayan hafif ve uzun ömürlü pillerin yapımında kullanılan Lityum elementinin dünya rezervinin %57'si de Şili'de bulunuyor.
Şili, dünya üzerinde en çok şarap ihraç eden beşinci ülke. Ülkeye 'bağcılık' kavramını yirminci yüzyıl sonunda göç eden Fransızların getirdiği düşünülüyor. Kışın Ant Dağları'ndan inen kar suları nedeniyle verimli topraklarda herhangi bir bağ hastalığına rastlanmıyor, üzümler ilaçlanmıyor.
Şili'ye uçakla giderken yanınıza aldığınız bir elma yüzünden havaalanında uyuşturucu kaçakçısı muamelesi görebilirsiniz. Şili kanunları, ülke sınırından yaş meyve ve sebze sokulmasına izin vermiyor. Bu konuda belirlenen yasal sınırlar çok net, eğer yanınızda bitkisel veya hayvansal bir gıda varsa, ne olduğunu detaylı bir şekilde açıklamanız için bir form doldurmanız isteniyor. Kısacası Şili'ye giderken bagajınıza herhangi bir gıda almamanız yerinde olur.
Deprem tam 9.5 şiddetindeydi ve tüm ülkeyi tam 10 dakika boyunca salladı. Depremin ardından yaşanan tsunamiler Hawaii, Filipinler, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı olumsuz etkiledi, Japonya'da 200 kişinin ölümüne sebep oldu. Deprem sonucunda ülkede yaşanan can kaybının 6000 kişiyi bulduğu tahmin ediliyor.
Ülkede 500 binden fazla Filistinlinin yaşadığı düşünülüyor. İlk dalganın 1850'lerde yaşanan Kırım Savaşı esnasında çocuklarının Osmanlı adına savaşmasını istemeyen Filistinli Hristiyanlardan oluştuğu biliniyor. İkinci dalga İsrail devletinin kuruluşu ile, üçüncü dalga ise İsrail'in Kudüs'ü işgal etmesiyle göç etmiş. Ülkede Filistinli göçmenlerin izlerini hayatın her alanında gözlemlemek mümkün.