Pandemi dönemi başladığından beri akıllarda tek soru “aşı ne zamana bulunacak” tı. Bedenen bu virüsü yenmenin çaresiydi çünkü. Çünkü aşıdan sonra hayat normale dönecekti, “kesssin”di. Hayatın normale dönmesi demek, sağlıklı
vücuttan ziyade, eskisi gibi sosyal ilişkilerin olabilmesiydi kimine göre, çünkü en çok mustarip olunan konuydu bu. İnsan neyi kaybederse onun özlemini duyuyordu…
İşte o özlem duyduğumuz anılar neyse (çünkü şu an onlar “anı” oldu) onları hatırlamak da mutluluk vermekteydi.
90’lar pop üzerine yapılan bir haberde, Prof. Dr. Bilge Uzun müziğin insan psikolojisine ve bedenine çok iyi geldiğini söylüyor. Ancak bu dönemi toplumun belli bir kısmı yaşadığı için belki de bu şarkılar aynı etkiyi herkeste yaratmayabilir. Ben 90’lar dönemini mutlu bir gençlik olarak yaşayan biri olarak diyebilirim ki, anılara dalıp o günkü mutlulukla şarkı sözlerine katılınca pandeminin olumsuz etkisini yumuşatıyordum. Peki bu dönemde anısı olmayanlar için de geçerli midir bu durum?
Araştırmalara göre kapalı havalarda müziğin ritmini arttırmak, bedendeki hormonal yapıyı da etkilemekte. Evlere kapandığımız havanın da pek de açık olmadığı bu günlerde belki biraz ritim arttırabiliriz o halde şarkılarla.
Bu habere göre; 90’lar popu, stres hormonu yerine mutluk hormonu salgılanmasını sağlamakta. 90’ ların özelliğine bakacak olursak, acılara karşı dirençsiz bir kabulleniş vardı. Hayat devam ediyor gibi bir psikoloji de vardı o zamanki şarkı sözleri ve ritimlerde. (Aaa, bak sanki şimdi de öyle? Evdeyiz, çaresiz kabullenişin içindeyiz işte)
Sevda, hasret çeken bir şarkı olmasına rağmen, ritmik melodisiyle aşk acısını hafifletmekte olan bir şarkı: Kayahan “Gözlerinin Hapsindeyim” (1990 Eurovision Türkiye 1.si)
(Melodisiyle okuyabilirsiniz)
Kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
Ben çılgın, ben yine gözlerinin hapsindeyim
Ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
İsyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
Aaah ben yine gözlerinin hapsindeyim
Aman vermez hasretin
Ayy la la la lay la la la la
İçimde martılar
Ayy la la la lay la la la
Sen gözyaşlarımdasın
Süregelen Aşk kavramının ve dünya düzeninin artık öyle olmadığı ayırdına varmış bir ritmik bir şarkı daha. Kimseye bela okumuyor, kendi talihsizliğini ve temennisini sunuyor.
Sezen Aksu’nun sözleri ile “Aldatıldık” Şarkısı (1996):
Bize neler neler öğrettiler sevdalar üstüne
Aldatıldık, aldatıldık sevda böyle değil
Ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne
Aldatıldık, aldatıldık dünya böyle değil
Ufalana ufalana kaç kuşak, eridik bu yollarda
Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta
Kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz ayrı diyarlarda
Bize saadet nasip şimdi, uçuk rüyalarda
1992 yılına ait bir Aysel Gürel Sözleri, Selda Bağcan’dan duyduğumuz o şarkı:
“Ziller ve İpler”
Zilleri taktı çıkı çıkı yaptı
Döndü dolandı şöyle bir baktı
Zilleri taktı çıkı çıkı yaptı
Döndü dolandı şöyle bir baktı
Bence aklınca haklı
Deli mi ne?
Git işine git işine
Sen git diyor ille de
Bence aklınca haklı
Deli mi ne?
Git işine git işine
Sen git diyor ille de
Ne yapsın işte böyle
Oyna demiş birileri
Bir ileri iki geri
Birilerinin elinde ipleri
Orijinal Müzikleri olmayınca acıtıyor sözler sanki… Biz müzik ile dinlemeye devam edelim;
Bu hafta açalım bir 90’lar pop listesi ve bakalım: iyileştirici gücü var mı üzerimizde bir de biz test edelim ha ne dersiniz?
Ben mi? Şöyle diyeyim, 90’lar pop eşliğinde çini tabaklarımı boyayıp, zaten bedenimden önce ruhumu aşılayanlardanım…