Başlangıçta öğrencilerin öğrenilen şeyle ilgili bir kavrayışı vardır. Bizim örneğimizde bu şey, “duyu organları ve işlevleri” konusudur ve neredeyse dördüncü sınıf öğrencilerinin tamamı kaç duyu organımız olduğunu ve onların ne işe yaradığını bilir. Ama bu bilgiler, temel bilgi seviyesindedir. Ne zaman ki bu ilk kavrayışla ve temel bilgiyle çelişen, çatışan, belirsizlik yaratan bir durum açığa çıkar, öğrenciler hep birlikte öğrenme çukurunun içine düşerler. Her ne kadar öğrenciler çukurdan daha gelişmiş bir kavrayışla çıkacak olsalar da çukur maalesef bir cennet bahçesi değildir. Farklı fikirlerin açığa çıktığı, nihai cevabın bir türlü bulunamadığı, insanı zihinsel açıdan zorlayan, ruhsal açıdan daraltan bir yerdir. Çukur, çoğu öğrencinin içine düşmek istemeyeceği ya da düşse bile vaz geçip geri çıkmak isteyeceği bir yer olabilir. Öğrenci, temel bilginin yeterli görüldüğü konfor alanında kalmayı, dar ama güvenli bir alanda yaşamayı tercih edebilir. Bu tercihin sebebi, illâ ki öğrencinin tembel ya da ilgisiz olması değildir. Aksine, çalışkan ve ilgili bir öğrenci de bunu tercih edebilir. Eğer öğrenci, temel bilgiye sahip olmanın takdir edildiği bir öğrenme ortamındaysa ve o da bu takdire layık görülen biriyse, onaylanan ve başarılı görülen imajını zedelemekten çekinebilir.
O halde, asıl mesele öğrenme ortamının bütünsel olarak amacıyla ve hedefiyle ilgilidir. Eğitimciler olarak çocukları dar bir konfor alanında, oranın temel bilgisine sahip uyum sağlayan kişiler olarak mı tutmak istiyoruz, yoksa konfor alanından çıkararak öğrenmeye, güçlenmeye ve genişlemeye mi davet etmek istiyoruz? Güvenli fakat durağan bir alanda itaat eden çocuklar mı istiyoruz, çukurlardan ve zirvelerden oluşan bir yolda yolculuğunu sürdürebilen cesur çocuklar mı istiyoruz?
Eğer hedefimiz tüm düşünme becerilerini harekete geçiren bir öğrenmeyse, çocukları çukura düşüren, çukura düşme konusunda cesaretlendiren bir öğrenme ortamı yaratmamız gerekir. Bu öğrenme ortamı, çocukların çukurun içinde bocalamasının, hata yapmasının, saçmalamasının anlayışla karşılandığı bir ortamdır. Aynı zamanda, çocuklara öğrenme sürecinde rehberlik edilen ve onlara birbirlerine özen göstererek ve yardım ederek çukurdan çıkmayı da öğreten bir öğrenme ortamıdır.