Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası - Dertleri Ne Olabilir ki?

Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir. 

Mustafa Kemal Atatürk 

“Arayışımızın temeli aslında geleceğimiz. Güvencesiz koşullarda çalışıyoruz, geleceğimiz güvencesiz.”

Bu cümle beni kalbimden vurdu. Bunu söyleyen bir öğretmen, özel okul öğretmeni. 

Öğretmen dayanışması adı altında sosyal medya üzerinden sorunlarına çözüm aramak amacıyla bir araya gelen bir avuç öğretmenin bir yıl gibi kısa bir sürede beş bin üyesi olan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasına dönüşümün hikayesi bu. Kendi deyimleri ile “çaresizlik” onları bir araya getirdi. 

Öğretmenleri hangi çaresizlik bir araya getirdi? Dertleri nedir? Nasıl bir araya geldiler? Neler yapıyorlar? Hangi hakları arıyorlar? 

Yıllarca yıllık sözleşme ile özel okul öğretmenliği yapmış bir öğretmen olarak öğretmenlerin bir araya gelme ve hak arama konusundaki atalete bizzat şahit oldum. Bir süredir takip ettiğim sendikayı çok merak ettim ve atladım bir Cuma akşamı Kadıköy’deki Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasına gittim. 

Canla başla öğretmenlik yapan, çocuklarımızı gönül rahatlığı ile teslim edebileceğimiz mesleklerini seven, pırıl pırıl öğretmenlerle karşılaştım. Mis gibi çay kokan, Vişne’nin mırıldanarak ortada dolaştığı, bir tarafta hukukçulardan danışmanlık alan öğretmenlerin, diğer taraftan yeni etkinliklerin hazırlığı yapıldığı, gelene kapının sonuna kadar açık olduğu samimi ve sıcacık bir ortamda buldum kendimi. 

Sendika kurucularından sevgili Ozan Fındık hocam ile sohbet ettik, aklımdaki tüm sorulara yanıtladı. 

Özel okul ve kurumlarda öğretmenlik yapan öğretmenler artık yalnız olmadıklarını bilsinler.

"Çaresizlik Bizi Bir Araya Getirdi"

-Bu dönemde herkes geçim derdinde, kimsenin zamanı yok. Siz kalkmışsınız Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası kurmuşsunuz. Başka işiniz gücünüz mü yok? Burada ne yapıyorsunuz? Nasıl bir araya geldiniz? Kaç kişisiniz?

Çaresizlik bizi bu noktaya getirdi. Hiç birimiz profesyonel sendikacı değiliz. Hepimiz aktif öğretmenlik yapıyoruz. Yaşadığımız sorunlar üzerinden çok uzun zamandır haklarımızı nasıl arayacağımızın yollarını arıyorduk. Öğretmen dayanışması diye sosyal medya, Twitter üzerinden faaliyet yürüten bir dayanışma olarak başladı.

Öğretmen dayanışması bir süre sonra sorun yaşayan herkesin toplanmaya başladığı bir ekip olmaya başladı. Türkiye’nin birçok ilinden insanlar sosyal medya üzerinden grubu tanıdı ya da soruları oldu ve ben bu sorunu nasıl çözerim diye yazdılar. Böyle böyle büyümeye başladık ve çok kısa bir süre sonra sendikalaşmaya karar verdik.

"5 Bin Üyemiz Var, Hedefimiz Bu Sektördeki Herkesi Örgütlemek"

-Sendika deyince, aklımıza siyasi bir eğilim gelir. Siyasi bir görüşünüz var mı?

Üyelerimizin tek tek siyasi görüşleri elbette var, ama biz baştan beri şuna dikkat ediyoruz: hiçbir üyenin siyasi görüşünü sendikaya yansıtmaması, öğretmen mücadelesine katkı sunmak açısından var olması bizim için en temel şeylerden biri. O yüzden çok çeşitli siyasi yelpazede çeşitli kesimlerden üyelerimiz ve yöneticilerimiz var. Birisinin sendikada yönetici ya da üye olması için x görüşüne sahip olması gerekmiyor. Öğretmen olması ve öğretmen sorunlarına karşı duyarlı olması ve mücadele etmek istemesi yeterli.

-Yani sadece sol görüşe hizmet etmiyorsunuz. 

Hayır, etmiyoruz.

-Kaç üyeniz oldu?

Şu anda resmi üyemiz 4500 ama fiili üyelerimiz de var, henüz sigortası olmadığı için katılamayan arkadaşlarımız var, bunlarla beraber yaklaşık 5000 üyemiz var. 

-Hedefiniz kaç üye?

Hedefimiz bu sektördeki herkesi örgütlemek. Bugün Türkiye’de 250 bin-300 bin civarında kayıtlı öğretmen var. Her öğretmenin üye olacağı bir sendika haline getirmek, hedefimiz bu elbette. Öğretmen dayanışmasından girişime dönüştük ve girişimden sonra Türkiye’nin birçok ilinde birbirinin hiç daha yüzünü görmemiş insanlar online toplantılar yapıp, birbirlerini tanıdılar, sorunlarını tartıştılar, nasıl bir sendika kurmalıyız, bizim bugüne kadar kurulmuş sendikalardan ne gibi farkımız olmalı, nasıl bir yol izlemeli… bunları günlerce, haftalarca tartıştık ve sonra da sendika ortaya çıktı.

"Sadece Hak Alma Meselesi Değil, Aynı Zamanda Bir Haysiyet Mücadelesi Veriyoruz"

-Peki, amaç ne, eğitim kurumları ile sorunlar bireysel bazda çözülemeyecek durumda mı? Bir öğretmen kuruma karşı kendi hakkını savunamayacak kadar aciz mi?

En başta yaşadığımız sorunlara çözüm olmak, öğretmenlerin haklarını alması, yani daha insani bir yaşam, daha insancıl bir ücret için mücadele ediyoruz. Cumhuriyet’in kuruluşuyla başlayan öğretmenin o gördüğü değer bugün öğretmenlik maalesef görmüyor. Sadece hak alma meselesi değil, aynı zamanda bir haysiyet mücadelesi veriyoruz. Öğretmen olmanın aynı zamanda başka bir yönü ve misyonu da var, gelecek kuşakları eğitmek gibi. Biz öğretmenlerin hak ettiği değeri görmediğini ve mesleğin değersizleştirildiğini gözlemliyoruz. Yani sadece ekonomik değil değer olarak ta mesleğin hak ettiği muameleyi görmesini istiyoruz. Kısaca öğretmenlik mesleğinin itibarını geri vermek istiyoruz.

"Mobbing ve Baskı Çok Fazla"

-Haklardan bahsediyorsunuz, ama hangi haklar bunlar? Özel Eğitim Kurumları hangi hakları vermiyor öğretmenlerine?

Aslında hala çok az hakkımız var, yasalar biz çok fazla sınırlandırıyor. Ama var olan haklarımızı bile çoğu zaman kullanamıyoruz. Bir örnek: Yasal olarak 12 aylık sözleşmelerle çalıştırılması lazım öğretmenlerin, ama 10 aylık sözleşmelerle çalıştırıyor birçok kurum. Onun dışında kırtasiye ödeneği alması gerekiyor öğretmenlerin, ama birçok kurum kırtasiye ödeneğini vermiyor. İşten çıkarmalarda veya haklı fesihle ayrılan öğretmenlere kıdem tazminatı vermesi gerektiği durumlarda kurumlar bu tazminatı vermekten kaçıyor. Sigortalar birçok kurumda eksik yatırılıyor. Bugün bile öğretmenlerine hala asgari ücretin altında maaş ödeyen kurumlar var.  Mobbing ve baskı çok fazla. Ve bunu denetleyen, bu mobbing ve baskıyı durdurabilecek bir MEB mekanizması da yok. Yasal olarak ta bunu durdurabilecek çok fazla mekanizma yok. O yüzden hep kol kırılıyor yen içinde kalıyor. 

-Yeşil pasaport hakkı da bu listede yer alıyor mu?

Yeşil pasaport var elbette. Onun dışında promosyonlar var. Bugün devlette çalışan öğretmenler bankadan bankaya geçince promosyon alıyorlar. Bizde de oluyor değişimler ama bu promosyon paraları bizde patronların cebine giriyor.

"Belirli Süreli Sözleşmelerle Çalışmak İstemiyoruz"

-İş Kanununa göre iş sözleşmeleri en fazla iki kez süreli yapılabiliyor, sonra süresiz sözleşmeye dönüşüyor. Özel Okul öğretmenleri her yıl yeniden imzalanan 12 aylık süreli sözleşmeler ile çalışıyorlar. Her yıl tamam mı, devam mı endişesi yaşıyorlar.  Bu konuda sendikanın yol haritası nedir?

Biz belirli süreli sözleşmelerle çalışmak istemiyoruz. Patronun sene bittiğinde bizi işten çıkarabileceği sözleşmeler istemiyoruz. Bunun yerine sözleşmelerin birkaç yılla sınırlandırılacağı veya süresiz sözleşme olmalı. Bu konuyu hazırladığımız taslağın içine dahil ettik. Bakanlığa verdiğimiz taslak içerisinde yer alıyor. 

-Ek ders ücretleri de ödenmiyor artık. Bu konuda öğretmenlerin hukuki bir hakları var mı?

Haftalık 20 saatin üzerinde derse giren öğretmenler ek ders ücreti almalılar. Yine çoğu kurum bunu maaşın içinde gösteriyor ya da ek ders ücretlerini vermiyor öğretmenlerin.  Tam bir sömürü cenneti. Eğitimden anlamayan bir sürü patron, oturmuşlar toplanmışlar ve buradan nasıl kar elde edebiliriz diye düşünüyorlar. Denetim mekanizması çok zayıf, Milli Eğitim bu konuda neredeyse denetim yapmıyor gibi, yaptığı denetimlerde tamamen danışıklı döğüş şeklinde geçiyor. 

Biz bugüne kadar yüzlerce dilekçe verdik MEB’e. Verdiğimiz dilekçelerden çok azının sonuçlandığını gördük. MEB bu konuda tamamen savsaklama eğiliminde. Temel sorunlarımız bunlar.

"Ucuz İşçi Olduk"

-Bu kadar çok sorunu aynı anda ele almak ve kısa vadede çözmek çok kolay değil. Öncellikle neyi çözmeyi hedefliyorsunuz? En büyük sorununuz nedir?

2014 yılında kaldırılan taban maaşı hakkımız. 2014 öncesi özel okul öğretmenleri devlet öğretmenlerinden aşağı bir maaş alamazdı. 

2007’de yasa değişti ve 2014’te madde tamamen kaldırıldı ki özel okulların ve  patronlarının yolu açılsın. Ucuz işçi olduk. Biz bu taban maaşı tekrar geri getirmek istiyoruz. Aslında bunun için mücadele ediyoruz.

"Devlette Çalışan Bir Öğretmenle Aynı Haklara Sahip Olmak İstiyoruz"

Taban maaşın yanı sıra, kıdem ve kıdem ile elde edilen haklardan da yoksun özel okul öğretmenleri, buna örnek tutulan nöbetlerin düzenlemesi gibi. Belli bir kıdem yılı ve yaştan sonra devlet okulu öğretmenleri nöbetten muaf olurken, özel okullarda çalışan öğretmenlerin böyle bir hak verilmiyor. 

Aslında istediğimiz devlette çalışan bir öğretmenle aynı haklara sahip olmak. 

Şimdi şunu söyleyebilirsiniz: başka mesleklerinde özeli var. Siz niye istiyorsunuz? Örneğin bir mühendisinde özelde ve devlette olanı var. Eğitim bir iş değildir. Eğitim bir ülkenin politikasıdır aynı zamanda. Gelecek kuşakları yetiştiren politika burada, eğitimde belirlenir. Bugün ülkenin çok ciddi bir nüfusu da özel okullarda, özel kurslarda. Kurs merkezine gitmeyen öğrenci yok gibi. Rehabilitasyon merkezlerine giden binlerce özel eğitim öğrencisi var. Bu öğrencilerin devletteki öğrenciden ne farkı var? 

-Peki, paranın girdiği yerde eğitim olur mu? 

Olur, elbette eğitim olur ama kar amacı üzerine okul kurulmamalı. MEB kanunu bile var ve kar amacı üzerinden eğitim yapamazsınız diyor. Ama bugün okulların tamamı kar amacı güdüyor maalesef.

"İlk Hedefimiz Taban Maaş"

-2022’nin sonuna kadar hangi sorunun üzerine gidip çözmeyi hedefliyorsunuz? 

İlk hedefimiz taban maaş. Taban maaş yasasını tekrar geri çıkarttırmak. Onun dışında genel olarak öğretmenleri koruyan ve devletle, kamuyla eşit haklara sahip oldukları bir öğretmenlik yasası çıkarılması. 

'Özel Öğretim Kurumları Kanununun Güncellenmesini Talep Ediyoruz' 

-Aslında Özel Öğretim Kurumları Kanunun yeniden düzenlenmesi mi kast ediyorsunuz?

Evet, güncellenmesini talep ediyoruz.

Hakların yeniden verilmesi, bir denetim mekanizmasının kurulması. Biz de sendika olarak bu denetleme mekanizmasında yer alabiliriz ve alacağımızı da taahhüt ediyoruz.

"Kurum Teşhirleri Yapıyoruz"

-Kuruluşunuzdan bu yana bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde neleri başardınız, nasıl bir fayda sağladınız?

Son bir yılda yaptıklarımızı şu şekilde sıralayabiliriz.

1. Kurum teşhirleri yaptık. Mesela kar tatilinde kurumlara baskınlar yaptık. Bu baskınlarda öğretmenleri kar tatillerinde çalıştıramayacaklarına dair uyarılar yaptık. Bu çok fazla ses getirdi. 

2. Öğretmenler kendi yasal haklarını bilmiyorlardı. Hakları ile ilgili çeşitli bilgilendirme toplantılar, online söyleşiler, Twitter sohbetleri yaptık. Avukatlarla beraber öğretmenleri bilinçlendirme eğitimleri yaptık. 

3. 50 tane gönüllü çalışan avukatımız var. Bu sayısı gittikçe de büyüyor. Avukatlarımız sendika üyelerimize gönüllü danışmanlık yapıyorlar. Cuma günleri hukuk komisyonu günüdür, merkezimize her öğretmen gelip avukatlarımızdan danışmanlık alabilir. 

4. Merkezimizi kurduk, merkezimiz her gün saat 16.00’dan sonra  açık, kendi içimizde nöbet düzeni oluşturduk. Her gün birimiz açıyoruz merkezi, temizliğini yapıyor, çayımızı koyuyor ve misafirleri karşılıyoruz.

5. Ankara’da büyük bir etkinlik yaptık taban maaş ile ilgili. Sonra da bir basın açıklaması yapmak istedik, ama polis yapamayacağımızı söyleyince direndik. Öğretmenlerin sesini duyurmak istedik. Maalesef burada şiddete uğradık. Bu da kamuoyunda büyük bir tepki yarattı ve bu da sesimizi daha da çok duyurmamızı sağladı. Belki basın açıklaması yapsaydık, sesimiz bu kadar duyulmayacaktı. 

'Milli Eğitim Bakanlığından Özel Davet Aldık' 

-Ama diğer yandan da Milli Eğitim Bakanlığından özel davet aldınız. 

Evet, bir gün sonra Bakanlıktan davet aldık. Bakan yardımcısı ile görüştük, Özel öğretim kurumları genel müdürüyle görüştük. Kendileri bundan sonra kapılarının bize açık olduğunu belirttiler. Biz de bundan sonra görüşmelerimize devam edeceğiz. 

- Sendika yönetimde kaç kişi var? 

Genel merkez yönetiminde 9 kişiyiz.

"70 İlde Örgütlüyüz"

-Her ilde temsilciniz var mı?

50’ye yakın ilde var. Ama 70 ilde de örgütlüyüz. Oralarda da üyelerimiz var, ama henüz temsilci seçilmemiş. Türkiye ‘de 70 kadar ilde varız. 

İstanbul’da 8 temsilcimiz var. 

-Özel okullar sizi tanıyor mu? Okul yönetimlerinden sizinle iletişime geçen var mı? 

Elbette… Kendileri geçmedi ama biz geçtik. Mesela bir öğretmen bir sorun yaşıyor, ya okuldan parasını alamıyor veya okulda bir haksızlık var, bir öğretmene baskı uyguluyorlar. Öğretmenin sorununu çözmek adına gidip konuştuğumuz, yazıştığımız birçok yönetici ve okul tanıdık. Onlar da bizi tanımak zorunda kaldı. Bu sayede bugüne kadar hukuki sürece gerek kalmadan 150 öğretmenin ücretini aldık.  

'Arabuluculuk Yapıyoruz'

-Yani öncellikle arabuluculuk yaparak sorunu çözüyorsunuz.

Tam da öyle oluyor. Örneğin kurum kırtasiye ödeneğini ödemiyor veya öğretmenin maaşını geciktirmiş. Biz kurumu arayıp, yasal olarak bunu yapamayacaklarını hatırlatıyor ve uyarıyoruz. Bunu sıradan vatandaşta yapabilir sendika olmasına gerek yok. Ama kurumsal bir kimlikle gitmek ve konuşmak elbette bir fark yaratıyor. 

'Siyasi Olarak Bağımsızız' 

-Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının diğer sendikalardan farkı ne?

Bizim sendikanın bence farkı şu:

1. Bürokratik değiliz. Ast üst yok, herkes elinden ne geliyorsa, nasıl katkı sunabiliyorsa onu sunuyor. Geçmiş sendika deneyimlerimize baktığımızda, yapmamamız gerekenler listemiz vardı, bunlardan biri  bürokratikleşmemekti. Bugün birçok sendika sendika ağaları tarafından yönetiliyor. Bunlar çok büyük maaşlar alıyorlar. Biz hepimiz öğretmeniz, bizim buradan herhangi bir maddi kazancımız yok, olamaz da zaten. Amatör bir ruhla yapıyoruz. 

2. Siyasi olarak bağımsız olmak. Elbette bize yanaşan siyasi partiler oldu. Desteklediğini söyleyenler oldu. Destekleri için teşekkür ettik, ama biz herhangi bir seçim yatırımı veya siyasi kamplaşma ve kutuplaşma merkezi ve parçası değiliz. Biz  haklarımızı arayan öğretmenleriz ve bizi böyle kabul edin diye hep mesafemizi koruduk.

3. Genç bir kadromuz var. 

4. Fikirlere açığız, herkes bir şey üretebiliyor. Burada yaratıcılık önemli.

"Öğretmenin Gelişimine Katkı Sağlayan Bir Platform"

-Sorunu olmayan öğretmen neden size üye olsun?

Avukatların barosu var, barolu avukat olmanın belli avantajları var. Biz de aynı şekilde sendikamızın sadece bir mücadele alanı değil, öğretmenin gelişimine katkı sağlayacak bir platform olmasını istiyoruz. Mesela yakında drama eğitimleri olacak. Öğretmenin gelişimini destekleyecek, deneyim ve bilgi paylaşımı yaparak kendini geliştirebilecekleri bir yer burası. Soğuk gri bir sendika değil, yaşayan nefes alan hayat bulan, öğretmenin burada kendini geliştirebildiği de bir yer. 

-Öğretmenler nasıl üye olabilirler?

E-devletten üye olunuyor.

'Sendika Üyeliğinizi Kimse Göremez'

-Öğretmenin üye olduğunu çalıştığı kurum görür mü?

Üyeliğinizi siz kendiniz söylemediğiniz sürece kimse görmüyor. E-devlet üzerinden yapılıyor kayıt. Siz açıklamadığınız sürece kimse sizin sendika üyeliğinizi açıklayamaz. Zaten KVKK buna engel. Sendikal üyeliği ne sendika açıklayabilir ne de kurum sendika üyeliğini soramaz ve sorgulayamaz. 

-Öğretmen çalıştığı kuruma sendika üyesi olduğunu söylemeli mi? 

Öğretmenlerin şöyle korkuları vardı: Sendikalı olursam beni işten atarlar. Biz şunu gördük: kurumun öğretmenin sendikalı olduğunu bilmesi, öğretmene avantaj sağlıyor. Sendikalı olmak işten atılmayı engelliyor. Yani senin etrafında görünmez bir halka, bir kalkan oluşturuluyor. İşverenler, patronlar sendikalı öğretmenlerden çekiniyorlar. O yüzden öğretmenin sendikalı olduğunu söylemesinde hiçbir sakınca yok. Sendikalı olmak anayasal bir hak, Anayasa’nın 54. Madde. TCK’nın 181. ve 182. maddeleri gereğince de sendikadan çık veya sendika değiştir gibi bir telkinde bulunursanız, 1-3 yıl arası ağır hapis cezası alabilirsiniz. 

-Sendika aidatı ne kadar?

Zorunlu bir kesintimiz veya aidatımız yok, ama her üyemizin katkı sunabileceği ölçüde katkı sunmasını istiyoruz. Alt limitimiz 50 TL. Ama bunu kimseden zorunlu kestiğimiz bir sistem yok, zira öğretmenlerimiz çok düşük ücretlerle çalışıyorlar. Burada tamamen gönüllülük esas.

Gözleri ışıldayan pırıl pırıl öğretmenimiz İrem Erdem çalıştığı okulda sendika temsilciliği yapıyor.

Ankara’daki etkinlikte göz altına alınmış. “Taban maaş etkinliğinde tatsız bir deneyim yaşadım, ama bu sayede kamuoyunun dikkatini çektik ve sesimizi duyurabildik.” diyor İrem. 

Instagram

Twitter

Web

Mail: info@ogretmensendikasi.com

Popüler İçerikler

Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!