Özel Okullar Ücretlerine Zam Yaparken Öğretmenlerini Unutuyor: Asgari Ücretin Altında Öğretmen Çalıştırılıyor

Independent Türkçe 3 şehirden 3 ayrı özel okul öğretmeniyle konuşarak vahim tabloyu gözler önüne seriyor. Sendikalar, özel okulların öğretmenlerini 'köleleştirildiği' görüşünde

'Öğretmenlerden 'TÜBİTAK düzeyinde bilimsel proje' hazırlanması isteniyor oysa ben bu ay kredi kartı borcumu nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum…'

Bu sözler 7 yıl tecrübeye sahip bir özel okul öğretmenine ait. 

İstanbul'un 'elit' sayılan bir semtinde, genellikle ekonomik olarak üst sınıfa mensup ailelerin çocuklarının okuduğu bir özel okulda çalışıyor. 

Bütün öğrencilik hayatı devlet okullarında geçmiş, kendisi gibi 'alt sınıflara' mensup öğrenci arkadaşlarıyla birlikte okumuş, yazları sanayi sitelerinde çıraklık etmiş, azmetmiş Türkiye'nin iyi sayılan üniversitelerinden birinde okumuş ve öğretmen olmuş.

On yıllar önce bir 'başarı hikayesi' olarak anlatılacaktı belki ama şimdi KPSS'yi 2 yıldır birkaç puanla 'kaçırmış' bir atanamamış öğretmen olarak özel okulda çalışıyor ve 'Mülakata puanım yetseydi ne olacaktı zaten, referansım yok muhtemelen elenecektim' diyor.

Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın haberine göre son asgari ücret artışıyla birlikte aldıkları ücret okuldaki güvenlik görevlileri ve müstahdemlerle eşitlenmiş durumda: 

'Onlar neden bu kadar alıyor diye kızmıyorum tabii, ama nitelikli personele asgari ücret verilemeyeceğine dair yargı kararlarını hatırlatmanın bir manası da yok. Alacağımız cevap 'Sırada kaç kişi var biliyor musun' olacak. Özel okullarda çalışanların en büyük problemleri, okul sahiplerinin genellikle eğitimci olmaması. İnşaat, ihracat gibi işlerden parayı kazanmışlar ve okul açmışlar. Bu nedenle ücret artışı talep ettiğimizde ‘Sen soğanın fiyatı ne kadar oldu haberin var mı' diyorlar. Okulda öğrenciler için yemek çıkıyor ya, zamlardan etkileniyorlarmış. Soğan zamlarını öğrenciye yansıtamıyorlarmış. Sanki biz evimize soğan almıyoruz.'

Ücretsiz fazla mesai

Özel okullarda öğretmenlere 40'ı aşkın ders saati yazıldığı olsa da mesai bununla bitmiyor. Okul kapandıktan sonra 1 saat etüde kalmak zorundalar.

Cumartesi günleri de okul kursu için okula gidiyorlar. Bunlar için almaları gereken ek mesaileri ücretlerini elbette almıyorlar. 

Tabii ki tüm özel okullar böyle değil. Özellikle bazı vakıflara bağlı olanlarda ve yabancı okullarında şartlar nispeten daha iyi. Bu nedenle özel okul öğretmenleri hep buraların kapılarını aşındırıyor. 

'Her 15 günde bir öğrenci velilerini arayarak çocukları hakkında bilgi vermemiz de isteniyor. Bu başlı başına ayrı bir iş. Bir de velilerinin kaprisleriyle uğraşıyoruz. Bunun adı da ‘eğitim' oluyor işte.'

Özel okul öğretmenleri yıllık sözleşme imzalıyorlar. Bu da iş garantilerini ellerinden alıyor. Bir daha ki yıl işsiz kalmamak için hak gasplarına susmak zorunda kalıyorlar. Öğrencilerine haklarını korumayı öğreten bu öğretmenler kendi haklarını savunamıyor. Çünkü her ayın başında evlerine doğalgaz faturası geliyor. 

Bu durum Türkiye geneline sirayet etmiş bir sorun.

Bursa'dan görüştüğümüz 10 yıllık tecrübeye sahip bir başka özel okul öğretmeni yıl başında 5 bin 235 lira brüt ücrete anlaştığını söylüyor. Bu para kesintilerle birlikte düşüyor. Aralık ayı maaşını 3400 lira olarak aldı. Özel okul öğretmenlerinin karşılaştığı en önemli sorunları şöyle sıralıyor:

'Uzun mesai, fazla ders saatleri, özlük haklarını alamamak, veli problemleri, kırtasiye masrafları ve Asgari Geçim İndirimi'nin (AGİ) maaşın içinde olması, izin sorunları…'

'10 yıllık öğretmen 3 bin 500 lira maaş alıyor, yeni mezunlar onu da bulamıyor'

Bazı daha küçük kentlerde durum çok daha kötü.

Yer yer sigortasız öğretmen çalıştıran özel okullar olduğunu söyleyen başka bir öğretmen, '10 yıllık bir öğretmen 3 bin 500 lira maaş alıyor. Yeni mezunlar onu da bulamıyor. Pandemi bahanesiyle öğretmen maaşlarını düşüren okullar var. 'Zarar ettik' diyorlar ama yalan. Okulun aylık kazancı 90 bin liranın üzerinde' dedi.

Özel okullardan açıklama

Türkiye Özel Okullar Derneği (TÜZOK) geçen gün bir açıklama yaparak, '2022-2023 öğretim yılı okul ücretleri için azami artış oranının yüzde 62,98 olduğu görülmektedir. Kurumlarımız, velilerini ve çalışanlarını göz önüne alarak azami dikkatle bütçe yapacak ve kendi artış oranlarını yansıtacaklardır' ifadelerini kullandı. 

Bu açıklama, kamuoyundan gelen tepkilerin ardından geri çekildi ve yeni bir açıklama yapıldı.

'Rekabet yasaları', 'kurum ücretleri', 'KDV oranı' gibi ifadeler yer alıyordu ve ilk açıklamanın yanlış anlaşıldığı şu sözlerle dile getiriliyordu:

'Rekabet yasalarının geçerli olduğu ülkemizde, her kurum ücretlerini, kendi bütçe hesaplarını yaparak bağımsız olarak belirler ve açıklarlar. Ne derneğimizin ne başka bir kuruluşun ücret artış oranı belirlemek gibi bir çalışması ya da hedefi yoktur ve olamaz.'

Açıklamada 'devlet eliyle sağlanacak yardımları devreye sokmak için çalışarak, artışların çok daha aşağılara çekilmesini sağlamaya' çalıştıklarını da belirten TÜZOK, okullarda çalışan öğretmenlerin durumlarıyla ilgili bir bilgi vermiyordu.

TBMM'de de unutuldular

Bu öğretmenlerin durumu siyasetin de gündeminde değil. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmeye başlanacak 'Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda özel okul öğretmenleri hatırlanmadı. 

Hem Türk Eğitim-Sen hem de Eğitim-Sen, pazartesi günü TBMM alt komisyonunda görüşülmeye başlanacak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda özel okul öğretmenlerinin unutulmuş olmasına tepkili.

Eğitim-Sen MYK üyesi ve Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu, 'Özel okulda çalışan öğretmen, öğretmen değil midir? Siz onları mesleğin içinde kabul etmiyor musunuz? Bu meslek kanunu gerçek anlamda bir meslek kanunu olsaydı, özel ya da kamusal alanda çalışan bütün öğretmenleri kapsıyor olması gerekirdi. Öğretmenlik Meslek Kanunu derhal geri çekilmeli ve bütün öğretmenleri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli' diye konuştu. 

Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş da bu konuda bir 'tezat' olduğunu dile getirerek 'Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin kesinlikle meslek kanunu çerçevesine alınması gerekiyor' ifadelerini kullandı.

Özel okul öğretmenlerinin 'atanamayan öğretmenlerden oluştuğunu' belirten Muşlu, 'Eğitim fakültelerinin ya da pedagojik formasyonunu almış bölümlerin kontenjanları uzun dönemli planlanmalı ve kontenjanlar ihtiyaca göre düzenlenmeli ve öğretmen adayı arkadaşlarımız kadrolu bir şekilde istihdam edilmeli' yorumu yaptı. 

Muşlu, şunları kaydetti: 

'Şu anda piyasacı bir özel okullaşma sürecini yaşıyoruz. Böyle olunca bu arkadaşlarımız sözleşmeli bir şekilde özel okullarda çalışınca özel okul sahipleri bu arkadaşlarımızı ucuz işgücü olarak görüyor. Özel okullarda çalışan arkadaşlarımız çok düşük ücretlerle görev yapıyorlar. İş güvenceleri patronların ya da okul yöneticilerin iki dudağı arasında. Bu asla kabul edilebilir bir tutum değil. Özel okulda çalışan arkadaşlarımızın statüsü tamamen güvencesiz çalışan, ucuz işgücü düzeyindedir. Mevcut mevzuata göre her ne kadar özel okul öğretmeni arkadaşlarımızı üye yapıp örgütleyemiyorsak da onların sorunlarına ilgisiz değiliz, yaşadıkları ekonomik sorunları, güvencesiz çalışma ortamlarını, uğradıkları haksızlıkları sıklıkla dile getirmeye çalışıyoruz.'

Popüler İçerikler

A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı
YORUMLAR
07.01.2022

Eşi özel kurumlarda çalışan birisi olarak yazıyorum. Yazılanlar az bile. Öğretmenler, mühendisler, vs vs ler doğru bir şekilde sendikalaşmadıkça ve bu sendikalar haklara sahip çıkmadıkça bu ülkede birşeyler düzelmeyecek. Öğretmenler mecburen kabul etmek zorunda kalıyorlar bazı rakamları ve bu durum gerçekten çok can sıkıcı.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ