Gittiği doktorun kendisini paniğe sevk ettiğini iddia eden Kışlalı, “Doktor, ‘Kanser hücresi, vücudunu bir gün içerisinde de bir sene içerisinde de sarabilir.’ dedi. Ne yapacağımızı bilemedik. Bütün tetkikler elimizde, karar vermemiz lazım; ameliyat olalım mı olmayalım mı? Biz de karar verdik. Kanserim zannettim. Sadece o kitle alınacaktı ama dediler ki ‘Diğer memeyi de alalım mı?’ Doktorlara güveniyoruz; ‘Siz nasıl uygun görüyorsanız öyle yapın.’ dedik. Onlar iki memeyi de aldılar” diye konuştu.
“Şimdi doktorların avukatlarının savunması şu; ‘Kendi isteğiyle estetik ameliyatı olmak istedi. Geldi biz de estetik ameliyatı yaptık.’ Böyle bir şey yok. Ne bir sözlü demeçte ne de imzalı bir evrakta böyle bir istekte bulunmadım. Ameliyat sonrası kemoterapiye başlanacağı söylenmişti. Kocaeli Devlet Hastanesi Onkoloji Bölümüne elimdeki raporlarla gittiğimde ‘Siz kanser değilsiniz.’ diye ben hastaneden belge aldım. Sonra Sakarya’da özel bir hastaneye gittim, orada da bu belgeleri gösterdim. Yine oradan da rapor aldım. O belgelerle bana ‘Sen kanser değilsin.’ dediler. 1 ay sonra kemoterapiye başlayacağımı zannediyordum. Sonra kanser olmadığımı öğrenince dava açmaya karar verdik.”
Özel hastaneye gitsen ayrı, devlet hastanesine gitsen ayrı skandal canım ülkemde..
ve akıllara gelen o meşhur söz ; " Gidiyorlarsa gitsinler... " Firederik niyeyse
Her işte beyana bakarlar. Ayrıca tüketici mahkemesi ne alaka !? Her türlü üst mahkemede bozulur.