Erdoğan, Zeki Müren 'le ilgili yaptığı yorumlara yenisini ekledi. Sabah gazetesi yazarı Tuba Kalçık'a konuşan Erdoğan, daha önce yaptığı açıklamaların arkasında olduğunu belirterek 'Ülkemizde kültür adına söz söyleyen, yazan çizen, satılmamış, namuslu ve cesur eleştirmen kalmadığından, bu görev birkaç sanatçı arkadaşımla bize düştü' dedi.
Erdoğan, gıyaplarında yalan yanlış haberlerin yapıldığını ileri sürerek 'Korkakça arkamızdan konuşuyorlar. Bu bir itibar suikastıdır. Serbest ekonomilerde genel prensip, değerler üretip ülkeye maddi manevi kazanç sağlamaktır. Bizde tam tersi yapılıp emperyalizme hizmet ediliyor' diye konuştu.
Erdoğan, 'Zeki Müren'i dinleyip dinlememek insanların kültürel eğitimleriyle ilgili bir tercih meselesidir, zevk meselesidir. Buna diyecek bir şeyim yok. Benim itiraz ettiğim nokta başka' ifadesini kullandı.
Sohbetin devamında Kalçık'ın yönelttiği sorular ve Erdoğan'ın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
"LGBT'ler" bi yerden çıkmadı. İnsanlar dünyaya geldiğinden beri vardık ve hâlâ varız. Eşcinseller Osmanlı'da vardı,Bizans'da vardı,Antik Roma'da da vardı,Arabistan'da da vardı. Yani,kimse bir gün uyanıpta "eşcinsel mi olsak ya?" falan demedi,yada Oha bu ünlü eşcinsel bende mi olsam acaba da demedi. Hep vardık zaten ve olacağızda bunu değiştiremezsiniz. Ayrıca internete girin ve eşcinsellik tarihini okuyun cahil cahil konuşmayın.
Ananın amından çıktı. 3 gün içinde; Samsun'da kadının biri 5 yaşındaki çocuğunun yanında öldüresiye dövüldü. Ertesi gün Ankara'da yine bir heteroseksüel eşini 4 çocuğunun önünde boğazından bıçaklayarak öldürdü. Bunlara niye hiç sesiniz çıkmıyor? LGBT bireylerin hangi şiddetini gördün? Anca öldürürsünüz, canlı canlı yakarsınız. Lut kavmi diye bas bas masal anlatıyorsunuz. Onlar nereden çıktı peki? İnsanlık tarihi kadar eskidir bu konular. Sizin gibi fosil kafaların arasında kimliklerini gizlemek zorunda kalıyorlardı. 21. yüzyıldayız. Sike sike yüzleşeceksiniz. Siz yok sayınca yok olmuyor. Zaten iyi ki varlar. Ne güzel insanlar. Topluma renk katıyorlar.
Ölümünün üzerinden 25 yıl geçmiş bir insan hakkında böyle konuşabilmek için nasıl bir şuursuz olmak gerek? Bu söylemler karşısında ne elde etmeyi beklemekte? Ömrünün son deminde sapıtan sapıtana.