Bilgisayar, Playstation, Xbox ya da mobil oyunlar. Bir şekilde oyun oynama bağımlısı büyük bir kitle var. Bu kitlenin de kendince dertleri var. Oyunun en kritik anında odaya giren annenin mouseun önüne meyve tabağı koyarak hamle yapmanızı engellemesi, internet bağlantısının kopması, telefonda oyun oynarken sürekli çıkan ve bir türlü kapatılamayan reklamlar. Bu içerikte oyunseverlerin yaşadığı çileleri bulacaksınız, onların hislerini anlayacaksınız.
Tam oyunun en kritik anında, önce yavaşlayan sonra kopan internet bağlantısı ile oyundan düşmek; koşarak modeme gidip 'ya abicim ne oldu şimdi neyin var güzel kardeşim' deyip modemi okşamak, reset atıp bağlantı geri gelsin diye dua etmek... İşte bunlar bir oyunseverin her hafta en az 1 kez yaşadığı alışıldık olaylardandır. Modeme benzin döküp yakan adam gördüm ben.
'Dur güzel evladım bir meyve yesin vitamin alsın' diye düşünüp, dakikalarca meyve soyan anneler, annelerimiz. İşte o anneler, ne kadar güzel bir düşünce ile yola çıksalar da evlatlarına keder verirler. Koyma işte o farenin önüne meyveyi anne. Koyma.
Online oyun oynayanlar iyi bilir; bu oyunların kanseri Rus oyunculardır. Oyunu berbat ederler, asla takımla hareket etmezler, sürekli küfür ederler ve oyunun ortasında, siz tam oyunu kazanmak üzereyken oyundan çıkarlar ve kaybetmenize sebep olurlar.
Oyun süresince bıdır bıdır konuşup, insanda konsantrasyon bırakmayan; oyunu kazanınca da 'oo nasıl koydum of of mahvettim sildim seni' gibi gıcık gıcık cümlelerle insanın sinirini bozan rakip de; oyunseverlerin en sinir olduğu şeylerden biridir.
Dövüş oyunları oynayanların sıkça karşılaştığı sinir bozucu rakip, aynı hareketi sürekli yapmasıyla ünlüdür. Misal Street Fighter oynuyorsunuz. Bu gider hep Ken veya Ryu'yu alır. Ha babam hadouken (halk arasında aduket diye bilinir) hareketini yapar. Yav bir dur zıplayalım 2 yakın dövüş yapalım, yok sürekli aduket.
'Abi o tuş ne işe yarıyo?', 'Buna basınca ne oluyo?', 'Niye şimdi o odaya girdin?' gibi garip garip sorularla oyun zevkini öldüren komşu çocuğu da; oyunseverlerin kabuslarından biridir.
Üniversite öğrencilerinin çok iyi bildiği, sinir bozucu adamdır bu. Bir oturur oyunun başına arkadaş 8 saat hiç kalkmaz. Yav bi yarım saat kalk biz de oynayalım be adam; ama yok o koltuğa yapışmıştır adeta.
Her oyunseverin en az 1 kez yaşadığı bu acı durum için, uzmanlar 'otomatik kayıt' sistemlerini icad etmişlerdir. Hangimiz bunu yaşamadık ki? Save etmeyip 1-2 saat oynadığımız oyunda ölmedik mi? İçimiz kahırla dolmadı mı?NALET OLSUN deyip oyunu kapatmadık mı?
Arayan bazen anne babadır, bazen yakın bir arkadaş. Ama tam günlük hayatın stresinden uzaklaşıp biraz oyun oynayıp kafanızı dağıtmak istemişken gelen o telefon araması, hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Anlattıkça anlatır karşı taraf. Siz 'ne anlattığın çok umurumda değil' modunda takılıp 'he hee evet' diye cevap verirsiniz ama karşı taraf asla telefonu kapatması gerektiğini idrak edemez.
Klavyesinden yemek kırıntısı çıkan, en az 1 kez laptopun üstüne kola dökenler bu dediğimi iyi anlayacaktır. Oyun oynarken yemek yemeye çalışmak, genelde başarısızlıkla sonuçlanır. Ya yemek dökülür, ya eliniz yağlanır. Ya tam yemeğe uzanmışken oyunda önemli bir şey olur. Özellikle online oyunseverler, gece geç vakitlerde bunu sıkça yaşarlar.
Gecenin 2'sinde bakım yapmaya karar veren elektrik idaresinin; oyunculara sık sık yaşattığı acı sürprizlere hala alışamadık. Oyunseverlerin bazıları, bu gibi kötü sürprizler için mini güç üniteleri alıyor; ancak online oyun oynuyorsanız; modem de kapanacağından oyundan düşmenize sebep olacak elektrik kesintileri en büyük korkunuzdur.
Mutfaktan 'yemek hazır gel' diye bağıran anneyi, pizzacının çaldığı kapı zilini yahut 'ABİ EV YANIYO KALK' diyen ev arkadaşını duymayacak kadar kendini oyuna kaptırmak da oyun sevdasına dahil.
İçine düşen yemek kırıntıları, dökülen kola yahut aynı tuşlara sürekli basmak yüzünden klavyenin aniden bozulması da; oyunseverleri sinir eden durumlardan biridir.
Yarım saat bir şey yazmasanız 'öldü galiba' deyip 132 tane mesaj atan sevgilinin oyun zevkinizi mahvetmesidir. 'Oyun oynuyorum' yazsanız 'ne oynuyosun?' der. Oyunu söyleseniz 'kaç saat daha oynayacaksın?' der. Bitmez o yani o mesajlaşma. Kafaya taktı bir kere size oyun falan oynatmayacak.
GTA Vice City'deki inşaat görevinin zorluğunu hepiniz bilirsiniz. Oyunseverleri kanser eden bir diğer durum da; bu bölüm gibi çok çok zor ve sırf 'millet sinir olsun, bir türlü geçemesin' diye konulan görevlerdir.
Multiplayer oyunda ki o hackerlar?
Hayır! Hiçbiri değil, oyunda çözümü olmayan bug... İşte bu en kötüsü.
Türkiye serverında LOL oynamakta kanser sebebidir, adamlarda bir çene var aman yarabbim susmuyorlar, bir ara drop atıp ego kasanlar vardı, oynamak isteyen varsa ya Dota oynasın yada West'te oynasın.