Oyunculuk yeteneği olmadan dünyaca ünlü olabilen isimler varken bu oyuncuların çok daha iyi yerde olmaları gerekiyordu.Müthiş filmlerde birbirinden çok farklı karakterleri canlandırabilen nadir oyunculardan. Buna rağmen şöhret çizgisinin bir miktar altında seyrediyor; ama olsun, kendine has sağlam bir kitlesi var. 👊Klasik bir Fransız kadını karizmasına sahip. Soysuzlar Çetesi'nin ardından 'yıldız oyuncu' seviyesine gelmeyi hak ediyordu.Dawson's Creek ekibinden geriye kalan en iyi şey. Öncesinde de ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyorduk ama Manchester by the Sea ile bir kez daha gösterdi ki kesinlikle olduğu yerden daha fazlasını hak eden bir oyuncu.Pride & Prejudice sonrasında daha fazlasını umsak da belli bir çizgide ilerleyebildi. Gone Girl'ün ardından bu sefer kesin istikrar gelecek derken yine sallantıda gittiği söylenebilir. Seviyoruz. 💛Daha çok The Departed'daki ve Up in the Air'daki rolleriyle büyülemişti. Olgun, kendinden emin bir oyunculuk sergiliyor her defasında. Neyse ki The Conjuring serisi sayesinde daha ön planda kendine yer bulabildi, yine de daha fazlasına layık.Onu kıyıda köşede kalmış bilim kurgu filmlerinde görebiliyoruz daha çok. Bu filmlerin senaryosunu da yazıyor üstelik. Tam bir yetenek ama büyük filmlerde göremedik henüz.Başta Crash olmak üzere oyunculuğu takdir edilesi bir isim. Geçtiğimiz yıl Westworld'de harikalar yaratınca kendini bile aştı.The Prestige'de görmüştük ik olarak, tabii burada Scarlett'in gölgesinde kalmıştı. Sonrasında Vicky Cristina Barcelona'da izledik, yine Scarlett'in gölgesinde kaldı. Ardından The Town, The Awakening, The Gift gibi filmlerle gerçek bir oyuncu olduğu güvenini verdi. Geçtiğimiz yıl Christine filmiyle şahane bir iş çıkarmıştı, çok fazla konuşan olmasa da.Cruella karakteriyle ikonlaşsa da, 6 defa Oscar'a aday olan büyük ustalardan. Üstelik bu adaylıklarının 5'ini 7 yıl içerisinde aldı. En efsane rolü Fatal Attraction'dır, son yıllarda Albert Nobbs filmiyle kalitesini bir kez daha göstermiştir.The Hateful Eight filmindeki oyunculuğu karşısında saygıyla eğiliyoruz. Kıymeti bilinmeli bu kadının.İngiliz filmlerinin o mahzun yüzlü kadını. 90'lardan bu yana belli bir çizgide ilerledi, keşke o çizgi biraz daha yükselebilseydi.Arka planlarda görünüp görünüp kendine hayran bırakmayı başaran bir kadın. ❤️Çoğu zaman cool bir kadını canlandırır, bir yıldız isim olmasa da kendini sevdirmeyi her zaman başardı.28 Gün Sonra filmiyle çıkış yapmasının ardından Karayip Korsanları'ndaki Tia Dalma rolüyle yükselişe geçmişti. Sonra bir duraklama dönemine girmişken Moonlight'taki etkileyici performansıyla birlikte aslında ne kadar kaliteli bir isim olduğunu gösterdi. Birkaç yıl içinde hak ettiği yeri bulacaktır.Genellikle naif rollerde görüyoruz bu han'fendiyi. Oysa ikiz kardeşi Jake gibi biraz daha başrol odaklı rollerde olmalıydı.The Grifters, American Beauty, Being Julia ve The Kids Are All Right filmleriyle 4 kez Oscar'a aday oldu; ama gelin görün ki ismi yeterince bilindik değil. Özellikle de The Kids Are All Right'ta harika işler yapmıştı.Romeo ve Juliet'te Leo'yla şahane uyum yakalayan o güzel kadın, sonrasında Stardust filmiyle epey göz önünde olsa da öyle çok atılım yapamadı. Oysa Temple Grandin ve Homeland'deki performanslarından biliriz ne kadar iyi oyuncu olduğunu.
Uzun bir süre sonra anca kaliteli bir içerik geldi.
o kadar cok yetenekli oyuncu varki. hep aklimi kurcalamistir, ne oluyorda birinin ismi billboardlara sigmazken baskasi ara rollerin otesine gecemiyor. bir kac basarili filmin getirdigi sans mi, yoksa yonetmenlerle yapimcilarla olan iyi iliskiler mi.
Birçoğunun oyunculuğu popüler aktrislerden iyidir.