Bununla birlikte birçok araştırma, mutluluğu etkileyen en büyük faktörün sosyal etkileşimler olduğunu ortaya koyuyor. Çevre ile iyi ilişkiler geliştirmenin stres hormonlarını azalttığına ve daha az kronik iltihaplanmaya yol açtığına dair bilimsel kanıtlar var. Sosyal etkileşim denilince ise oyun oynamak akla ilk gelen aktivitelerden biri oluyor. Tabii oyun her yaş grubu için farklı bir anlamı ve etkisi olan bir kavram. Herkes için gerekli ve değerli olsa da çocuklar için yeri ve önemi kuşkusuz bambaşka.
Oyun oynamak aile mutluluklarının temeli
Oyunlar, özellikle çocukların hem sosyal hem de zihinsel açıdan gelişimine çok önemli katkı sağlar. Grup çerçevesinde oynayan oyunlar çocuklara liderlik, iş birliği yapma, problem çözebilme, öz güvenli olma gibi nitelikler kazanırlar. Freud ve Walder gibi psikoanalitik kuramcılar oyunu çocuğun endişesini hafifletici bir yol olarak nitelendirmişlerdir. Çünkü çocuklar oyunlar sayesinde normal zamanlarda ifade edemediği duygularını dışa vurabilirler. LEGO Group tarafından yayınlanan LEGO Group 'İyi Oyna Araştırması'nın 2022 verilerine göre, çocukların %97'si oyun oynamanın kendilerini mutlu ettiğini ve ebeveynlerin %92'si de oyun oynamanın aile mutluluklarının temeli olduğunu söylüyor. Sözün özü oyun oynamak toplumda mutlu bireylerin yetişmesine çok önemli katkılar sağlıyor.
Bugün oyun denilince aklımıza ilk olarak video oyunları gelse de örneğin yetişkinler için sunulan Lego setleri aynen çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerin de günlük yaşam telaşlarından uzaklaşmalarına, rahatlamalarına ve yaratıcı olmalarına yardımcı oluyor. LEGO Group 'İyi Oyna Araştırması'nın 2022 verileri de bunu destekliyor. Öyle ki araştırmaya katılan her 10 kişiden 9’u (%87) oyun oynamanın onları rahatlattığını ve yine her 10 kişiden 9’u da oyun oynamanın onları işten uzaklaştırarak gevşemelerine yardımcı olduğunu söylüyor.
Kazanma hırsı ve rekabet arzusu dopamini tetikliyor
Tabii oyun oynamanın getirdiği mutluluğun ardında sadece birlikte bir şeyler yapma ya da yaratıcı olabilme gibi motivasyonlar yok. Örneğin insanoğlu için biraz daha güçlü dürtüler olan rekabet ve kazanma arzusu var. Araştırmalar, bir oyunu kazanmakla uyandırılan olumlu duyguların, beynin zevk tepki sistemini kontrol eden nörotransmitter dopamini tetiklediğini gösteriyor. Dopamin, kişiyi mutlu eden şeyi yapmaya devam etmesi gerektiğine ikna eder. Bu potansiyel olarak bağımlılığa veya diğer sağlıksız davranışlara yol açabilir.
Örneğin kumar oynamak hem kazanma hem de kaybetme senaryoları sırasında sisteme dopamin salan başka bir aktivitedir. Bu nedenle, kumar oynayan bazı kişiler genellikle devam etme dürtüsü geliştirir ve tüm olumsuz yan etkilerini bilmelerine rağmen oyunu bırakamazlar. Futbol, basketbol gibi fiziksel aktivite temelli oyunlar ise endorfin adı verilen kimyasalların kan dolaşımına salınmasına yardımcı olur. Endorfinler, ağrı mesajlarının sinir uçlarından gönderilmesini engeller, ancak aynı zamanda, ruh halini iyileştiren ve söz konusu aktiviteyi uzun süre yaptıktan sonra genel bir mutluluk hissi yaratan serotonin salarak olumlu mesajları uyarır.
Monopolyde ne anne tanırım ne baba ne sevgili,eş falan acımam diğer her oyunda güler eğleniriz ama monopolyde çirkeflik,ezme,dolandırıcılık,bankadan zimmete para geçirme yolsuzluk her şeyi yaparım…