Özellikle Joker filmindeki performansıyla izleyicilerin dikkatini çekmeyi başaran Joaquin Phoenix için muhteşem oyunculuk standartlarını yakalamak yeni bir şey değil. Performansının arşa ulaştığı 15 filmi inceleyelim.
Özellikle Joker filmindeki performansıyla izleyicilerin dikkatini çekmeyi başaran Joaquin Phoenix için muhteşem oyunculuk standartlarını yakalamak yeni bir şey değil. Performansının arşa ulaştığı 15 filmi inceleyelim.
2012 yapımı, Paul Thomas Anderson tarafından yazılıp yönetilen The Master (Usta) filminde Joaquin Phoenix, alkolik ve psikolojik olarak hasarlı bir deniz gazisi olan Freddie Quell'i canlandırıyor. Freddie 2. Dünya Savaşında aktif görevi bitince ülkesine döner. Kararsız ve plansız bir şekilde yaşarken şans eseri The Cause isimli tarikatın lideri Lancaste Dodd (Philip Seymour Hoffman) ile tanışır. The Cause tarikatıyla ilişkileri giderek artar. Tüm Paul Thomas Anderson filmlerinde olduğu gibi gerilim hızla tırmanır. Göz kırpmama sahnesi diyebileceğim sahne özellikle sizi içine çekecek.
Yönetmenliğini Ridley Scott'ın yaptığı kült filmde Joaquin Phoenix, Russell Crowe'a eşlik ediyor. Film eski bir Roma generalinin destansı intikamını konu alıyor. Roma İmparatoru Commodus'u canlandıran Phoenix, kötü bir karakterin iyi oyunculukla nasıl parlatılabildiğini öğretiyor adeta.
Her (Aşk) Spike Gonza tarafından yazılmış ve yönetilmiş, Joaquin Phoenix'in Theodore Twombly isimli oldukça yalnız bir tebrik kartı yazarını oynadığı mükemmel bir film. Karakterimiz, yalnızlığını paylaştığı bir işletim sistemine duyduğu hislerle izleyenleri aşk, sevgi gibi kavramları yeniden anlamlandırmaya davet ediyor.
Berlin Duvarının yıkılmasına yakın bir zamanda geçiyor Buffalo Soldiers. Joaquin Phoenix bu filmde uyuşturucu mal ticareti yürüten yolsuz bir askeri canlandırıyor. Bu filmde bir başka tanıdık yüzü de görebilirsiniz. O kişi tabii ki bir başka muhteşem oyuncu olan Haluk Bilginer.
Phoenix'in Cannes Film Festivalinde En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü almasına vesile olmuş Hiçbir Zaman Burada Değildin, Körfez savaşında savaştıktan sonra travma sonrası stres bozukluğu yaşayan eski bir askeri canlandırıyor. Çocukları fuhuştan kurtaran bir kiralık katil olan Joe'nun hikayesi, başarılı bir oyunculukla buluşuyor.
James Gray'in yazıp yönettiği filmde Phoenix'e, Gwyneth Paltrow ve Vinessa Shaw eşlik ediyor. İntihara meyilli bir tip olan Leonard'ı tanışacağı iki kadın değiştirir fakat hayat onu bir seçim yapmaya zorlayacaktır.
Philip Kaufman'ın yönettiği, Marquis De Sade'ın sonunu tekrar canlandıran bu yapımda Joaquin Phoenix; Michael Caine, Kate Winslet, Geoffrey Rush gibi yıldızlar yanında dahi parlamaya devam ediyor.
Joaquin Phoenix'e Akademi Ödüllerinde ilk 'En İyi Erkek Oyuncu' adaylığını getiren bu filmde, Phoenix efsane sanatçı Jonny Cash'in gençlik yıllarını canlandırıyor. Amerikan müzik endüstrisinde yarattığı köklü değişimi ve yaşamını konu alan film, Phoenix'in en unutulmaz performanslarından birine şahit olmamızı sağlıyor.
Geldik pek çoğumuzun Joaquin Phoenix'le tanıştığı o önemli filme. Joker karakteri çizgi romanlarda çizildiği ilk günden beri popüler kültürde çok önemli bir yer tutmuştur. Bunun yanında Joker karakterinin Batman filmlerinde usta oyuncular tarafından canlandırılması etkisini arttırdı kuşkusuz. Hatta Heath Ledger çıtayı öylesine yukarı taşımıştı ki onun performansını başka bir oyuncunun geçebileceğine kimse ihtimal vermiyordu. Heath Ledger mı, Joaquin Phoenix mi tartışmaları bir kenarda dursun, bu filmdeki performansı Phoenix'e ilk Oscar'ını kazandırttı.
Patrick Dewitt'in aynı adlı romanından uyarlanmış bu film dram ve komediyi başarılı biçimde harmanlıyor. Bir çift tetikçi kardeşin aldıkları zorlu bir işin peşinden gidişlerini anlatıyor. Charlie Sisters olarak gördüğümüz Phoenix birbirinden farklı rollerde de çok iyi iş çıkarttığını gözler önüne seriyor.
Phoenix bu filmde içine kapanık ve sosyal olmayan bir genç olan Jimmy Emmett'i canlandırıyor. Jimmy derslerine giren Suzanne Stone'dan (Nicole Kidman) etkilenmeye başlar. Bu duyduğu his onu adım adım karanlığa çekmektedir. Phoenix genç yaşına rağmen bu rolün de altından kalkmayı başarmış gibi.
Joaquin Phoenix'in California'da özel dedektiflik yapan Larry 'Doc' Sportello karakterini canlandırdığı bu harika 70'ler filminde, eski kız arkadaşının karşısında belirmesiyle kendini karmaşık bir komplonun içerisinde bulur. Renklerin oldukça belirleyici olduğu bu zevkli filme Phoenix çok yakışmış.
Gerilim-Bilim kurgu türünün en şahane örneklerinden 'İşaretler' filmini çoğumuz oldukça iyi anımsarız. Graham Hess'in (Mel Gibson) kardeşi Merrill Hess'i canlandıran Phoenix, ailesini bir beyzbol sopasıyla kurtaracaktır.
1921 yılında Polonya'daki savaş sebebiyle ülkelerini terk edip Amerika'ya göç eden iki kız kardeşin hikayesini anlatan yapımda, Ewa Cybulski'yi canlandıran Marion Cotillard başrolde. Pek çok zorlukla karşılaşan Ewa'nın yolu Phoenix'in başarıyla canlandırdığı Bruno karakteri ile kesişir. Fakat bu karşılaşma pek iyi niyetli olmayacaktır.
Bu yapımda Joaquin Phoenix, Jack Morrison isimli kendini işine adamış itfaiyeciyi canlandırmıştır. Film Jack Morrison'ın hem profesyonel hem kişisel yaşamını çok iyi gözler önüne seriyor. Aksiyon-Drama türündeki bu eseri izlemek için tek bir neden yeterli: O da Joaquin Phoenix'in oynaması.
ahh Joker... 🖤🔥🃏
İşaretler mi? Ciddi misin? İşaretler mantık ve kurgu olarak saç baş yolduran bir filmdir. O filmde ki tek iyi şey Mel Gibson'ın kızını oynayan ufaklıktır o kadar. Ya izlemediğin filmleri netten bularak yazıyorsun yahut da iyi filmden zerre anlamıyorsun.
10 . sıraya bakın Sisters biladerler :D :D :D