Öyle Herkes Bilmez: 9 Maddede Güzellikleri ve Zorluklarıyla Köyde Çocuk Olmak!

21. yüzyılın kentte büyüyen çocuklarının birçoğu köy kelimesini artık sadece televizyonlarda duyuyor. Kentte yaşamak her haliyle yüceltilirken köyde yetişmiş olmak ya da köylü olmak küçümsenen bir olgu haline geldi. Hatta insanlar birbirlerinin kusurlarını 'Köylü müsün sen?' diye yüzlerine vuruyorlar. Yani çocuklar köyü kötü bir şey olarak öğrenebiliyorlar. Oysaki büyüğü için de çocuğu için de güzellik ve zorluklarıyla bambaşka bir dünya. Trafiğin sesinden ve yüksek binaların gölgesinden uzakta bir hayat var; çocuklar daha özgür ve mutlu.

1. Yazın geldiği leyleklerden anlaşılır.

Leylekler köy çocukları için umuttur. Çünkü eğer onları ilk defa o sene uçarken görürlerse tüm yaz gezeceklerine inanırlar. Bazen anneleri leyleği yuvasında gösterseler de gözlerini kapatıp uçana kadar açmazlar. Oldu da uçarken göremeyip tüm yazı köyde geçirenler için yavru leyleklerin uçmaya çalışması, anne leyleğin bir yavrusunu yuvadan atması tüm yazın gündem konularındandır.

2. Taze meyveye her zaman dalından ulaşabilirsin.

Sizin evde erik ağacı vardır, Mehmet amcalarda kayısı. Hiç fark etmez, birkaç arkadaş organize olur; birisi etrafı gözler diğeri daldan meyveleri toplar ve aşağıya gönderir. Öteki de heybeyi doldurur. Gerçi Mehmet amca görse zaten izin verecektir ama böylesi daha tatlı olur.

3. Tüm köy bir oyun sahasıdır.

Saklambaç oynarken mecburen sınır koymak zorunda kalırsın, 'Nermin teyzegilin evinden  sonrası sayılmaz.'  yoksa sabaha kadar bitmez o oyun.

4. Oyun sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar devam eder.

Bir yemek yemek için annen çağırırsa gidersin ya da ekmek arası yapıp sokakta yersin. Gece sivrisinekler ısırır seni ama hiçbir engel seni oyunundan alıkoyamaz. Zaten tüm mahalle sokağa çıkar geceleri sohbet ve semaver derken geç saatlere kadar kalırsın dışarıda.

5. Çamur bir oyun hamuru kadar imkan sağlar sana.

O çamurla yemek yaparsın, evine mobilya yaparsın, ev inşa edersin, arkadaşına atarsın. Ne istersen onu yaparsın, sanat da buna dahil tabii.

6. Taşımalı eğitim tabii...

Her şey güllük gülistanlık değil tabii. Köyden kente göçle köydeki okullar kapatılıp taşımalı sisteme geçilmiştir. Çocuklar bu sistemle şehir merkezinde eğitim alır. Sabahın erken saatlerinde köy meydanında toplanır, servisle okula giderler; öğlen okulun verdiği o pek de iç açıcı olmayan yemekleri yemek zorunda kalırlar.

7. Kaz sürüsü!

Herhalde köyde yaşayıp da kazlardan korkmayan çocuk yoktur. Kanatlarını açıp senin üstüne gelen o asi anne kaz düşman başına. Eğer hızlı koşamıyorsan yandın çünkü annenin başlattığı o tıslama diğer kazların katılımıyla tam bir tehlike haline geliyor.

8. Bisiklet güzel de o dikenleri ne yapmalı?

Her yere bisikletle gidersin. Ancak o yoldaki dikenler tekerleği patlatmasa keşke! Gerçi son zamanlarda köy sokakları da parke taşlarla döşenerek dikenlerden arındırıldı ama köy bu, mutlaka yolun dikenli yola düşer.

9. Yaz tatili bazen tarla demektir.

Tabii her çocuk tarlada çalışıyor ya da ailesine yardım ediyor diye bir şey yok. Ancak çocuk işçiler toplumumuzun kanayan yarasıdır ve tarım çocuk işçileri de bunun büyük oranını oluşturmaktadır. Orta ya da düşük gelirli ailelerin çocukları genellikle tarlada para kazanmak ya da ailesine yardım etmek için yazın o kavurucu sıcağın altında çalışırlar.

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
YORUMLAR
03.10.2018

Küçükken köye gitmek için can atardım. Dalından kiraz toplardık. fırından çıkan sıcak sıcak pide ve ayranla piknik yapardık. İstediğimiz gibi oynar kimseden bi zarar görmezdik. Ne güzel günlerdi şimdi gitmek işimize bile gelmiyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ