Oy Hakkı İçin Aç Kaldılar: İngiltere'de Başlayan Kadın Hakları Hareketinden Izdırap Dolu Kareler

Kadınların oy hakkı mücadelesi 1800'lerin ortasında Mary Smith'in Parlamento'ya sunduğu tasarı sonrası İngiltere'de başladı.

Bundan bir asır öncesine kadar, oy kullanma hakkı olmayan kadınlar ikinci sınıf vatandaş olarak muamele görüyorlardı.

1866'da, kadınların oy hakkı için Londra'da bir komite kuruldu, bununla kadınların oy hakkı savaşı başlamış oldu.

1897'de bu harekete öncülük edecek olan National Union of Women's Suffrage Societies kuruldu. Bu harekete dahil olan kadınlara da 'süfrajet' adı verildi. Süfrajetler, protestolar ve dilekçeler gibi barışçıl yöntemler kullanarak kadın haklarını savunmayı amaçlıyordu.

Ancak bu kuruluşun bir üyesi olan Emmeline Pankhurst, daha direkt ve militarist taktikler izlenmesi gerektiğini düşünüyordu.

Bu sebepten 1906 yılında Women's Social and Political Union'ı (Kadınların Sosyal ve Politik Sendikası) kurdu. Sendikanın ilkesi 'sözler değil eylemler' olarak kabul edildi ve nüfusun büyük çoğunluğu eylemlerini ekstrem buldu.

Bu sendikanın üyeleri büyük toplanmalar ve açlık grevleri yapardı.

Bundan 1 yıl sonra Charlotte Despard ve Teresa Billington-Grieg, Women's Freedom League'ini (Kadınların Özgürlük Ligi) kurdular.

Birinci Dünya Savaşı'nın da gelmesiyle çoğunluğun fikri kadınlara oy hakkı verilmesi yönünde değişti ve sonunda 1918 yılında 30 yaş üstü kadınlara oy kullanma hakkı tanındı.

Bundan 10 yıl sonra ise 21 yaş ve üzerindeki herkes oy kullanabilir hale geldi.

Bu nadir arşivde ise çabalarının ne kadar zorlu olduğunu gösteren fotoğraflar var.

Ancak verdikleri büyük savaş tarihin en büyük değişimini getirdi.

Bu fotoğraflar, 1910'lu yıllarda hapishanelerde zorla beslenmeye çalışılan kadınları gösteriyor.

Bu açlık grevleri, süfrajetlere gelecekte hem fiziksel hem de mental zararlar verdi.

Zorla beslenen kadınlar, akciğerlerine giden yiyeceklerden ötürü bu acıyı 'dayanılmaz' olarak nitelendirdi.

İngiltere'den tüm dünyaya ilham veren bu hareket sayesinde bugün bunları yazıp okuyabiliyoruz, siyasi hayatımızda söz sahibi olabiliyoruz.

Onlar cinsimiz için aç kaldı, can verdi, savaştı. Bu hakkı kazanabilmek için her ulusun geçmişindeki kadınlar acı çekti. Maalesef ülkemizde takdir edilmekten ziyade insanların kazanabilmek için can verdiği bu hakkı ellerimizle teslim etme çabasındayız.

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR

Bu yazıya tek bir cümle yakışır: Teşekkürler ATATÜRK!

06.09.2017

Atatürk'ü sevmeyen bir kadın takımı var. At gözlüklerini sıyırıp biraz diğer ülkelere baksalar kazandıkları hakların aslında bir hediye olduğunu görecekler. Batılı devletlerde kadınlar bu haklarını kazanmak için canlarını verdiler. Atatürk ise "Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" dedi ve kadına insan olma yolunda tüm haklarını verdi.

06.09.2017

Yazıyı okurken aklıma sadece Mustafa Kemal Atatürk geldi

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ