Benlik; özne olan “ben”in nesne olan “ben”i algılayış şekli ile ilgili bir kavramdır. Bireyi başkalarından ayıran duygu, tutum ve davranışların bütününü ifade eder. Kendimizi algılayış biçimimiz benliğimize yüklediğimiz anlamı oluşturur. Birey, kendine “Ben kimim?”, “Yeterliliklerim neler?”, “Hayattan beklentilerim neler?” gibi sorular sorar. Bu soruların cevaplarında ise birçok şey etkili olur.
Carl Rogers’a göre benlik
Carl Rogers benlik kavramını üç başlık altında incelemiştir:
1) Kendinize bakış açınız (Benlik algısı)
2) Kendinize verdiğiniz değer (Benlik saygısı/benlik değeri)
3) Gerçekte nasıl olmak istediğiniz (İdeal benlik)
Benlik algısı her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Kişilik özellikleri, toplum içindeki konumumuz, dış görünüşümüz ve bunu algılayış şeklimiz, büyüdüğümüz aile ve kültürel yapı, basın yayın organları, arkadaşlar gibi pek çok etkenden etkilenir.
Benlik saygısı; kendimize dair olumlu veya olumsuz bakış açımızı kapsar. Kendimizle uyum içinde olmamız ve kendimizi kabul ediyor olmamız benlik saygımızın yüksek olduğunu gösterir. Toplum içinde beceri ve yeteneklerimize güven duyarız. Benlik algımız düşükse, kendimizi yeterli görmez ve sürekli diğerleri ile kıyaslayıp sorgularız.
İdeal benlik; nasıl biri olmak istediğimizi yansıtır. Burada bunu bir metaforla açıklarsak; bir makas düşünün. Makasın bir ucu benlik algısı, diğer ucu da ideal benlik olsun. İki uç arasındaki açı ne kadar artarsa, benlik saygımız o kadar olumsuz etkilenir.
Storylerin ve postların çekildiği açıların toplamı = Sanal benlik
Hepimiz sosyal medyada çok mutlu, çok zeki ve çok kusursuzuz. Hepimizin hayatı yolunda. Eğleniyoruz, gülüyoruz ve geziyoruz… Peki, gerçekten ne hissediyoruz, ne düşünüyoruz veya bir gün içinde neler yapıyoruz? Sosyal medyada paylaştıklarımız hayatımızın ne kadarını kapsıyor, kadrajın dışında nelerden hoşlanıyoruz, nelere gülüyoruz, neler bizi mutlu ediyor veya nelere üzülüp ağlıyoruz, ağlarken nasıl görünüyoruz, ağlarken kimler yanımızda bizi diğerlerinden ayıran farklılıklarımız veya tuhaflıklarımız neler?
Modern dönemde refleksif olarak üretilen benlik (Giddens, 2014), yeni iletişim teknolojilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte dijitalleşmiş ve yeni bir benlik türü olan sanal benlik türemiştir. Barry ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmaya göre genç nüfus, psikolojik sıkıntılar yaşasalar da sosyal medyada ilişkilerini yüzeysel olarak pozitif tutma eğilimindedirler. Kabul görme, başarı ve sosyal görünürlük ihtiyaçlarını sosyal medya üzerinden karşılamaktadırlar.
Bu yanılsama, kendimizden kaçmamıza hizmet ederken, oluşturduğumuz yeni benlik bir tüketim nesnesi haline gelmemize zemin hazırlıyor.