Ötekileştirilenlerin Dünyasına Bakış: Tarihin "Çiçek Kızları" ile Tanışın!

Bedensel engellilerin huzur ve mutluluk içinde sorunsuzca yaşaması günümüzde bile aşmaya çalıştığımız bir konu. Kaldı ki geçmişte kim bilir şartlar ne derece kötüydü, hiç düşündünüz mü? Geçtiğimiz yıllarda raflardaki yerini alan 'Menekşeler Fısıldarken' kitabı, bizleri dünyada iyi insanların da var olduğunu hatırlatan örnek bir hikayeyle, bu konu üzerinde biraz düşünmeye teşvik ediyor. Bir yaşanmışlıktan yola çıkan bu hikayenin gerçek yüzüne gelin hep birlikte bakalım.

John Alfred Groom ve içindeki inanç

1845 yılında dünyaya gelen John Alfred Groom, çocukluğunu Clerkenwell, Londra’da mutlu bir şekilde geçirmiştir. Hristiyan bir ailede yetişen Groom’un her zaman güçlü bir inancı olmuştur. Öyle ki bu inanç, aslen gümüş oymacısı çırağı olan Groom’u çok daha farklı yönlere sürüklemiştir.

John Groom bedensel engelli kızları fark ediyor

Her şey 1866 yılında, Groom henüz 21 yaşındayken başladı. O yıllarda Londra sokaklarında kol gezen çocuk felci, kötü şartlar ve diğer sebeplerden dolayı kolunu, bacağını, gözlerini kaybeden kız çocukları, ya daha zengin ailelere hizmetçi olarak veriliyor ya da hayatlarını çalmadan, dilenmeden devam ettirebilmek için sokaklarda çiçek satıyorlardı.

Aşevi kuruluyor

Groom, kızların sokaklardaki bu umutsuz ve yoksul hallerine çok üzülüyor ve onlar için bir şeyler yapmak istiyordu. Derken önce bir çeşit aşevi açtı. Su Teresi ve Çiçek Satan Kızlar Hristiyan Birliği adı verilen bu aşevinde, engelli, ailesi olmayan ve fakir çiçekçi kızlara sıcak çikolata, tereyağı ve ekmek veriliyordu.

Sokak çocuklarının evi Çiçek Köyü

Bağışların da yardımıyla gittikçe güçlenen bu aşevi, sonrasında yavaş yavaş bir yetimhaneye evrildi ve Clacton’da bir Çiçek Köyü kuruldu. Yemeğe ek olarak, yatak imkânı da veren bu Çiçek Köyü’nde, kızlara kötü yola sapmamaları, birilerine hizmetçi olmak yerine kendi kendilerine yetebilmeleri ve ezilmemeleri için eğitimler verildi.

Kendilerine yeten bireyler yetişiyor

Artık kızlar sokaklarda çiçek satmıyorlar, bunun yerine aldıkları eğitim sayesinde, Groom’un kumaştan çiçekler yapan fabrikasında maaşla çalışıyorlardı.

Çiçek Kızlar her yerde

1912’de, 'Dul Kraliçe' olarak bilinen Kraliçe Alexandra tarafından 'Kraliçe Alexandra Gül Günü' için güller yapmaları istenince Çiçek Kızlar’ın ismi ve yaptıkları iş çok daha fazla duyuldu.

Yardım toplama günleri

26 Haziran’da, cemiyetteki binlerce hanımefendi gül dolu sepetlerle sokaklara çıktılar. Güllerin satışından hastaneler için yardım parası toplandı. Bu türdeki ‘yardım toplama günleri’nin ilki, artık bilindik olan Nergis Günü, Gelincik Günü gibi etkinliklerin ve diğer yardım toplama günlerinin atasıydı.

John Groom’un mirası hayat kurtarmaya devam ediyor

John Groom, engelli kızlara sağladığı maddi ve manevi desteği sayesinde hem onların tabir-i caizse hayatlarını kurtarıyor hem de kuruluşunu güçlendiriyordu. 1919 yılında ölen John Groom’un bu mirası, oğlu tarafından da devam ettirildi ve Livability Örgütü’yle, yani her türlü engelli insanlara hayatlarını nasıl yaşayacaklarıyla ilgili gerçek tercihler yapabilmeleri için yardım etme amacında olan en büyük yardım kuruluşuyla günümüzde de gücünü korumaktadır.

Güçlüklerle yüzleşecek kadar cesur olun

John Groom ise yaptığı bu çalışmayı bakın nasıl yorumluyor: “Çiçek Kızlar, güçlüklerle yüzleşecek kadar cesur olmak için her zaman bir fırsatımız olduğunu, toplumun bize ait olma ve kabul görme hissi vermesinin değil, tam aksine her birimizin ait olmak, kabul görmek için kendimize izin vermemiz gerektiğini öğrettiler…”

Kimseyi dış görünüşüyle yargılamayın

Aslında sadece yapmamız gereken insanları ötekileştirmeyip içlerindeki güzelliği görmeye çalışarak onları kucaklamak değil midir sizce de? Binlerce kızın hayatını kurtaran koca yürekli bu adama, John Groom’a ve bu harika durumdan haberdar olmamızı sağlayan yazara sonsuz teşekkürler.

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi