1718 Pasarofça Antlaşması ile girilen barış ortamı içerisinde, savaşların bir süre askıya alınmasıyla oluşan zeminde yenileşme fırsatı bulundu. Padişah III. Ahmed ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın büyük kütüphaneler kurdurmaları, bu arayışların en iyi örneklerindendir.
İlk Türk matbaası ve ünlü matbaacı İbrahim Müteferrika'nın ön plana çıkışı da tam bu süreç içerisindedir. Bir devşirme olarak Osmanlı'ya gelen İbrahim Müteferrika, gençliğinden itibaren matbaanın örneklerini tecrübe etme fırsatı bulmuştu. Yunanca, Latince ve Macarca bilmesi onun için büyük bir ayrıcalıktı.
şu içeriğin altında herhangi bir alıntı yada kaynakça yer almadığı için tamamen kişisel yorum niteliğinin ötesine geçemiyor. "16. yüzyılda askeri hareketlilikten gündemde yoktu, lale devrinde savaşlar bitti de sıra geldi" şeklinde özetlenecek referanssız, kaynak vermeyen içerik tamamen safsata.
"Mesela Kur'an ele alınacak olursa, Arapça 'da tek bir harf yanlışlığının dahi farklı bir kelime ortaya çıkarttığı bilinmektedir. Örneğin, teşekkür ve teşekkül farklı kelimelerdir. Dolayısıyla birtakım dini zümrenin matbaayı onaylamamasının ardındaki sebep buydu." gayet geçerli bir sebep. aynı harfleri bile okuyup farklı şeyler anlayan insanlara bir de harfleri yanlış verirsen kim bilir neler olurdu?