Osmanlı Tarihinde Çığır Açan 15 Bilim Adamı

1. Osman Hamdi Bey (1842-1910)

İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888'de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulmuştur. Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin kurucusudur

2. Hormuzd Rassam (1826-1910)

Bugün Londra'daki British Museum'da bulunan Asur ve Babil yapıtlarından bazısıyla Ninive (Irak) ve Sippar'da (Ebu Habbah, Irak), bilinen en eski kayıtların da bulunduğu çiviyazısı tabletleri gün ışığına çıkartmıştır. Aslen Süryani'dir. Daha sonra İngiliz vatandaşlığına geçmiştir.

3. Ali Kuşçu (1400/1403-1474)

Fatih Sultan Mehmet'in daveyitle İstanbul'a gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir astronom, matematikçi ve dil bilimcidir. Ayasofya Medresesi'nde müderrislik yapmıştır.

4. Takiyüddin (1521-1585)

1571'de Mustafa Çelebi'nin ölümünden sonra II. Selim tarafından saray müneccimbaşılığına atandı. 1574 yılında Galata Kulesi'nde gözlem çalışmalarına başlamıştır. Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa'nın desteği ve padişah III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur. 1580 yılında topa tutularak yıkılmıştır.

5. Müneccimbaşı Ahmed Dede (1631-1702)

17. yüzyıl Osmanlı tarihçisi. Çeşitli konularda çok sayıda eser vermiş olmakla birlikte, en tanınmış kitabı Osmanlı tarihinin önemli kaynaklarından biri olma konumunu günümüzde de sürdüren ve Arapça yazdığı Sahaifü'l-Ahbâradlı eseridir. Aslında bir dünya tarihi olan söz konusu eser bu özelliği nedeniyle sonradan pek çok kaynakta 'Câmiü’d-Düvel' adı ile anılagelmiştir. 'Müneccimbaşı Tarihi' şeklinde de anılır.

6. Mirim Çelebi (1450-1525)

Matematikçi ve gökbilimcidir.  Ali Kuşçu, annesi tarafından büyükbabası olur. İstanbul'da medrese öğrenimi görerek müderris oldu. I. Selim döneminde (1512 - 1520) Anadolu kazaskerliğine getirildi. Gökbilimde gözlem yönteminin gelişip yaygınlaşması için çaba gösterdi. Tusi'nin Zic'i ilhani adlı yapıtına dayanarak Uluğ Bey'in Zic'ine Düstur ül-amel ve tashih ül-cetvel adıyla farsça bir şerh yazdı. Ali Kuşçu'nun gökbilimi konusundaki Fethiye adlı yapıtını yorumladı.

7. Bergamalı Kadri (16. yüzyıl)

Türk dil bilimcidir. 1530'da kaleme alınmış Müyessiretü'l-Ulûm adlı dil bilgisi kitabının yazarıdır. Bu kitap Anadolu Batı Türkçesiyle yazılmış en eski dil bilgisi eseridir. Bergamalı Kadrî bu eserini Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa adına sunmuştur.

8. Katip Çelebi (1609-1657)

Tarih, coğrafya, bibliyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Türk-Osmanlı bilim adamı ve aydını. Dünya bilim edebiyatında en ünlü ve bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000 kitabı ve 10.000 müellifi (yazar) alfabetik dizin sistemine göre tanıtan Keşf ez-zunûn 'an esâmî el-kutub ve-l-fünûn ve daha sonra İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannüma ile tanınır.

9. Marko Paşa (19. yüzyıl)

Ünlü Osmanlı hekimidir. Galatasaraylı Marko Paşa ilk ve orta öğrenimini Yunanistan'ın meyve bahçeleri ve bağlarıyla ünlü Syros Adası'nda yaptı. Sonra, ailesi ile birlikte gittiği İstanbul'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıbbiye) bitirdi. Mezun olduğu yıl, cerrahi kliniği şefliğine atandı. Kısa sürede iyi bir hekim olarak ün kazandı ve mirlivalığa (Osmanlılar'da sancak beylerine verilen paşalık rütbesi) yükseltilen ilk hekim oldu. 1861'de Sultan Abdülaziz'in hekimbaşılığına getirildi. 1871'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Nazırlığı'na atandı. 1878'de,II. Abdülhamit döneminde Meclis-i Ayan (Senato) üyeliği'ne getirildi. Kırımlı Aziz Bey'le birlikte Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin (Türkiye Kızılay Derneği) kurulmasında katkıda bulundu.

10. Rupen Sevag (1885-1915)

Osmanlı ermesini ünlü hekim ve şairdir. Rupen Çilingiryan Ermeni Devrimci Federasyonu üyesi olarak hümanist bir şairdi ve savaşa karşıydı. Çilingiryan'ın ilk eseri 1905 senesinde yayınlanmıştı. Eserlerinin bazıları  Ermenice dilinde olan Azadamart gazetesinde yayınlandı. Sonra ise yazar adı Sevag olmuştu.

1915'te işkence edilerek öldürülmüştür.

11. Sabuncuoğlu Şerafettin (1385-1468)

Osmanlı döneminde tıp alanında önemli eserler vermiş Türk hekim ve cerrah. İlk Türkçe cerrahi eserin sahibidir. Mücerrebname adlı eseri Sabuncuoğlu'nun hayvanlar ve kendi üzerinde denediği ilaçlardan oluşan özgün bir eserdir. Yazarın bir diğer önemli eseri Cerrahname'dir.

12. Piri Reis (1465-1554)

Osmanlı denizci ve kartografı. Asıl adı Muhyiddin Pîrî Bey'dir. Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır.

13. Ahmed Cevdet Paşa (1822-1895)

Ahmet Cevdet Efendi’ye 1855 yılında devletin resmi tarihçisi olarak görev verildi, bu görevi on yıl sürdürdü. 'Tarih-i Cevdet' adıyla şöhret bulan on iki ciltlik eserinin geri kalan bölümlerini yazdı; eserin son cildi 1886’da yayınlandı. Ahmet Cevdet Efendi, bir yandan da zamanın siyasal olaylarını anlatan “Tezâkir-i Cevdet” adlı eserini de kaleme aldı. Ayrıca hayatının daha sonraki bir döneminde peygamberler tarihini anlatan altı ciltlik “Kısâs-ı Enbiyâ” adlı eseri yazmıştır.

14. Hezarfen Ahmet Çelebi (1609-1640)

Kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk Türk olmuştur. 1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan IV. Murat zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında, Hezarfen olarak anıldığı bilinmektedir. Hezar, Farsça kökenli bir sözcük olup 1000 anlamına gelir. Hezârfen ise 'bin fenli' (bilimli) yani 'çok şey bilen' anlamına gelir.

15. İbrahim Müteferrika (1674-1745)

Macar asıllı Osmanlı müteferrika, matbaacı, yayımcı, yazar ve çevirmen. Osmanlı devletinde basımevi kurup Türkçe kitap yayımlayan ilk kişidir.

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
07.05.2016

Osmanlı'nın torunuyuz diyenler nedense bu adamlara hiç özenmemiş..Göt yemez tabi nasıl uğraşsınlar matematikle geometriyle ilimle bilimle..Nerde vurdu kırdı var ona özenirler basitinden..

18.09.2024

O adamlara ozenmekle olmuyor en azından iyi olanı savunuyor sonuç ne olursa olsun Osmanlı torunu olduğumuz gerçeğini zaten değiştirmiyor ,peki Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyen gerzekler Mustafa Kemal'in de Osmanlı askeri olduğunu biliyormu acaba ,tüm savaşları Osmanlı devleti ile katıldığını biliyormu acaba

Bilimsel gelişmenin islamla hristiyanlıkla alakası yok. Burada, devletin benimsediği ideoloji ve bilim insanlarına karşı yaklaşımı belirleyici. Bunun en bariz kanıtı olarak 9-12. yüzyıllar arasında islam coğrafyasında bilimin kat ettiği inanılmaz mesafeyi örnek gösterebiliriz. Peki niye o zaman öyleydi de sonra birden bire bilim faaliyetleri durdu? İlk olarak meşhur halife Harun Reşit döneminde gerçekleştirilen fetihler islam devletini çok zenginleştirdi. Bunun yanında fethedilen bölgelerdeki halkın yerel kültürü -ki süryaniler, persler gibi muhteşem kültürler var içlerinde- devlet erkanını çok etkiledi. Reşit'in oğlu el-Memun zamanında kurulan beytülhikmede yunancadan sanskritçeye kadar birçok eser arapçaya tercüme edildi. Bu sayede hem arapça olağanüstü zenginleşti hem de devletin buluşları ve yeniliği teşvik eden rasyonel politikası sebebiyle optikten matematiğe edebiyata kadar bütün bilim faaliyet alanlarında gelişme kaydedildi.

Bu devrin ünlü bilimcileri El-Harezmi, İbnü'l-Heysem, Biruni, Farabi, Kindî, İbn Sina, İbn Rüşd... Bunlardan bilhassa El-Harezmi dehasıyla öne çıkıyor. Bugünkü cebrin yaratıcısı olarak anılıyor (ingilizcedeki algebra kelimesi cebr'den geliyor). Ve hatta ikinci dereceden denklemleri çözmede ortaya koyduğu formül sistemi sayesinde günümüz bilgisayarlarının çalışma mantığında katkısı olduğu da söylenir. Yine ingilizcedeki algorithm kelimesi El-Harezmi lafzının bozulmuş şeklidir (el-khwarasmi). Özetle, eğer devlet rasyonel bir ideoloji benimser, bilim insanlarına, sanatçılara yüksek maaşlar vererek onları üretmeye teşvik ederse bilim de felsefe de gelişir. Devlet insanlara fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortamı yaratmalıdır. Hülöğğcü cahiller bunu anlamalı..

07.05.2016

1500-1600lere kadar bilimsel acidan cok buyuk farklar yok. kirilma noktasi 1500ler. ilginc sekilde pek cok degisim bu tarihlerde gerceklesiyor. amerikanin kesfi, cografi kesifler, dini reformlar, matbaanin icadi. ironik sekildede osmanli devletinin en guclu oldugu zaman. muhtemelen osmanli devletinin her cepheden batiyi sarip olusturdugu baski, ticaret yollarini kapatmasi avrupayi degismeye, ilerlemeye zorluyor. ama asil buyuk farki yaratan sey matbaa. matbaanin icadi ile kitaplar ucuzlayip yayginlasiyor, ortalama insan cok daha bilgili ve kulturlu hale geliyor. osmanli ise hattatlar issiz kalmasin diye matbaayi yuzlerce yil yasakliyor, hatta kullanimina idam cezasi bile veriyor. iki medeniyet arasindaki korkunc kopmanin nedeni iste bu ufacik fark, okuma ve okumama. halada okuma aliskanligi olan bir toplum degiliz, bugunki cehaletin hukmu ve iktidarida bu sebebden.

07.05.2016

"muhtemelen osmanli devletinin her cepheden batiyi sarip olusturdugu baski, ticaret yollarini kapatmasi avrupayi degismeye, ilerlemeye zorluyor." bu tezi ben de savunuyorum. etkenlerden biri olarak. matbaanın en önemli etken olması tartışılabilir. buna karşı, avrupanın bilim altyapısını oluşturan arap biliminin reconcista sonucu batıda yaygınlaşması 11-13 yüzyıllara denk geliyor diye söylenilebilir. bunun dışında renaissance ile beraber kilisenin toplum üzerindeki etkisi zayıflıyor ... etnogenez baya karmaşık bir konu.

TÜM YORUMLARI OKU (25)