Osmanlı'nın en sevilmeyen yüzü olarak bilinen cellatlar pek çok yönüyle sırlarını muhafaza ediyor. İşte cellatların kimi kan donduran sırları...
Osmanlı'nın en sevilmeyen yüzü olarak bilinen cellatlar pek çok yönüyle sırlarını muhafaza ediyor. İşte cellatların kimi kan donduran sırları...
Cellatların en önemli ortak noktası ise hem sağır hem de dilsiz olmalarıydı. cellat olacak kişilerin işe başlamadan önce dilleri kesiliyordu.
Bundaki amaç cellatların idam ettikleri şahsın son çığlıklarını duymasını engellemek ve yaptığı işten olumsuz yönde etkilenmesini önlemekti.
Vezir ve kazasker gibi devlet büyüklerinin idamında bulunan cellatbaşları padişahın idam fermanını kurbana okur, daha sonra da son görevini yerine getirirdi.
Çeşmenin önündeki taş ise infaz edilen kişinin ibret alınması için kellesinin sergilendiği seng-i ibret taşıdır.
Osmanlı kanı kutsal görüldüğünden infaz işlemi hanedan mensupları söz konusu olduğunda farklı işlerdi. Hanedan mensuplarının kanı akıtılmaz, boğdurularak idam edilirlerdi. Özellikle Osmanlı şehzadelerinin yay kişiri ile boğdurulduğu bilinir.
Daha sonra torbaya konulan mahkumun kellesi sultanın huzuruna öylece getirilir, bir tepsi içinde padişaha gösterilip, ibret taşına konulur, üç gün teşhir edilirdi.
Bu nedenle özellikle devlet adamlarının pek çoğunun çift mezarı bulunur; zira başı bir yerde bedeni ise yine başka bir yerde gömülü olurdu.
Cesedi ise denize atılmıştı.
Buradaki amaç ise zaten dua alamayan cellatların üstüne bir de ismi üzerinden beddua almamalarıdır. Aynı zamanda cellatların yakınlarının da hayatı bu şekilde korunmak istenmiş.
Eyüp Mezarlığı'nın en eski isimleri aslında cellatlardır. İstanbul'un ücra tarafında kaldığı yıllarda buraya gömülmüşlerdi.
Cellatların uzak yerlere gömülmesinin nedeni ise halkın cellatların mezarlarını yakınlarında görmek istememesiydi.
'Bir kazığa oturtma durumu var mesela Osmanlı’da. Sarayın önünde türkü çığırmak bile buna neden olabilmiş. Aslolan kurbanın hemen ölmemesi. Hemen ölürse cellat da öldürülüyor.'
Dilsiz cellat ferman okuyor??
Adam sağırsa konuşmayı bilmez, dilini kesmek saçma geldi, dilsiz ferman okuyor, rütbe var, bunlar bi topluluk ama nasıl kendi aralarında anlaşabiliyorlar, okuma yazma oranı sağlıklı insanlar arasında düşükken, okumayı nasıl öğrettiler o dönem v.s v.s... Bana çok çelişkili ve saçma geldi.
Dilsizse nasıl ferman okuyor? Bunlar nasıl anlaşıyor sağırsalar eğer? yazı ile anlaşıyorlarsa sağır adama nasıl öğretmişler gibi gibi kafamda deli sorular