Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'na Girmesine Neden Olan Yavuz Zırhlısı'nın Film Gibi Hikayesi

05.01.2025 - 17:04

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’na dahil olmasının perde arkası Alman savaş gemileri Goben ve Breslau’nun (daha sonra Yavuz Sultan Selim ve Midilli) Çanakkale Boğazı’ndan geçişiyle başladı. Bu olay sadece bir devletin tarafsızlığını yitirmesine değil, aynı zamanda tarih sahnesine unutulmaz bir deniz savaşçısının çıkmasına neden oldu: Yavuz Zırhlısı. Gelin bu devasa savaş gemisinin Osmanlı’dan modern Türkiye’ye uzanan çalkantılı hikayesine yakından bakalım.

Kaynak

10 Ağustos 1914’te Alman Goben ve Breslau gemilerinin Çanakkale Boğazı’ndan geçtiği haberi İstanbul’a ulaştığında Osmanlı hükümeti derin bir krizle karşı karşıya kalmıştı.

Avrupa’da savaş başlamış ve Osmanlı tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak uluslararası hukuka göre Alman gemilerinin Osmanlı karasularını 24 saat içinde terk etmesi gerekiyordu.

Bu kritik anda hükümet radikal bir adım atarak gemilerin her ikisini de Alman hükümetinden satın aldığını duyurdu. Böylece Breslau, Midilli; Goben ise Yavuz Sultan Selim adını aldı.

Bu hamle tarafsızlık görüntüsünü korumaya yönelik bir diplomatik manevra gibi görünse de gerçekte Osmanlı İmparatorluğu için savaşa giden yolun taşlarını döşemişti. İngiltere’den sipariş edilen ve teslim edilmeyen gemilerin yerini Almanya’dan alınan bu iki gemi almış gibi gösterilmişti. Ancak bu durumun etkileri ilerleyen günlerde daha da belirginleşecekti.

27 Ekim 1914’te Osmanlı filosu Karadeniz’e açıldı. Yavuz, Sivastopolu’yu; diğer gemiler ise Kefe, Naurosis ve Odessa limanlarını bombaladı. Bu saldırılar Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na resmen dahil olmasını sağladı. Böylece Yavuz Sultan Selim savaşın en önemli figürlerinden biri haline geldi.

Yavuz Sultan Selim ve Midilli savaş boyunca pek çok çatışmada rol oynadı. Ancak 20 Ocak 1918’de Çanakkale önlerinde İngiliz donanmasıyla girdikleri bir çatışmada Midilli bir mayına çarparak battı. Yavuz Sultan Selim ise ağır hasar almasına rağmen İstanbul’a dönmeyi başardı. Bu olay geminin aktif bir savaşçı kimliğinden uzaklaşmasına neden oldu.

Yavuz Milli Mücadele döneminde de Türk donanmasının bir parçası olarak hizmet vermeye devam etti. Ancak bu dönemde yalnızca iki kazanı çalışır durumda olan gemi askeri bir güç olmaktan çıkmıştı.

1926 yılında bir Fransız şirketiyle yapılan anlaşma sonucunda gemi onarıldı ve 1930 yılında Türk donanmasına yeniden katıldı. Bu kez adı kısaltılarak sadece “Yavuz” oldu. Artık Türk donanmasının bayrak gemisiydi.

Yunanistan Ege’de donanma gücünün sınırlandırılması ve Yavuz’un hizmete alınmaması konusunda ısrarcı olsa da Türkiye bu öneriyi reddetti. Türkiye’ye göre Yavuz Karadeniz’de Sovyet donanmasına karşı bir denge unsuru olacaktı. Nitekim 1939’da Karadeniz’in iki büyük gemisi Yavuz ve Sovyetlere ait Pariskaya Kombinatsya idi.

Yavuz 1950 yılında aktif görevden alındı ve 1954’te donanma envanterinden çıkarıldı. NATO üyeliği sonrasında B-70 borda numarasını alsa da artık bir savaş gemisi olmaktan uzaktı. 1963 yılında Türkiye gemiyi Alman hükümetine satmayı teklif etti ancak bu teklif reddedildi. Sonunda 1971 yılında Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na satılan gemi 1976 yılında tamamen söküldü.

Yavuz Zırhlısı dünya donanmalarından kalan tek dreadnought olma özelliğiyle bir dönemin sembolüydü. Bugün tarihin tozlu sayfalarında Osmanlı döneminde çalkantılı yılların sessiz tanığı olarak anılmaya devam ediyor.

İlginizi Çekebilir:

Arabistanlı Lawrence Tarafından Pusuya Düşürülen ve 105 Yıldır Arap Çöllerinde Yatan Osmanlı Treninin Hikayesi

Osmanlı Döneminde Yaşanan ve Takvim-i Vekayi’ye de Konu Olan Tüyler Ürpertici ''Vampir'' Hadisesi

Osmanlı Döneminde İstanbul'da Evler Neden Ahşaptı? Bu Yüzden Saray Bile Yanmış!

YORUMLAR

Emre Koşar

05.01.2025

Düzeltilmesi adına yazıyorum yavuz sivastoplu'yu değil sivastopol'u bombaladı.

xeteb92327

05.01.2025

çok uzun okumadım ama S400ler niye kutusunda duruyorsa bu da ondan sökülmüştür.

Habib Hebeleb

05.01.2025

Yanılıyorsun.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ

Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'na Girmesine Neden Olan Yavuz Zırhlısı'nın Film Gibi Hikayesi

10 Ağustos 1914’te Alman Goben ve Breslau gemilerinin Çanakkale Boğazı’ndan geçtiği haberi İstanbul’a ulaştığında Osmanlı hükümeti derin bir krizle karşı karşıya kalmıştı.

Avrupa’da savaş başlamış ve Osmanlı tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak uluslararası hukuka göre Alman gemilerinin Osmanlı karasularını 24 saat içinde terk etmesi gerekiyordu.

Bu kritik anda hükümet radikal bir adım atarak gemilerin her ikisini de Alman hükümetinden satın aldığını duyurdu. Böylece Breslau, Midilli; Goben ise Yavuz Sultan Selim adını aldı.

Yavuz Milli Mücadele döneminde de Türk donanmasının bir parçası olarak hizmet vermeye devam etti. Ancak bu dönemde yalnızca iki kazanı çalışır durumda olan gemi askeri bir güç olmaktan çıkmıştı.

1926 yılında bir Fransız şirketiyle yapılan anlaşma sonucunda gemi onarıldı ve 1930 yılında Türk donanmasına yeniden katıldı. Bu kez adı kısaltılarak sadece “Yavuz” oldu. Artık Türk donanmasının bayrak gemisiydi.

Yavuz Zırhlısı dünya donanmalarından kalan tek dreadnought olma özelliğiyle bir dönemin sembolüydü. Bugün tarihin tozlu sayfalarında Osmanlı döneminde çalkantılı yılların sessiz tanığı olarak anılmaya devam ediyor.

İlginizi Çekebilir:

Popüler İçerikler