Her ne kadar çoğu kişi Matrakçı Nasuh Efendi adını ilk kez Muhteşem Yüzyıl’da duymuş olsa da, kendisi Osmanlı döneminin en yetenekli ve en bilge kişilerinden biriydi. Tarih, matematik, coğrafya ve mühendislik konularında olan engin bilgisi bir yana sanat ve sporda da becerilerini kanıtlamıştı Matrakçı Nasuh.
Gelin, Sanatın Tarihi'nin eşsiz anlatımıyla on parmağında on marifeti olan ve çağının çok ötesinde bir dünya görüşüne sahip Matrakçı Nasuh’un hayatına bir göz atalım…
Saray ve çevresi dışındakileri saymazsak eğer bilime sanata egitime önem vermeyen Osmanli'yi düşününce yani elindeki şartları düşündugumuzde kendisi Da Vinci'den cok daha fazla katki saglamistir. Da Vinci'yi dunya tarihinin en genis yelpazeli en büyük dahisi mucidi muhendisi sanatcisi bilim insani olarak gorsem de yer değiştirmiş olsalar belki ayni paralelde aynı çapta işler yapmis olabilirlerdi. Her padişah döneminde Matrakçı gibi 20-30 sanatçı, bilim insani çıkarabilseydik zaten Avrupa'nin gerisinde kalmaz ve bu kadar cahil ve yobaz bir millet olmazdık. Gerci Mimar Sinan gibi bir dahiye de sahipmisiz ama adama ölene kadar cami yaptırmışız ayni simdiklerin her yere cemaat imam hatip cami avm ve toki yapması gibi. Yobazlık gericilik cehalet her dönem en büyük belamiz olmuş
#1 bir akıncı askeri değil Deli askerini gösteriyor.
Da vinci bi tık önde gibi ama osmnalıya bu kadarı bile fazla. Nasıl öldüğünü merak ettim ben. Böyle parlak zekalar osmanlı zamanı illa birilerinin gıcığına gider ve bi kumpasla padişahlara öldürtülürdü. Bunun da sonu aynı mı oldu acaba?