Osmanlı Korsanlarının İzlanda Baskını'nda Kaçırıp Cezayir'de Köle Olarak Sattığı Guttormur Hallsson’un Mektubu

Osmanlı himayesinde korsanlık faaliyetleri yürüten Murat Reis (Asıl ismi Jan Janszoon olan ve Türk denizcilere esir düştükten sonra devşirilen Hollandalı bir denizci), Fas ve Cezayir’den topladığı Berberi korsanlarla birlikte1627 yılında İzlanda’ya bir baskın düzenlemişti. Bu baskında 40 kişi öldürülürken 400’e yakın İzlandalı esir alınmıştı.

Meşhur ‘Türk öldürmek serbesttir’ yasasının da çıkmasına sebep olan bu baskının detaylı hikayesine şuradan göz atabilirsiniz:

1627'de 'Türk Öldürmek Serbesttir' Yasasının Çıkmasına Neden Olan, Korsanların Başrolde Olduğu İzlanda Seferi

Baskında kaçırılan İzlandalılardan biri de Guttormur Hallsson idi.

Kaçırılan yüzlerce İzlandalı Cezayir’e götürüldü ve köle pazarlarında satıldı. Çok azı kurtulup İzlanda’ya geri dönebildi. Büyük çoğunluğu kalan hayatını bir köle olarak acı ve ıstırap içinde geçirdi. Bazıları Müslüman olup özgürlüklerini kazandı ve Cezayir toplumunda önemli yerlere geldi.

Baskında kaçırılan İzlandalılardan biri de Guttormur Hallsson idi. Guttormur, dönemin şartlarına göre çok iyi bir eğitim almış, kendi çiftliğini işleten bir tüccardı. Saldırının başlarında, çiftliğinde 6 çalışanıyla birlikte yakalanmış ve esir edilmişti. Ardından Cezayir’e götürülüp bir hafta hapis yattıktan sonra köle olarak satılmıştı.

Guttormur’un Cezayir’deki 7 yıllık kölelik serüveni boyunca ailesine çeşitli mektuplar gönderdiği düşünülüyor. İşte bu mektuplardan biri, yani köleliğinin 4. yılı olan 1631’de yazdığı bir mektup günümüze ulaşmayı başardı. İşte İzlanda’da kendi çiftliğini işleten iyi eğitimli bir tüccarken Cezayir’de köle olarak satılan Guttormur Hallsson’un başından geçenleri anlattığı o mektup:

egeiou.blogspot.com

Şimdi size, benim ve hemşerilerimin şimdiye kadar yaşadıklarımızı birkaç kısa satırla anlatmak istiyorum.

Bildiğiniz gibi, Efendimizin 1627 yılında, 6 Temmuz günü, memleketimden esir alınıp götürüldüm. Türk korsanlar beni ve zavallı arkadaşlarımı topladıktan sonra, güneye ve Westman Adaları'na yelken açtılar ve orada yaşayanlara leşleri ezip geçen kana susamış kurtlar gibi acımasızca saldırdılar. Binaları yaktılar, birçok insana işkence edip öldürdüler ve acımasız av köpekleri gibi alabildikleri kadar tutsak alıp götürdüler. Ama bu konuda her şeyi bildiğinize şüphe yok, çünkü bu korkunç olaylar şu an İzlanda'da yaygın olarak biliniyor olmalıdır.

'Üç haftayı aşkın bir süre boyunca hem gece hem de gündüz rüzgarları takip ettik.'

Türk korsanları 20 Temmuz'da Westman Adaları'ndan denize açıldı ve hem İzlanda anakarası hem de adalar arkamızda kayboldu.

Toplam 400 İzlandalı’yı taşıyan üç gemi vardı. 12 Ağustos'ta bu yabancı ülkeye gelene kadar, üç haftayı aşkın bir süre boyunca hem gece hem de gündüz rüzgarları takip ettik. Bu ülkenin adı Arabistan'dır. Bizi götürdükleri bölge Berberi olarak biliniyor. Bulunduğum kasabanın adı Arigiel veya Arsiel [Cezayir].

'Zavallı ruhlardan öyle bir feryat ve ağıt duyuluyordu ki, sizi hayrete düşürürdü.'

Buraya yaptığımız yolculuk sırasında sefil ve perişan bir zaman geçirdik. Biz İzlandalılar bir yerden bir yere savrulduk ve neredeyse hepimiz üst üste yatmak zorunda kaldık. İçinde bulunduğum gemi, genç ve yaşlı yüz kişiyi taşıyor gibiydi. Zavallı ruhlardan öyle bir feryat ve ağıt duyuluyordu ki, sizi hayrete düşürürdü. O gemide iki kadın vefat etti: Rafn'ın karısı ve Gautavík'ten bir kadın. Korsanlar Búlandsness'ten yaşlı bir kadını canlı canlı denize fırlattı. Berberi'ye varınca iki kişi daha öldü. Benimle birlikte yakalananlardan iki kişi daha öldü: Muhterem Jón ve Katrín. Ama halkının geri kalanı yaşıyor. Bildiğim kadarıyla (Jón Egilsson ve marangoz Jón hariç), İzlanda'nın doğusunda yakalananlardan çok azı öldü. Ama neler çektiklerini ancak Allah bilir.

'Daha sonra koyun gibi satılmak üzere azar azar pazara çıkarıldık.'

Cezayir'e vardıktan sonra bütün bir haftayı hapiste geçirdik. Kalabalıklar bizi görmeye geldi, çünkü onlar için biz ender bulunan bir insan tipiydik. Oradaki siyah ve beyaz kafir kadınların çoğu bize acıdı, başlarını sallayıp gözyaşı döktüler. Bazıları çocuklara ekmek verdi; bazıları küçük paralar verdi. Daha sonra koyun gibi satılmak üzere azar azar pazara çıkarıldık.

İlk seçim Kral'a gitti. Gelenek gereği, yakalananların sekizde birine sahip olma hakkına sahiptir. Bunun ardından kalan tutsaklar, Hristiyan tutsakların satıldığı pazar sokağına götürüldü. Ama orada kimse bizi satın almak istemedi çünkü bizim aptal, zayıf ve cahil bir halk olduğumuzu düşündüler. Üstelik bu toprakların gerektirdiği ağır işçiliği yapacak becerimiz de yoktu. Ayrıca zavallı memleketimizde fidyemizi ödeyecek gümüş bulunamayacağından kimsenin bizi buradan satın almaya zahmet etmeyeceğini, bu yüzden tüm hayatımız boyunca burada yaşamak zorunda kalıp ölene kadar onlara kölelik yapacağımızı biliyorlardı. Bize ‘yabani’ diyorlar. Ama biz onlardan daha çok şey biliyoruz, Tanrıya şükürler olsun.

'Satıldık ve birbirimizden birçok kederli haykırış ve acı çığlıklarla ayrıldık.'

Satıldık ve birbirimizden birçok kederli haykırış ve acı çığlıklarla ayrıldık, öyle ki zaman geçene ve insanlar yavaş yavaş neler olup bittiğini ve herkesin nerede olduğunu öğrenene kadar kimse diğerine ne olduğunu anlamadı.

Burada ustalar arasında büyük farklar var. Bazı tutsak köleler iyi, nazik veya arada kalmış efendiler edinirler; ancak bazı talihsizler kendilerini onlara kötü davranmaktan asla vazgeçmeyen, onları yetersiz giysi ve az yiyecekle çalışmaya ve eziyete zorlayan, sabahtan akşama kadar demir prangalara bağlayan, vahşi, zalim, katı kalpli tiranlarla bulurlar. Birçoğu haksız dayaklara katlanmak zorunda kaldı. Biz Hıristiyanların burada, bu korkunç yerde bu gaddar suçluların ellerinde çektiklerimizi yalnızca göklerdeki Tanrı bilir. Şimdi bundan daha fazlasını söylemeyeceğim. Rabbimiz, burada meydana gelen kötülüklerden haberdardır. Burada her gün korku ve dehşet, homurdanma ve kavga, cinayet ve katliam, kibir ve küstahlık ile şeytani mülkiyet dışında hiçbir şey yok…

Guttormur Hallsson'un hazin sonu...

Guttormur’la birlikte kaçırılan çiftlik çalışanlarından biri olan Jón Ásbjarnarson, Müslüman olarak özgürlüğünü kazanmış ve Cezayir’in çok kültürlü yönetici tabakasına girmeyi başarmıştı. Jon, elde ettiği gücü ve imkanları diğer İzlandalılar’a yardım etmek için kullanıyordu.

Eski patronu Guttormur’un özgürlüğünü satın alan da o oldu. Ona bir miktar da para verdi ve İngiltere’ye giden bir gemide yer ayırttı.

Ancak ne yazık ki Guttormur İngiltere’ye hiç ayak basamadı. Gemi kıyıya yanaştığı sırada tayfadaki 4 kişi tarafından soyuldu, öldürüldü ve denize atıldı. Saldırganlardan ikisi yakalanıp idam edilirken diğer ikisi Jon’un verdiği parayla birlikte kayıplara karıştı.

Kaynak 1 

Kaynak 2

Kaynak 3

Kaynak 4

Bu içerikler de ilgini çekebilir:

İzlanda'yı Canından Bezdiren Türk! İzlanda Seferini Komuta Eden Küçük Murat Reis'in Yaşam Öyküsü
Gemicilerin Korkulu Rüyası Olan Afrika Korsanları Hakkında İlginç Bilgiler
Yaptıklarıyla ve Şöhretleriyle Denizlerde Fırtınalar Estirten Tarihin En Güçlü 10 Korsanı

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
13.12.2022

Burda bir şeyi düzeltmekte yarar var. Bahsi geçen hollandalı korsan esir düşmemiştir. Osmanlı korsanın ne işi var İngiliz kanalında kuzey denizinde. Osmanlı'nın ticaret ağı belli Akdeniz Karadeniz. Hollandada korsanlık yasaklandıktan sonra şahıs korsanlığı bırakmak istememiş ve Osmanlı ile görüşüp onların bayrağı altında faaliyetlerine devam etmiştir. İzlandaya gitmesi de bu sebepten. Adamın bildiği coğrafya orası. Akdeniz zaten meşgul. O da İzlandaya açmış yelkeni.

13.12.2022

Demek ki neymiş? Mevzu iyi bir hristiyan yada iyi bir müslüman olmak değilmiş. Önce insan olmakmış. İnsan olmayan, vicdan sahibi olmayan kiliseye gitse ne olur, beş vakit namaz kılsa ne olur?

13.12.2022

İyide bu izlandalilar wiking degilmi bunlarda aynisini zamaninda ingiltereye fransaya yapmadimi eden bulur

15.12.2022

Kesinlikle haklisin zaten biizim En buyuk hatalarimizdan biri uckurumuza duskunlugumu 2. Side hosgöru denen sey dilimizi adetimiz benimsetseydik zorla bugun balkanlar ortadogu ve kuzey afrika turkce konusurdu lakin ingiliz 100-200 sene kaliyor adamlar bakin halen ingiliziz diyor hindusuda bangladesilisde bilmem ne belasida

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ