Osmanlı ile Amerika Arasında Bir Garip Deve Ticareti Öyküsü: İzmir'li Hacı Ali, Nasıl 'Hi Jolly' Oldu?

Geçmişe böyle hikayelerle yolculuk bir başka güzel oluyor.

1. Hikayenin Başlangıcı: Batıya Göç Dalgasının Yarattığı Sorunlar

armyhistory.org

1830'lu yıllara gelindiğinde, Amerikalı öncülerin ve yerleşimcilerin batıya doğru göç hareketi, coğrafi koşulların zorluğu, iklim ve güvenlik tehditleri yüzünden özellikle güneybatı'da ciddi problemlerle karşılaşmaktadır. Kurak çöller, engebeli arazi ve geçilmez nehirler, hem insanların hem de yük/binek hayvanlarının ilerlemesinde büyük engel teşkil etmektedir.

2. Teğmenin Çözüm Önerisi

1836 yılında Amerika Birleşik Devlet Ordusu'nda Teğmen olarak hizmet veren George H. Crosman, güneybatı'da yaşanan sorunların çözümü için sıradışı bir öneriyle üstlerinin kapısını çalar. Crossman'ın bölgede develerin kullanmasının, mevcut sorunların tümünü ortadan kaldıracağına inanmaktadır. Crosman'a göre develer, susuzluk ve sıcaklık gibi zorlayıcı şartlara kolaylıkla uyum sağlayabilecek yegane hayvandır. Üstelik yük taşıma kapasiteleri de yeterlidir.  

Ancak bu öneri Savunma Bakanlığı tarafından, ta ki 1847 yılına değin ciddiye alınmayacaktır.

3. İki Deve Tutkunu Birbirini Bulunca

Crosman'ın develere olan ilgisi, üzerinden yıllar geçse de halen değişmemiştir. 1847 yılına gelindiğinde artık binbaşı olan Crosman'ın yolu, Ordu'da Levazım Binbaşı olarak görev yapan ve tıpkı kendisi gibi bir deve tutkunu olan Henry C. Wayne ile kesişir.

Crosman ile develerin kullanılması konusunda hem fikir olan Binbaşı C. Wayne, konuyu bir mektupla hem Savunma Bakanlığı'na hem de Kongre'ye bildirir. 

1851 yılına gelindiğinde, nihayet ikilinin çabaları meyvesini verir ve bir senatörün dikkatini çekmeyi başarırlar. Aynı zamanda Senato Askeri İşler Komisyonu başkanı da olan Jefferson Davis'in; Crosman ve C. Wayne'in develerle ilgili olan tezlerini benimsemesi uzun sürmez. Ancak Davis'in senatoyu, develerin alınması hususunda ikna etmesi tam olarak 4 yıl sürer.

4. Develerin Satın Alınma Süreci

4 yıl süren tartışmalar sonunda, ordunun keşif, kurye ve nakliye işlerinde kullanılması için, hecin develerinden satın alınması kararı verilince Senato, David Dixon Parker’in kumandasındaki 'Supply' isimli gemiyi, 1855’in 4 Haziran’ında develeri temin etmesi için Avrupa ve Ortadoğu taraflarına gönderir. Deve programını yürütecek olan Binbaşı Henry Wayne da gemidedir..

5. Osmanlı'nın Kapısı Çalınır

www.hurriyet.com.tr

Parker ve Wayne, önce İngiltere’ye uğrayıp Londra’daki hayvanat bahçesindeki develeri incelerler. İngiliz meslekdaşlarından, develerin orduda kullanılmasının faydalı sonuçlar vereceği tavsiyesini alınca, dümeni Türkiye’ye kırıp Ekim’de İstanbul’a varırlar.

Osmanlı Devleti ile Avrupalı müttefikleri o günlerde Kırım’da Rusya’ya karşı savaşmakta ve İngiliz birlikleri savaşta Hindistan’dan getirdikleri develeri de kullanmaktadır. Gemilerini İstanbul’da bırakan Amerikalı subaylar Kırım’a, çarpışmaların devam ettiği Balaklava tarafına gidip savaş alanındaki bu develeri incelerler ve işe yaradıklarını gözleriyle gördükten sonra İstanbul’a dönerler.

Sırada artık develerin temini vardır. İstanbul’daki Amerikan Büyükelçiliği, Türk Dışişleri’ne müracaat etti ve hem deve alımına izin verilmesi, hem de padişahın kendilerine iki çift deve hediye etmesi ricasında bulunur.

6. Sultan Abdülmecit'in Hibesi

Tahtta o yıllarda Sultan Abdülmecid oturmaktadır. Zamanın sadrazamı Fuad Paşa hükümdarı bir yazıyla konudan haberdar eder ve talebin yerine getirilmesinin 'padişáhın şánından olduğunu' belirtir. İsteği kabul eden Abdülmecid, 12 Ekim günü Amerikalılar’a en iyi cinsten iki deve hediye edilmesini buyurur. Abdülmecid, hediyenin bedelini bizzat kendisi ödeyecektir.

Amerikalılar için mesele halledilmiş gibidir ama sırada başka bir zorluk vardır: Develeri gemiye bindirebilmek... Bu iş için 'deve arabası' dedikleri seyyar bir koridor yaparlar. Hayvanları bu vasıtayla güç-belá gemiye bindirdikten sonra İzmir’e gidip orada başka hayvanlar satın alırlar.

'Supply' isimli gemi, 1856’nın 15 Şubat’ında İzmir’den dönüş yolculuğuna çıkar. Yolda Mısır’a ve Tunus’a uğranır ve oralardan da develer alınır. Toplamda 34 deveyi taşıyan gemi, uzun bir yolculuktan sonra 14 Mayıs’ta Teksas’ın İndianola limanına ulaşır.

Not: Amerikan kaynaklarına göre hibe dışındaki develer için adet başına 250 dolar ödenmiştir.

7. Hacı Ali'nin Öyküsü

Parker ile Wayne aldıkları emri yerine getirmiş ve develeri temin etmişlerdir. Ancak devecilik hakkında hiçbir bilgileri yoktur ve dolayısıyla beraberlerinde işin uzmanlarını götürmeleri de gerekmektedir. Bunun üzerine İzmir’de, deve bakıcısı olduklarını söyleyen Osmanlı vatandaşı beş gayrımüslim ile anlaşırlar. 'Supply' gemisi yola bu beş kişiyi de alarak çıkar.

Devecilerin Amerika’daki hayatları maceralarla dolu geçer. En renkli hayatı ise, asıl ismi Philip Tedro olan ve Müslümanlığı seçip hacca gittikten sonra 'Hacı Ali' adını alan İzmirli bir Rum yaşar.

8. Hacı Ali, Nam-ı Diğer 'Hi Jolly' Amerikan Ordusu'nda..

Hacı Ali, 1856 yılında, henüz 22 yaşındayken Amerika'ya ayak basar. Ve takip eden süreçte, Amerikan Ordusu bünyesinde kurulan deve birliğinde uzun yıllar boyunca deveci olarak hizmet verir. Bu süre içerisinde Amerikalılar adını telaffuz edemediklerinden dolayı kendisini 'Hi Jolly' olarak çağırmaya başlarlar. 'Hi Jolly' efsanesi de böyle başlar

9. Askerlikten Ayrılışı ve Evliliği

Hacı Ali'nin de içinde yer aldığı 'Deve' birliği, Teksas ve Kaliforniya arasında çok başarılı görevler icra eder. Başlangıçta her şey güzel gitmektedir. Ta ki Kongre, Hacı Ali'nin deve birliğini fonlamayı sonlandırana kadar. Özel bir bakım ve idare gerektiren deve birliği, ordudaki katırları ve atları korkutup kaçırdığı ve paniğe, keşmekeşe sebep olduğu bahanesi ile Kongre tarafından iptal edilir. Bu kararın ardında İç Savaş'ın da önemli bir payı vardır. 

Bu gelişmenin üzerine, birliklerde uzun seneler  görev yapan Hacı Ali daha ordudan ayrılır. O sıralar tanıştığı Gertrudis Serna adında Meksikalı bir hanımla evlenip, kendi yuvasını kurar. Çiftin İki çocukları olur.  

Ancak ilk başlarda iyi giden evliliği, Hacı Ali'nin ticarete atılması yüzünden bozulur. Sahip olduğu birkaç deveyle taşımacılık yapmaya başlayan Hacı Ali, evini terk eder; yıllar sonra bu kararından pişman olup geri dönecektir ama olan olmuştur. 

Zamanla Amerika’nın en meşhur devecisi olur ama işleri bir süre sonra iyi gitmemeye başlar. Derken günün birinde develerini Arizona çölüne salar ve Quartzsite kasabasına yerleşir.

10. Ölümü, Adının Efsaneye Dönüşmesi ve Anıt Mezar

www.sabah.com.tr

Yaşamının son yıllarını Arizona'da geçiren Hacı Ali, 1902'de vefat eder. Öldüğünde cebinde sadece 60 sent vardır. Naaşını Quartzsite bölgesinde küçük bir mezarlığa gömerler.

Ancak 'Hi Jolly' adı tüm güneybatı'da bir efsanedir. Bu sayede, 1935 yılında dönemin Arizona valisi Benjamin Moeur, Hacı Ali için şehirde 'Hi Jolly Anıtı' adıyla küçük bir anıt yaptırır. Küçük bir piramidin üzerinde oturtulmuş bakır bir deveden oluşan anıt bugün Arizona'daki Quartzsite Mezarlığı'nda en sık ziyaret edilen yerlerden biridir.

Günümüzde, Amerika”nın Güneybatısında halk arasında hala şu hikaye anlatılır. “Ay ışığı altında kırmızı bir deve, korkusuz binicisiyle sabaha kadar çöllerde koşuşturmaktadır.'

11. Anıt Mezarın Plakasındaki Yazı

“Hi Jolly’nin son kampı. 1828’de Suriye’de doğdu. Bu ülkeye 10 Şubat 1857’de gelmiştir. Deveci, dençi ve kılavuz olarak 30 yıldan fazla Birleşik Devletler Hükümetine doğrulukla hizmet etmiştir. 12 Aralık 1902’de Quartzsite’de ölmüştür.”

12. Hi Jolly Festivali

Arizona, Quartzsite'da her sene 10 Ocak'ta Hacı Ali/Hi Jolly adına bir festival düzenleniyor. Hatta adına yazılmış bir şarkı da var...

13. İşte Hacı Ali'nin adına yazılan şarkı...

Popüler İçerikler

Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu