Osmanlı Dönemindeki Birçok Ayrılığın Durağı Olan Görmüş Geçirmişliğiyle Dili Olsa da Konuşsa Keşke Dedirten Ayrılık Çeşmesi

Kim bilir kaç ayrılığı gördü bu çeşme, bilmek mümkün değil gibi onca yıla bakınca...

Ayrılık Çeşmesi, bugün İstanbul Anadolu Yakası'nda bir marmaray ve metro durağı.

Kaderine terk edilmiş bu 400 yıllık tarihî çeşme bir zamanlar hac yolculuğunun, askerî seferlerin, doğuya giden kervanların yola çıkmadan önceki buluşma noktasıydı. Ayrılık Çeşmesi, Osmanlı döneminde yüzyıllar boyunca bu yerini korudu. Birçok ayrılığa şahit olan çeşme, toplum tarafından hüznün, gurbetin, özlemin sembolü haline geldi.

Aylar belki de yıllarca süren yolculuklarda uğurlama merasimlerinin yapıldığı Haydarpaşa Çayırı’ndaki bu törenler, Ayrılık Çeşmesi'nin önünde yapılırdı. Söğütlü Çeşme ya da Ahmed Ağa Çeşmesi adıyla da bilinmekteydi. Çeşmeyi yaptıran kişi Kapı Ağası Gazanfer Ağa’ydı. Tam inşa tarihi bilinmese de 1590-1600 yılları arasında olduğu tahmin edilmekte.

Zamanla yıpranan çeşmeyi, 1741’de Kapı Ağası Ahmed Ağa restore etti ve çeşmenin kitabesi bu restore sırasında yerleştirildi.

İkinci restore, Dürriye Sultan'ın ölümü üzerine, babası şehzade Mehmed Ziyaeddin Efendi tarafından yapıldı. Ayrılık Çeşmesi’nin bulunduğu Haydarpaşa Çayırı surre alaylarının, sefere çıkan orduların, kervanların uğurlandığı ve ayrılıklara sahne olan bir yerdi. Osmanlı dinî geleneği olan surre alayları toplanıp saraydan buraya doğru yola çıkardı.

Üsküdar’dan Haydarpaşa Çayırı’na geçip konaklıyorlardı. Burada hacı adayları ve hacca gidenlerin eşi dostu akrabası bu çeşmenin etrafında toplanıp vedalaşırlardı. Medine ve Mekke’ye doğru yolculuk başlardı. Doğuya yapılacak seferlerde de toplanma ve uğurlanma noktası, Ayrılık Çeşmesi'ydi.  Anadolu'daki vilayetlere tayin edilen paşalar da buradan uğurlanırdı.

Çeşme ara ara restore edilse de çoğu zaman bakımsız kaldı.

Tarihî çeşmenin kaderi maalesef günümüzde de değişmedi. Zamanla bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle kısmi olarak toprak altında kaldı ve arka tarafındaki namazgâh da insanların tahribine maruz kaldı. Bir dönem de üzerine bir ev inşa edildi. Marmaray çalışmalarında da şantiye içinde kaldı. 2010’da Kadıköy Belediyesi onarma çalışması yaptı. 

Arkadaki namazgâh kısmında arkeolojik kazı yapılarak taş duvar kalıntıları ve çeşmenin toprak altında kalan üç yalağı ortaya çıkarıldı. Kadıköy Belediyesi’nin bu duyarlı çalışmasıyla ortaya çıkarılan çeşme ve namazgâh, aradan geçen kısacık süre de yine ihmal edildi. Demiryolu hattı, yollar ve köprü arasında kalan yerde bir tel örgünün ardında şimdilerde.

Eskiden Kapı Ağası olan Halid Ağa’nın, Çamlıca’dan getirttiği suyla yolcuları karşılayan çeşmede su olmadığı gibi lülesi ve kurnası tarihî eser kaçakçıları tarafından çalındı.

Çeşmeyi anlatan bir ibare ya da adını yazan bir levha bulunmamakla birlikte yazıları bozulacak şekilde boyanmıştı. 1741 ve 1922 tarihli eski yazılar ve iki kitabe artık hiçbir anlam ifade etmeyecek halde.

Hacı adayları, sefere çıkan ordular, Doğu’ya hareket eden kervanların İstanbul’daki son namazlarını kıldıkları namazgâh inşaat ve beton kalıntıları, yabani otlar ve kendiliğinden çıkan fidanlarla iyiden iyiye kaybolmaya yüz tutmuş durumda.

Namazgâh ise dönem dönem oldukça zarar gördü, günümüzdeyse Marmaray tren hattı ile dar bir alana sıkışmış olarak durmakta.

400 yıllık tarihe sahip Ayrılık Çeşmesi’nin günümüzde sadece bir durak isminden ibaret olarak bilinmesi, tarihî eserlerin önemsenmemesinin canlı örneklerinden. Ayrılık Çeşmesi dinî, askerî, ekonomik ve şahsi seyahatlerin ve büyük özlemlerin başlangıç noktası olarak gereken öneme bir türlü sahip olamadı.

Birçok ayrılığını başlangıç noktası olan ve bu anlara tanıklık eden Ayrılık Çeşmesi önemli bir tarihî eser.

Sadece Ayrılık Çeşmesi değil ihmal edilen tüm tarihî miraslarımızın hak ettiği değere kavuşması temennisiyle yazımızı noktalayalım...

Popüler İçerikler

Evlilik Dışı İlişkiden Çocuk Sahibi Olmalarıyla Bir Zamanlar Olay Yaratan Ünlü İsimler
Gündeme Bomba Gibi Düştü: “Dilan Polat ve Engin Polat’a Vergi Kaçırma Suçundan Tahliye Kararı Verildi”
Fatih Altaylı'dan Kendisine "Sözde Gazeteci" Diyen Hakan Ural'a Duyanları Dumur Eden Cevap
YORUMLAR
26.02.2020

Zaten hangi tarihi ögeye sahip çıktık ki.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ