12 Madde ile Osmanlı'dan Bugüne İstanbul'un Elektriğe Karşı İmtihanı

Günümüze kadar ulaşmış 'Gece gözü : kör gözü' söyleminden uzandığımız Osmanlı Devleti dönemindeki aydınlatma bilindiği üzere daha ilkel düzeylerdeydi. Hava gazı Osmanlı'ya gelene kadar en çok kullanılan  aydınlatma şekilleri hepimizin aşina olduğu üzere meşale, çerağ, kandil, mum ve yağ lambasıydı. Halk, evlerinde ve dışarı çıktıklarında aydınlatma ihtiyaçlarını bu araçlarla gideriyorlardı.

1. Mumla Aydınlanma

Aydınlatmanın en temeli olarak bildiğimiz mumun, o zamanlarda kasapların ve bireysel hayvan kesenlerin kestikleri hayvanların yağlarını mumculara vererek yaptırdıklarını, hatta mum yapanları denetleyen bir kurum olduğunu ve kontrollerinden geçmeyen mumları satan esnafların cezalandırıldığını da biliyoruz. 

Hava gazının bulunması ve Osmanlı'ya gelmesinden itibaren aydınlanmada yeni bir döneme girilmiş ve artık önemli binalar ve sokaklar bu hava gazlarıyla aydınlatılmaya başlanmıştır .

2. Havagazı Dönemi

Osmanlı Devleti'nde daha sonraki devam eden süreçte bu modern aydınlatmanın devamlılığını , hava gazı üretmek için kurulan gazhaneler sağlamış ayrıca üretilen hava gazı ile de Dolmabahçe Sarayı vb. gibi şehrin önemli yerlerini, sokak ve caddelerini lamba bulunana kadarki süreçte  aydınlatılmaya devam edilmiştir. Hava gazının bulunmasının ardından Osmanlı, batıyla bir etkileşim sağlamıştır ve bu etkileşim, yapılan deneylerle de devam edecektir.

3. Yapılan Deneyler

Sultan 3. Selim zamanında kurulan ve Fransızca'dan çevirilen kitaplarla eğitim veren 'Mühendishane-i Berri Hümayun' da elektrik ile ilgili bilgiler veriliyordu. Elektrikle ilgili deney ve bilgileri içeren  bu Fransızca kitaplardan birisinin içeriğini,  Tercüman Yahya Naci Efendi, 'Risale-i Seyyale-i Berkiyye' adlı eserinde açıklamış ve o dönemdeki deneylerin günümüze ulaşmasına yardımcı olmuştur.

4. Elektrikle İlgili Bazı Osmanlıca Terimler

Şerare-i Berkiyye: Elektrik kıvılcımı

Alet-i Berkiyye: Üreteç

Nar-ı Hikmet, Seyyale-i Berkiyye: Elektrik

Seyyale- Berkiyye-yi Sınaiyye: İnsan tarafından üretilen elektrik 

Seyyale-, Berkiyye-yi Tabbiye: Doğa tarafından üretilen elektrik 

Ecsam-ı Nakile-i Seyyale-i Berkiyye: İletken cisim

Ecsam-ı Gayr-i Nakile- Seyyale-i Berkiyye: Yalıtkan cisim

İbrak Bi'l-İhtitak: Sürtünme ile elektriklenme

5. Silahtarağa Santrali'nin Kuruluşu

tr.wikipedia.org

1902 yılında Tarsus yakınlarında kurulan küçük çaplı bir hidroelektrik santralin dışında, Silahtarağa Santrali, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk enerji tesisiydi. Kronolojik olarak ilk tesis olmasa da, ülke sınırları içinde bir kente hizmet vermesi amacıyla yapılan ilk tesisti. Tesisin kurulması için ilk adım 1910 yılında devlet tarafından açılan ihaleyle atılmıştır.İhaleyi Avusturya-Macaristan sermayeli Ganz Electric Company kazandı.

6. Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi

Şirket 1911 yılında, Brüksel Bankası (Fransızca: Banque de Bruxelles) ve Macar Kredi Genel Bankası'ndan (Fransızca: Banque Générale de Credit Hongrois) aldığı finansal destekle Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi'ni kurdu ve devletten 50 yıllık elektrik üretim imtiyazı almış oldu.Yapılan etütler sonucunda İstanbul'da hidroelektrik güç elde etmeye uygun su kaynağı bulunmadığına kanaat getirilince kömür yakıtlı bir tesis kurulması kararlaştırıldı. Şirket derhâl Silahtarağa semtinde bir termik santral kurma işlemlerine başladı.

7. Balkan Savaşı'nın Etkileri

1913 yılında tamamlanarak kullanıma girmesi planlansa da o yıl aşırı yağışlar nedeniyle bölgeyi etkileyen su baskınları ve Balkan Savaşı'nın etkileri tesisin açılmasını geciktirdi. Tesis 11 Şubat 1914'te resmen açılışını yaptı. Üretilen elektrik ilk olarak İstanbul tramvaylarına ve Osmanlı sultanının o dönemde yaşadığı Dolmabahçe Sarayı'na verildi. Böylece İstanbul'da hava gazına bir alternatif enerji türü doğmuş oldu. Şirketin kurucu sahibi aynı yıl içinde santrali Belçika menşeli SOFINA şirketine devretti.

Santralde kullanılması için gereksinim duyulan kömür Zonguldak'tan deniz yoluyla getiriliyordu. 1915 yılında Rus donanması kömür taşıyan Şirket-i Hayriye gemilerini batırdığı için hem güvenliği sağlamak; hem de işleyişi hızlandırmak amacıyla İstanbul'un kuzeyindeki linyit ocaklarıyla santralin bulunduğu Silahtarağa semti arasında bir dekovil tren hattı kuruldu.

8. 30 bin Altın Karşılığında Alınan Hatlar

Kurulduktan kısa bir süre sonra tramvayların yanı sıra Suriçi, İstinye ve Pera   bölgelerine de elektrik vermeye başladı. Harbiye Nezareti tarafından İstanbul atlı tramvaylarının tüm hatları 30 bin altın karşılığında satın alınmış olduğundan; santralde üretilen elektrik ağır aksak işleyen İstanbul toplu taşımacılığına da çare oldu.

9. İlk Elektrikli Tramvaylar

Pera bölgesinin aydınlatma imtiyazını elinde bulunduran Pera Şirketi'yle yaşanan imtiyaz çatışması çözüme kavuşunca elektrikle çalışan tramvaylar hizmete sokuldu. İlk elektrikli tramvaylar 20 Şubat 1914 tarihinde Karaköy Meydanı'nda yapılan törenle Galata Köprüsü üzerinden geçtiler.1920 yılında başlayarak cadde ve sokaklar da santralden elde edilen elektrikle aydınlatılmaya başlandı.

10. Cumhuriyet Dönemi

Santralin işletmesini yapan yabancı sermayeli şirket, Osmanlı Devleti dağıldıktan sonra kurulan cumhuriyet yönetimi süresince de faaliyetini sürdürdü. İlk olarak ülkede değişen rejim nedeniyle şirket unvan değişikliğine gitti ve adını Türk Anonim Elektrik Şirketi olarak değiştirdi. 

1926 yılında İstanbul Boğazı'na Arnavutköy-Vaniköy arasında sualtı kabloları döşenerek Anadolu Yakası'na da elektrik verildi. Santral, 1937 yılında devlet tarafından satın alınarak kamulaştırıldı ve Nafia Vekaleti'ne bağlı Elektrik Umum Müdürlüğü'ne geçti. İstanbul Belediyesi, İstanbul Elektrik Tünel ve Tramvay İşletmeleri Umum Müdürlüğü'nü (İETT) kurunca santral 1 Temmuz 1938 tarihinde buraya devredildi

11. İyileştirme Projesi

1914 ve 1983 yılları arasında, 69 yıllık ömrü boyunca İstanbul'un enerji gereksinimini karşılayan santral kapatılmasının ardından boşaltıldı ve terk edildi. Boşalan yapılara herhangi bir kurum taşınmadığı gibi, yapılara onarımda da bulunulmadı. 1990 yılında Eyüp Belediyesi metruk yapıların elden geçirilerek bir Enerji Müzesi olarak değerlendirilmesi önerisinde bulundu. Bunun üzerine yapılan incelemeler sonucunda santral yapıları 1991 yılında İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 2532 sayılı ve 6 Mart 1991 tarihli kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillendi.

12. Santralistanbul

2005 yılında öngörülen onarımların yapılması için sunulan proje Koruma Kurulu'ndan geçti. Malî destekçilerin ve İstanbul Büyükşehir ile Eyüp belediyelerinin de katkılarıyla tesis içinde bulunan yapıların aslına uygun restorasyonuna başlandı. Bu kapsamda, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın uslubunu taşıyan santral yapıları, memur lojmanları, bir cami ve 1913 yılına ait makina donanımı restore edildi. 

Tesis arazisine eklenen yeni binalarda; İstanbul Bilgi Üniversitesi için derslikler, bir amfitiyatro ve sanat galerisi açıldı. Silahtarağa Elektrik Santrali, 8 Eylül 2007 tarihinde kapılarını Santralistanbul adı altında yeniden açarak bir sanayi müzesi olarak İstanbul'a kazandırıldı. Müze bölümü pazartesi günleri dışında haftaiçi her gün 10.00 ile 18.00 saatleri arasında; haftasonları ise 10.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir

Popüler İçerikler

Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!