Resimlerdeki değişim gözüküyor değil mi? Abdülaziz 'ecdadın ihtişamı'ndan çok uzak. Artık sıfatı da eskisi gibi 'Yavuz' veya 'Fatih' değil. Daha mütevazi. 'Bahtsız.' İngilizler ise bir yüzyıldır süren reform, rönesans, aydınlanma ve sanayi devriminin bütün katkılarıyla ihtişamlarında yeni bir sayfa açıyorlar. Ülke 'üstünde güneş batmayan imparatorluk' diye anılıyor. Fransa'da Temmuz Devrimi yaşandı, Britanya Parlamentosu 'Büyük Reform Yasası'nı çıkardı, kölelik bütün imparatorlukta yasaklandı, telegraf bulundu, Avrupa'da artık Belçika Krallığı var, 1848 devrimlerinin üstünden bir kaç yıl geçmiş, Hindistan İngiltere'nin sömürgesi, Charles Darwin 'Türlerin Kökeni Hakkında' isimli eserini ilk kez yayınladı, Avrupa Victor Hugo'nun 'Sefiller'ini okuyor, Mendel kanunları genetikte çığır açıyor, Rusya'da Tolstoy 'Savaş ve Barış'ı' geçen sene yayınladı. Edison 7 yıl sonra fonografı bulacak. Devrin adamları parlak isimlere sahip. Lincoln, Garibaldi, Çar II. Alexander... Bernard Shaw oyunlarını yazıyor, Rockefeller Amerika'da zenginliğin diğer ismi oluyor, Levi Strauss kot endüstrisinin kurucusu, Van Gogh, Goya, Cezanne, Monet ve Manet.. Yepyeni akımların mimarı. Müzikte ise Chopin, Tchaikovsky, Wagner, Lizst ve Beethoven var. Schubert, Schumann, Paganini, Arthur Rubinstein, Dvorak, Bizet, Brahms... Dünya bambaşka bir noktada.
Lafı uzatmayalım, Osmanlı'nın tartıştığı konular elbette farklı. Islahat Fermanı yeni ilan olundu. Din değiştirme hakkı yeni tanındı. Gayri müslimlere de askeri okullara gitme hakkı verildi. Osmanlının millet sistemi son buldu. Bütün vatandaşlara eşit haklar sağlanması yolunda bir adım atıldı. Ahali 'artık gavura gavur diyemeyecek miyiz' diye huzursuz.
Nüfus 11 milyon 793 bin. Kişi başına düşen gelir 825 dolar. Kıtanın öte yakasında İngiltere'nin nüfusu artık 31 milyon 400 bin. Tam 3 kat fazla. Kişi başına düşen gelir 3031 dolar. Aradakı fark 3,5 kat.