Osmanlı'dan da Çalındı! Birleşik Krallık'ın Diğer Ülkelerin Topraklarından Aldığı 10 Sanat Eseri

Dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri sömürge ve himaye altına alan Britanya İmparatorluğu, adım attıkları ülkelerin kültürlerine ait olan binlerce sanat eserlerine el koyarak kendi topraklarına getirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun da dahil olduğu bu listeye ve çalınan birbirinden değerli eserleri görmelisiniz!

Dünya tarihinin en güçlü ülkelerinden olan Birleşik Krallık, daha doğrusu tüm himayeleri ve sömürgeleriyle 'Britanya İmparatorluğu', altın döneminde tarihin en büyük krallığı unvanını taşıyordu.

Kolonize ettiği ülkelere kendi modernizm algısını götüren krallık, ülkelerin hükümetlerine karışarak demokrasi ve eşitlik algısını yıkmış ve toplumların kültürlerini de değiştirmeye çalışmıştır.

Londra’da yer alan British Museum tam olarak bu nedenden ötürü krallığın sömürgesi altına giren onlarca ülkenin tarihi parçalarına ev sahipliği yapıyor!

8 milyondan fazla eserin bulunduğu British Museum’da ve İngiltere'deki diğer müzelerde yer almasına rağmen aslında farklı topraklara ait olan 10 tarihi esere gelin bakalım…

1. Benin bronzları

Günümüzde hepimizin Nijerya olarak bildiği topraklar geçmişte Afrika’nın en önemli tarihi yerlerinden Benin İmparatorluğu’na ev sahipliği yapmıştı. İmparatorluk sarayının dört bir yanı birbirinden harika bronz heykeller ile donatılmıştı.

1897 yılında Britanya askerleri, isyan çıkaran vatandaşları bastırmayı bahane ederek Benin şehrinin her tarafına dağıldı ve değerli objeleri çaldı, hatta imparatorluğun sonunu getirdi!

Bu eski imparatorluktan 200 bronz plağın dahil olduğu 900’ün üzerinde tarihi obje British Museum’da sergilenmeye başladı.

1960 yılında Nijerya’nın bağımsızlığını kazanmasının ardından bu eserlerin ülkeye geri teslim edilmesi istendi.

Müze ise ‘Nijeryalı kuruluşlar ile aktif olarak iletişime geçerek yeni düşüncelerini desteklemeye, iş birliği yapmaya kararlıyız’ açıklamasını yaptı.

Anlayacağınız bazı durumlarda ‘ödünç’ vermeyi kabul etseler ve hatta 6 heykeli geri verseler de tamamen bırakmayı düşünmüyorlar…

2. Elgin Mermerleri

Elgin veya Partenon mermerleri olarak bilinen bu eserler, Yunan mitolojisinin tanrıçası Atena ile at adamları tasvir ediyor. Mermerlerin bulunduğu toprakların Osmanlı İmparatorluğu’na ait olduğu dönem, Birleşik Krallık büyükelçisi Thomas Bruce (yani Lord Elgin) bu eserleri ülkesine gönderdi.

Britanya hükümetinden hiç yardım almadığı söylenen Lord Elgin, eserlerin Londra’ya nakledilme maliyetini tamamen kendi cebinden karşıladı! Maliyetin ise günümüz parasıyla 4 milyon dolara ulaştığı kayıtlara geçti.

1801-1812 yılları arasında Atina’dan toplanan eserler British Museum’da özel olarak yaptırılan Duveen Gallery’de sergileniyor ve Yunanistan-Birleşik Krallık ilişkilerinde hala sorun yaratmaya devam ediyor…

3. Rosetta (Reşit) Taşı

Antik Mısır’dan günümüze gelen en önemli kültürel ve tarihi varlıklardan birisi olan Reşit taşı, Napolyon tarafından Fransa’ya götürülmüştü. 1815 yılında Fransa’yı mağlup eden İngilizlerin eline geçti.

Taşın varlığı ayrıca 19. yüzyılda Avrupa’da Egiptomani (Antik Mısır’a karşı duyulan ilgi ve merak) furyasının başlamasına neden oldu.

Araştırmacıların antik döneme dair en önemli eserlerden biri olarak kabul ettiği taşın M.Ö. 196 yılında yazıldığı tahmin edilir ve ismini, bulunduğu Rosetta (Reşit) kasabasından alır. Ağrılığı ise 760 kilogramdan fazla!

4. Kuh-i-Nur Elması

Kraliçe Elizabeth’in kadife ve platin tacının en tepesinde, dünya üzerindeki en büyük elmaslardan biri olan Kuh-i-Nur oturuyor! Farsçada ‘Işık Dağı’ anlamına gelen elmas aslen Hindistan’daki Babür İmparatorluğu’nun meşhur mücevher tahtı Tavus Kuşu Tahtı’nın bir parçasıydı.

Britanya ordusunun 1849 yılında Hindistan’ı egemenliği altına almasıyla Kraliçe Victoria’ya teslim edilen taşın epey kanlı bir tarihi var!

Erkek hükümdarlar senelerce tahta geçmek için kan dökmesi nedeniyle kötü bir ünü olan elmas, sadece İngiliz kraliyet ailesinin kadın üyelerine veriliyor. Hindistan, Pakistan, İran ve Afganistan hükümetlerinin sahiplik talep etmesine rağmen İngiltere, elmasın yasal bir şekilde ele geçirildiğini savunuyor.

An itibarıyla elmas, Londra Kalesi’nin mücevher odasında duruyor.

5. Tipu’nun Kaplanı

Gerçek bir kaplan büyüklüğünde olan bu ahşap yarı-otonom figür aslen Hindistan’daki Mahsur Krallığı’nın hükümdarı Sultan Tipu için yapılmıştı. Tipu, kişisel sembolü belirlediği kaplanı tahtında, silahlarında, üniformalarında ve saray dekorasyonlarında kullanıyordu.

1799 yılında Sultan Tipu, Britanya askerleri tarafından öldürüldü!

Kendisinin çok sevdiği kaplan oyuncağı da yazlık sarayından alınarak Victoria ve Albert Müzesi’nde ‘en ünlü ve enteresan tarihi objelerden birisi’ olarak tanımlandığı sergilenmeye başladı.

6. Maori halkının kafaları

Yanlış duymadınız… Kabile maskeleri değil, Yeni Zelandalı Maori halkının kesilmiş kafaları Avrupa’nın birçok müzesinde ve tabii ki British Museum’da sergileniyor.

Maoriler, eskiden keskiler kullanarak insanların yüzlerini deler ve içlerini mürekkep ile doldurarak dövme yaparlardı. 1770 yılında Avrupalıların Yeni Zelanda’ya gelmesiyle birlikte Maori başları ticaret ürünü ve merak konusu haline geldi.

‘Bilim’ adı altında sergilenen bu kesik kafalar zamanla tartışma konusu haline geldi, Yeni Zelanda’nın yaptığı geri dönüş çağrılarına Almanya hükümeti yanıt verse de bir kısmı hala İngiltere müzelerinde tutulmaya devam ediyor.

7. Saartjie ‘Sarah’ Baartman

Güney Afrika’da Londra’ya sadece vücudunun sergilenmesi amacıyla getirilen Saartjie’nin korkunç bir hayat hikayesi var… Hollandalı askerler eşini katlettiğinde 16 yaşında olan kadın, bunun ardından tüccarlar tarafından köle olarak satıldı.

İngiliz bir doktor ile yaptığı anlaşmanın sonucu kalçasının ilgi çekmesi nedeniyle bilimsel araştırmalara tabii tutuldu ve erotik bir obje haline geldi.

1815 yılında vefat etmesine rağmen cesedi Avrupa’daki müzelerde senelerce sergilendi. 2002 yılında Nelson Mandela bir anlaşmaya imza atarak Saartjie’nin bedeninin Güney Afrika’ya geri dönmesini sağladı, sonunda insancıl bir şekilde cenazesi yapıldı.

8. Maqdala Yazıları

1868 yılında gerçekleşen Maqdala Savaşı sırasında İngiliz askerler, Etiyopya’dan bu dini değere sahip olan el yazılarını aldı. Hatta yazılar ve diğer çalınan objeler, 15 filin ve yüzlerce katırın sırtına yüklenerek Britanya topraklarına taşındı.

1999 yılında AFROMET isimli derneğin başlattığı kampanya sayesinde eserlerin bir kısmı Etiyopya’ya geri gönderildi. Ancak kampanya hala sonlanmış değil.

twitter.com

Bir diğer ilginç olay da yazıların çoğunun henüz toplumla paylaşılmış olmaması! Tahminen 30 el yazısının Britanya Kütüphanesi hazinesinde tutulduğu belirtiliyor.

9. Pekinez yavru köpek Looty

1860 yılında gerçekleşen II. Afyon Savaşları sırasında Britanyalı ve Fransız askerler, Çin imparatorluğunun yazlık sarayından bu yavru köpek dahil olmak üzere yüzlerce farklı eser çaldı.

Britanya ordusunun kaptanı olan John Hart Dunne, günlüğüne “Fransızların kampından çok fazla değersiz şeyi tuttum, ama minik Çinli köle köpeği de aldım! Boynunda minik gümüş ziller var. Herkes onun dünya tatlısı olduğunu söylüyor” yazarak anlattı bu olayı.

Kaptan, köpeği Kraliçe Victoria’ya teslim etti. Looty ismi verilen köpek, 1872 yılında ölene dek ‘ilginç alışkanlıkları ve görüntüsü’ nedeniyle ilgi çektiği Windsor Sarayı’nda diğer kraliyet köpekleriyle birlikte yaşadı.

10. Hevea Brasiliensis tohumları

1876 yılında İngiltereli gezgin Henry Wickham, Para kauçuk ağacı olarak bilinen bu ağacın tamı tamına 70 bin tohumunu Brezilya’dan ülkesine götürdü!

O dönem savaş aletleri, otomobil tekerleri, elektrik yalıtımı gibi birçok farklı alanda kullanıldığı için dünyanın en değerli bitkileri arasında yer alan bu ağacın tohumları, sömürgecilikte de büyük rol oynadı…

Britanya hükümeti, çalınan bu tohumları ekmeyi başararak kauçuk tarlaları oluşturdu, burada da kolonilerini çalıştırıldı ve Brezilya’nın elindeki gücü aldı. Bazı tarihçiler Wickham’ı bu nedenle ‘biyolojik korsan’ olarak adlandırıyor.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Buyurun yorumlara!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Saartjie Baartman: Kadın Vücudunun Acımasızca Kullanıldığı Dünyanın En Trajik Öyküsü
Romalı Erkeklerin Cinsel Fantezilerine Konu Olan Kadın Savaşçı Gladyatrikslerin Tarihi
Antik Kariyer Rehberi: Antik Roma'da Halk Hangi Meslekleri Yapıyordu?

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR
05.02.2023

Sömürgeci pislikler

05.02.2023

Boşuna denmemiş eğer bi gölde kavga eden iki balık gördüysen bil ki ordan uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir

05.02.2023

Aslında Osmanlıyı listeden çıkarmak lazım sonuçta Padişahlar bunlara taş gözüyle bakıyordu ve umurlarında değildi hatta hediye ettikleri de olmuştur.

05.02.2023

kanuni İran şahın ın gönderdiği elmas,yakut, zümrüt gibi değerli taşları toz haline getirtip Sultanahmet camii nin harcına karıştırtmistir.

TÜM YORUMLARI OKU (12)