Yaşanan sorunlara genellikle geçici çözümler üretmek bugünün alışkanlığı değil, yüzlerce yıllık bir 'geleneğin' ürünüymüş meğer.
Yaşanan sorunlara genellikle geçici çözümler üretmek bugünün alışkanlığı değil, yüzlerce yıllık bir 'geleneğin' ürünüymüş meğer.
Çünkü anlatacağımız uygulama, Osmanlı'nın imparatorluk sınırlarının uçsuz bucaksız olması, birçok yönetim biçiminin kullanılması ve dönemine göre iletişim zorlukları yaşanmasıyla bağlantılı.
Bu büyük coğrafyada düzeni sağlamak için tek takvim yeterli olmadı, iki takvim mevcuttu. İkisinin de kullanım alanları birbirinden farklıydı.
Fakat bu iki takvim uygulaması arasında bir uyumsuzluk vardı. Şöyle ki, yılların uzunluğu birbirinden farklı olduğundan 33 Güneş yılı, 34 Ay yılına denk geliyor ve kayıtlar tutulurken bir yıl 'açıkta kalıyordu.'
Şayet o bir yıl kayıtlarda yaşanmış olarak gözükürse Osmanlı'da bir yıl boyunca hiç vergi alınmamış gibi görünecekti.
Yaşadığımız topraklarda yaşanan sorunlara genellikle geçici çözümler üretiliyor olması bugünün alışkanlığı değil, yüzlerce yıllık bir geleneğin ürünü.
Bu sorunu aşarken kullanılan yöntem, tam anlamıyla geçici bir çözümdü. Madem arada bir yıllık boşluk var, o halde 33 yılda bir, bir yıllık süre takvimden atılıyordu.
Çünkü 33 yılı baz aldığımız vakit 32 yıllık vergi geliri alınıyor, 33 yıllık maaş ödemesi yapılıyordu. Halkın mağduriyeti devletin vergi almadığı o yıl maaşları ödeyememesi durumunda ortaya çıkıyordu. Yani her asırda en az üç kere kriz yaşanacaktı, yaşandı da.
Çünkü Osmanlı maaşları ödeyemediği için memnuniyetsizlik sesleri yükseliyor, askeri kanatta bu seslerin yanına bir de silah sesleri katılıyordu. Hatta ilginç bir detay, Osmanlı'daki askeri ayaklanmaların hemen hepsi sıvış yıllarında ortaya çıkmıştı.
Altta yatan sebepler ne olursa olsun, ekonomik problem fitili ateşliyordu.
Peki Osmanlı bu yaşananlara nasıl bir çözüm üretti?
Takvim sisteminde bir devrim yapıp kökten bir yenilikle şikayetleri dindirmişler mi?
Buna gerek duyulmamış.
Ekonominin bu dalgalı seyri Osmanlı'nın çöküşünde bile etkili olacak kadar çatlaklar yaratarak sürmüş gitmiş.
Siz bu ilginç sıvış yılları ve üretilen çözüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bana bir yerden tanıdık geliyor bu olaylar.
3 kıtaya hükmet lakin adam akıllı bir ekonomi sistemi kurma hımmmm.
"Osmanlı Medeniyeti"ni yere göğe sığdıramayanlar bu konuda ne düşünüyor acaba?