Osmanlı'da Halkın Padişahın Dikkatini Çekmek İçin Ateşle Dilekçe Yazdığını Biliyor muydunuz?

Osmanlı döneminde halkın derdini Padişaha anlatma yolu bazen gerçekten ilginç bir hal alırdı. Özellikle İstanbul’da imparatorluğun başkentinde yaşayanlar çoğu zaman sorunlarına çözüm bulabilmek için sıradışı yollara başvururlardı. Bu yöntemlerden en dikkat çekeni ise Ateş Dilekçesi adı verilen gelenekti. Ama merak etmeyin buradaki ateş öyle normal bir ateş falan değil, yakılan ateşle Padişah’a bir tür sesleniş yapılıyordu. Nasıl mı?

Kaynak

İstanbul’da bir İstanbullu şehre ne kadar alışkın olursa olsun bazen işleri ters giderdi. Vergiler, gümrükler, haksızlıklar ya da ticaretle ilgili meseleler her zaman kolayca çözülecek işler değildi. Peki bu durumda ne yapılırdı?

Derdini bir türlü kimseye dinletemeyenler bir kayığa biner sarayın önüne gelir bir kabın içine saman, talas, hasır parçaları, ne bulursa atardı. Sonra da bir güzel ateş yakardı. O yakılan ateş, sadece bir dilekçe değil, adeta bir çığlık halini alırdı.

Çünkü o ateşin alevi Padişaha doğru yükseldiğinde herkesin gözleri bu ateşi takip ederdi. Herkes Padişahın bu sessiz çağrıyı duyup, bir çözüm getireceğini umardı.

Bu ilginç başvuru yönteminin en meşhur örneklerinden biri 1648 yılında yaşandı. İngiliz tüccarları İstanbul’da Galata önlerinde demirlemiş bir gemilerindeydiler. Tüccarların işleri de o sıralar oldukça kötüydü. Üzerlerine ödenmesi gereken gümrük vergilerinin iki katı alınmış, hem de mallarının parasını bile alamamışlardı.

Ne yapacaklarını bilemediler. Sonra bir karar aldılar. O gece beyaz bir bayrak salladılar, gemilerinin güvertesine çıktılar, ellerindeki dilekçeleri ateşe verdiler. Yanan kağıtlar ve duman saraydaki görevlilerin dikkatini çekti. Ve tabii ki Padişahın da.

Saraydan bir elçi gönderildi ateşi görenlerin “Ne oluyor?” diye sordukları o anda İngiliz tüccarlarının sorunları ortaya döküldü. Sultan İbrahim hemen müdahale etti, vezirini gönderip sorunun çözülmesini sağladı. Gümrük vergilerinin yanlış uygulandığı anlaşılınca hemen düzeltme yapılmış ve İngiliz tüccarlarının sıkıntıları giderilmişti. İşte o ateş büyük bir sorunu çözüme kavuşturmuştu.

Osmanlı'da halk Padişaha doğrudan ulaşmakta zorluk yaşardı. Birçok insanın derdi sarayın duvarları arasında sıkışıp kalır, çözüm bulmak hayal gibi bir şey olurdu. Ancak ateş dilekçesi gibi ilginç yöntemler sayesinde halk bazen bu engelleri aşmayı başarıyordu.

Tabii sadece bir ateş yakmakla işler bitmiyordu. O ateşin ardından saraya gönderilen elçiler sorunu anlatır Padişah’ın ilgisini çekerdi. Ve çoğu zaman da Padişah halkının sorunlarına duyarsız kalmaz, çözüm bulmaya çalışırdı.

İlginizi Çekebilir:

Osmanlı Döneminde Yaşanan ve Takvim-i Vekayi’ye de Konu Olan Tüyler Ürpertici ''Vampir'' Hadisesi
Arabistanlı Lawrence Tarafından Pusuya Düşürülen ve 105 Yıldır Arap Çöllerinde Yatan Osmanlı Treninin Hikayesi
Osmanlı Tarihinde Bir Efsane: Canlı Canlı Gömülen Padişah I. Mahmud'un Hikayesi

Popüler İçerikler

Ünlü Börekçi İfşa Edildi: Kıymalı Börekte Sakatat ve Tek Tırnaklı Etleri Tespit Edildi
Akit Tutuklu Mahir Polat'ın İlaçlarını Bilerek Almadığını İddia Etti
Sıfır Otomobil Fiyatlarında İndirim: Gazeteci Cem Küçük Canlı Yayında Tarih Verdi
YORUMLAR
02.12.2024

Biz de mi yaksak n'apsak? Padişah belki duyar.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ