Sayın Ümit Zileli,
Bazı arkadaşlarım ve eski öğrencilerim vasıtasıyla, geçtiğimiz hafta Dinamit programında Sayın Osman Gökçek’in bizim ve Sayın Rektör de dahil olmak üzere, bazı diğer meslektaşlarımla ilgili sözlerinden haberdar oldum. Programın ilgili bölümünü internetten daha sonra izledim. Sizin de adı geçen programa katıldığınızı görünce size yazmaya karar verdim. Çünkü sizi uzunca bir süredir tanıyor ve seviyoruz. Fazla zamanınızı almamak için, bizimle ilgili doğru bilgileri size kısaca aşağıda özetledim. Dinamit programına bir daha katılma olanağınız olursa bilginiz olsun istedim.
1. Eşimle, ikimiz de ODTÜ'de çalışırken tanıştık ve daha sonra da evlendik. Öğrenciyken tanışmıyorduk. Birimiz nedeniyle öbürümüz ODTÜ'ye alınmış değiliz.
2. Kızımız 1999 yılında ODTÜ Petrol Mühendisliği Bölümü'ne girdi. Birinci sınıfın sonunda sınıf birincisi olarak yatay geçişle İnşaat Mühendisliği Bölümü'ne geçmek için başvuruda bulundu. Osman Bey’in söylediği gibi, dikey geçişle değil. Sanırım, kendisine bu yanlış bilgiyi ileten kaynak da yatay ve dikey geçiş arasındaki farkı bilmiyor.
3. Dikey geçiş, 2 yıllık meslek yüksekokulu veya açıköğretim ön lisans programlarından, 4 yıllık bir açık öğretim ya da örgün eğitim lisans programına, belirli kurallar çerçevesinde, geçiş yapmaktır.
4. Yatay geçiş işleminin de belirli kuralları vardır. Her yıl lisans programları daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş yatay geçiş kontenjanlarına göre başvuruda bulunanları sıralar ve ilgili Fakülte Dekanlığı’na iletirler. Dekan ve seçimle belirlenen üyelerden oluşan Fakülte Yönetim Kurulu yatay geçiş başvurularını karara bağlar ve sonuçlar ilan edilir.
5. Yatay Geçiş kontenjanı çok sınırlıdır (7-8 öğrenci). Dolayısıyla, ciddi bir rekabet söz konusudur ve kimse kimseye, doğal olarak, hakkını yedirmez.
6. Kızımız ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü yüksek şeref öğrencisi olarak bitirdi.
7. Mezuniyetinin ardından ABD'de Iowa Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı.
8. Daha sonra da ABD’de Illinois Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalıştı.
9. Geçtiğimiz yıl ODTÜ’de Yardımcı Doçent olmak için başvurdu.
10.ODTÜ’de Mühendislik alanında Yardımcı Doçent olabilmek için asgari koşullar (a) SCI-E (A tipi), SSCI ve AHCI kapsamındaki hakemli ululararası dergide yayımlanan bir tam makale ve (b) uluslararası yayın etkinliklerinden en az 15 puan toplamak olarak belirlenmiştir.
11.Kızımızın müracaatı sırasında yukarıda belirtilen kategorideki uluslararası dergilerde 13 (onüç) makalesi ve uluslararası kongre kitaplarında basılmış 21 (yirmibir) bildirisi bulunmaktaydı. Ayrıca, bu yayınlarına, başka araştırmacıların eserlerinde, 50’nin üzerinde atıfta bulunulmuştu. Yayınlarının toplam puanı da 163,3’dü. Görüleceği üzere, asgari koşullar en az 10 (on) kat aşılmıştır.
12.Benim Osman Gökçek’e ve tabii isterseniz size de önerim Türkiye’deki tüm üniversitelerdeki İnşaat Mühendisliği Bölümleri’nin Hidrolik alanına yapılan ve kabul edilen tüm Yardımcı Doçentlik başvurularıyla kızımın ODTÜ’ye başvurusunu karşılaştırmanızdır.
Sayın Zileli,
ODTÜ gerek Türkiye’de gerekse dünyada iyi bir üniversitedir. Başarılarıyla gurur duyulan bir üniversitedir. Kızımızın da bir çok genç akademisyen gibi bu üniversitede görev yapmak istemesi tabiidir. Açıkça söyleyeyim ki kendisinin ODTÜ’de veya yurt içinde ve dışında başka bir tanınmış üniversitede görev alabilmesi için bir torpile ihtiyacı yoktur.
Gariban Anadolu gençlerinin, milliyetçi-muhafazakarların hakkı ODTÜ'de yenmez. Çünkü ODTÜ'de insanların soyu sopu, etnik kimliği, dünya görüşü, dini inancı vs belirleyici değildir. Belirleyici olan akademik performanslarıdır. Geçmişte de böyleydi bundan sonra da böyle olacaktır.
Öte yandan, eşim de ben de uzun yıllar devlete hizmet etmiş kamu görevlilerinin çocuklarıyız. Biz de 37 yıldır devlet memuru olarak çalışmaktan şeref duymaktayız. Kalan süremizde de, canımız sağ oldukça, üniversitemize, ülkemize ve bilime şerefle hizmet etmeye devam edeceğiz.
Derdim bir savunma yapmak değil. Sadece namuslu insanların kafasında bir takım soru işaretleri yaratılmasını önlemektir.
Saygılarımla...
işte bilimi bu yüzden seviyorum tek bir küfür yok fakat bıraktığı acı ömür boyu çıkmayacak biçimden
Sıkıyorsa cumhurbaşkanının damadını sorgula enerji bakanı olanı hani
Osman gökçek kim lan? Babasının adının osuruğu altında yaşayan biri tutmuş aile çiftliğine mi döndü demiş!