Osman Balcıgil Yazio: Yeni Platonculuğu Kimler Geliştirdi?

Platon için ilk söylenmesi gereken “sistem kuran filozof” olduğudur.

Varlık ve ahlak gibi konularda teorilere sahip olan Platon, estetik, sanat felsefesi gibi meselelerde de önemli gelişmeler kaydetti.

Felsefe açısından Platon için “idealistti ve akılcıydı.”

Onu felsefeyle uğraşmaya iten en önemli meseleyse kuşkusuz siyasetti.

Öte yandan, yaşadığı dönemde ve coğrafyada “ahlak” ile “politika” birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılabilen iki disiplin değildi.

Ayrıca, şairlerin sahneyi bilim insanlarına bıraktığı bir dönemden geçiliyordu.

Hikâyeler, bir başka şekilde söylenecek olursa mitoloji hükmünü her geçen gün biraz daha kaybediyor, onun yerini “tanrısal ruh” anlamına gelen akıl, o günkü biçimde söylenecek olursa “logos” doldurmaya başlıyordu.

Aklın süzgecinden geçirilmiş adaletten, yasalardan, ahlaktan söz edilmeye başlandığı bir döneme girilmişti.

Önceki haftalardan birinde de söylediğimiz gibi, yaşanılan coğrafyada insanlar kan ağlıyor, keşmekeş her geçen gün biraz daha fazlalaşıyordu. Bu kaostan çıkışı sağlayabilecek olanlar tabiatıyla filozoflar olacaktı.

Platon’un da tıpkı hocası Sokrates gibi risk alması, büyük hamleler gerçekleştirmesi gerekiyordu.

Toplumun yasalara, ideal bir modele ve siyaset etme tarzına ihtiyacı vardı.

Öyleyse, Platon düşüncelerini sistemleştirmeli ve yaymalıydı. O da öyle

yaptı.

Buna karşılık, Yeni Platonculuk Platon’la birlikte ya da onun ölümüyle ortaya çıkmadı.

Etkili filozofun ölümünden 550 yıl sonra doğan Plotinos ve 759 yıl sonra doğan Proklos gibi isimler tarafından geliştirildi.

Plotinos’un çalışmaları, doğuda ve batıda mistik çalışmalar yapanlar üzerinde etkili oldu.

Bu düşünce akımının öncülerine göre, insan tanrıdan gelmişti ve ona dönmekle mükellefti.

Öğreti bir merdivene benzetilecekse ilk basamağında “anlamak”, ikincisinde

“çıkarsamalarda bulunmak”, son basamağında ise “gizemcilik”, bir başka deyişle “sezgi” vardı.

Tanrıdan gelmiş olan ruh, ancak bu suretle yeniden tanrıya dönmüş olurdu.

Yeni Platoncular, felsefenin din haline dönüştüğü bir döneme rasgeldiler. Böyle olunca “tanrı üzerine” uzun boylu çalışmalar yaptılar.

Hegel de onların sözlerini bu nedenle “tanrı üzerine ince kıyım palavralar” olarak niteledi.

Yeni Platonculara göre, ancak “sanat, sevgi ve felsefe” üçlüsü insanları tanrıya götürebilirdi.

Ancak sanat, sevgi ve felsefeyle bezenmiş insan, giderek tanrıya benzeyebilirdi.

Yeni Platoncular İslam’da “tasavvufçu” olarak isimlendirildi.

“Cüz ve kül”, bir başka deyişle “parça ve bütün” tartışmasının İslam’a girmesi Yeni Platoncular aracılığıyla oldu.

Aynı şekilde “nefis ve akıl” kavramları üzerine süren tartışmalarda da Yeni Platonculuğun ayak izlerini aramak gerekir.

Instagram

Facebook

Twitter

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!