Osman Balcıgil Yazio: Aristoteles'in "Doğru Düşünme" Aletleri Nelerdi?

Merhaba değerli “Ezoterist” okurları… Ezoterizm üzerine düşünmeyi sürdürüyoruz… 

Tarihin derinliklerinden görece yakına, M.Ö. 300’lü yıllara geldiğimizde, orada Aristo (M.Ö. 384- 322) tarafından karşılanacağımızı bilmemiz lazım. 

Antik Çağ Yunan düşüncesinin en büyük bilginlerinden sayılan Aristo, kendisinden önceki bütün söylenceleri bir mantık silsilesine göre tasnif edip sistemleştirdiği için çok önemlidir. 

Böyle olunca, mantık denilince akla ilk onun ismi gelir. 

Bugün kullandığımız mantık, gramer, jeoloji, botanik, anatomi, psikoloji, retorik, politika gibi pek çok terimin mucidi olan Aristo, insanlığı “ansiklopedi” ile tanıştıran ilk filozoftur. Bu konuda onu, ileride sözünü edeceğimiz İhvan-ı Safa izleyecektir. 

Aristo’nun adını duyduğumuzda “kendisinden sonraki düşünürleri iki bin yıl süreyle etkilemiş” sıra dışı bir filozofla karşı karşıya olduğumuzu mutlaka hatırlamalıyız. 

Bugünden baktığımızda söylediklerini anlamak “kolay” gibi görünse de unutmamak gerekir ki Aristo bu sözleri iki bin üç yüz yıl kadar önce söylemiştir. 

Araplara göre bile Aristo “ilk öğretmendir”.

On üç yaşındayken Platon’un ünlü Akademi’sine öğrenci olarak katılan Aristo, Platon ölünceye kadar, tam yirmi yıl süreyle ondan eğitim görmüştür.

Aristo “Maddenin bulunmadığı yerde uzay ve zaman olmaz” diyerek kendisinden iki bin küsur yıl sonra sahne alacak olan Einstein’a ışık tutmuştur. 

Bugün “ruh bilim ve ilahiyat”tan söz ediyorsak, kökenlerini mutlaka Aristo’da aramamız gerekir.

Aristo, hocası Platon’un ölümünden sonra Makedonya’ya geçti, orada Kral Philippe’nin oğlu İskender’e öğretmenlik yapt

İlerleyen yıllarda bu çocuk, tarihin kaydettiği en önemli komutan ve devlet adamı Büyük İskender olacaktı. 

İskender kral olduktan sona onun korumasında, Lykeion bahçesinde okulunu kuran Aristo, burada derslerini bahçede gezinerek verdi. 

Bugün Aristo’nun öğretisine mutlaka bir isim koymak gerekirse, en doğrusu “gizemcilik” olacaktır. 

Aristo’nun iyi günleri Büyük İskender’in yaşadığı sürece devam etti. 

Düşüncelerinin “din dışı” olduğunu savunan düşmanları Büyük İskender ölür ölmez harekete geçtiler ve büyük filozofun Atina’dan kaçmasına, yoksulluk içinde hayatını kaybetmesine yol açtılar. 

Aristo’dan epey sonra sahne alan Hıristiyanlık, onun kurduğu sistematiği bugüne taşımayı becerecekti. 

Aristo, kendisinden önce yaşayanların sahip olduğu bütün bilgileri bir araya getirmiş, iç içe geçmiş olanları ayırmış, sınıflandırmış, eleştirmiş ve bir bütün halinde sunmaya çalışmıştır. 

Büyük filozof, sonradan “Metafizik” olarak adlandırılacak Prote Filosofia (İlk Felsefe) isimli yapıtıyla, Thales’ten kendisine kadar gelen felsefenin tarihini mükemmel bir biçimde toparlamayı başardı. 

Aristo’yu bu konuda başarılı kılan, edindiği bilgilerin doğruluklarını ölçmekte kullandığı ve bizzat geliştirdiği “bilimsel düşünme yöntemi”dir.

Aristo doğru düşünmenin kurallarını bütün ayrıntılarıyla saptadı, “doğru düşünmenin aletleri” ya da kısaca “alet” anlamına gelecek Organon isimli çalışmasıyla taçlandırdı. 

Organon, Aristo’dan sonra sahne alacak filozofların aydınlanmasını, zaman içinde “mantık disiplini”ni oluşturmalarını sağladı.  

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”