Lobi dediğin gizli olur, ama Türkiye artık öylesine büyük bir devlet ki kıyıda köşede kalmış, en gizli, en sinsi lobileri bile ensesinden yakalyıveriyor. Faiz lobisi, kaos lobisi derken en son hafta sonu 'porno lobisi' de ifşa edildi. Peki sıra hangi Lobi'de? işte size bir fikir verebilecek lobi listesi.
Şükür ki artık ülkemizde de büyük eğlence merkezlerinden açılmaya başladı. Halkımızın ailece keyifli vakit geçirebilecekleri bu ihtişamlı yerlerin birilerinin dikkatini çekmesi elbette ki uzun sürmeyecek ve dünyada eğlence sektörünü tekelinde bulunduran malum çevreler bu gelişmenin önünü kesmek isteyecek. Tabii ki bunların başında “Disneyland Lobisi” geliyor.
Türkiye’deki
sağlık reformları dünyanın dilinde, atılan adımlarla sağlık alanında bir marka
olduğumuzu söylesek sanırım kimse itiraz etmez. İşte bu önlenemez yükseliş yine
malum çevreleri rahatsız ediyor. İçeride doktorlarımızı, sağlık çalışanlarımızı,
üniversite hocalarımızı kışkırtarak sağlık sistemimizin temeline dinamit
koymaya çakışan bu hainle Hipokrat lobisinin adamları.
Edebiyat
kişi ile hayal gücü arasında kalmalıdır, ancak bunu bile bile edebiyatı sen
hükümeti zayıflatmak için kullanıyorsan, tumturaklı cümleler ile okuyucuyu
hükümete karşı kışkırtıyorsan kusura bakma da sen edebiyatçı değil, Balzac
Lobisinin elemanısın.
Faiz,
dolar, ekonomi lobisi var da kambiyo lobisi yok mu? Halkımızın kambiyo konusundaki
cehaletinden medet umarak bir şeyler yapmaya çalışan, bizim de tam olarak
amaçlarını çözemediğimiz ama illaki hainlikler peşinde koşan pis bir lobi.
İlk olarak N.Y. Times’a verdikleri ilanla kendilerini afişe
eden, içinde Sean Penn, Susan Sarandon gibi ünlü simaları barındıran, lobicilik
ile dış mihraklık unsurlarını aynı potada eritmeyi başarmış bir hainler
topluluğu. Siz filminizi çekin, milyon dolarları cebe indirin lobicilik sizin
neyinize?
Halkın
temel besin kaynaklarından simit üzerinden lobicilik yapmak düpedüz aşağılık
bir hareket ama lobicilerden de başka türlüsü beklenemez. Sırf hükümetin simit
üzerinden yaptığı basit hesaplamaları baltalamak için susam fiyatlarıyla
oynayıp simit fiyatına %40 zan getiren bu lobiden korkmamak mümkün değil.
İnsanımızdaki
Latin Amerika ülkelerine olan sempatiden beslenen, masumca onlara yaklaşıp Küba’yı
överek işe başlayan, ardından “Onlarda var da bizde niye yok” noktasında
vatandaşı kışkırtmayı görev edinmiş hipster’lardan müteşekkil bir lobi. Sabah
akşam Küba, Venezüella öven bu tiplerden biri bile oraları gördüyse dişimizi
kırarız.
Kahvehanelerin
ülkemizdeki yerini, önemini bilmeyen yok. Mesela bir köyün oylarının grup
halinde nereye gideceğini bilmek için kahvehanelerini gezmeniz yeterli
olacaktır. İşte bunun farkına varan kahvehane lobisinin adamları sabah akşam
ülkenin kahvehanelerini gezerek, iki çay parasına hükümeti topa tutmaktadırlar.
Cık cık cık eşliğinde okudukları gazetelerinden süzülen nefreti ve lobiyi
görmemek için kör olmak lazım.
800
lira gibi büyük bir para ile gül gibi geçinen insanlarımızı, “hayır
geçinemezsiniz”, “yoksulluk sınırı 2.500 lira”, “açlık sınırı 1.500 lira”, vb.
safsatalarla kandırıp, onların ellerine geçen paradan nefret etmesini sağlamayı
misyon bellemiş “asgari” bir lobi. Kendileri 800 lira gibi bir parayla
geçinmesini bilmeyen bu meczuplar halkımızı da kendilerini uyduruyor ona
üzülüyoruz.
Son olarak
sırf bir kafiye uğruna kurulduğunu düşündüğümüz bir lobi var. Ancak kafiyenin ötesinde
küçük ve orta boy işletmeleri, Anadolu kaplanı bile olamadan hükümete karşı
örgütlemeyi görev edindiklerini söylemek sanırız yanlış olmaz.