Arkadaşlarınıza hava mı atmanız lazım, yeni girdiğiniz ortamda herkes önünde Macbook, elinde Starbucks kahvesi sanattan mı bahsediyor ? Hoşlandığınız kişiyi etkilemek için kültürlü gözükmek mi istiyorsunuz ? 'Aman kim okuyacak onca şeyi' demeden önce, sanattan anlayan cool insan olmanın kısayolu burada.
En meşhuruyla başlayalım, da Vinci'nin Mona Lisa'sını bilmeyen zaten yoktur. Kitabı var, filmi var, yılda 6 milyon kişinin ziyaret ettiği bu resmi bilmemek zaten ayıp. O yüzden ekstra bilgiler vermeniz lazım ki, bir farkınız olsun. Portre Lisa del Giocondo isimli bir kadına ait, tamamlanması 1503-1519 yılları arasında bir zaman diliminde gerçekleşiyor. Şu an tablonun orijinali Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilenmekte. Tabloda birçok ilginç detay mevcut, mesela nereden bakarsanız bakın kadının gözleri sizi takip ediyor gibi gözüküyor. Tablo üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar da Vinci'nin resim için yaptığı ilk eskizleri de açığa çıkarmış, örneğin ünlü ressam, modelin pozisyonunu sonradan değiştirmiş.
Talihsiz ressamımız van Gogh'un en meşhur çalışmalarından biri olan Yıldızlı Gece, 1889 yılında ressamın sanatoryumda kaldığı zamanlarda yaptığı bir çalışma. Gecenin etkisini yansıttığı bu eserinde van Gogh gene bilindik kalın fırça darbelerini kullanmış. Adam zaten deli evet kulağını falan kesmiş, -komple değil de kulak memesini yani azıcık ucundan- bunları biliyoruz. Empresyonist ressamların garip ve belirgin fırça darbelerinden eserlerini zaten ayırt edersiniz artık. Tablo şu an New York'ta Modern Sanatlar Müzesi'nde sergileniyor. Bu arada yine başka bir ünlü ressam Gaugin, van Gogh'un kankası oluyor, bu da cepte dursun.
Yukarıda empresyonizm dedik, şimdi de önümüzde ekspresyonist bir çalışma var, bu ikisini karıştırmayın. Biri izlenimcilik, diğeri dışavurumculuk demek. Bir üst seviye sanat bilgisi de Monet ve Manet ayrı ressamlar arkadaşlar, yazım hatası değil yani o. Denk gelirseniz diye söyleyeyim dedim.Tablo 1893 yılında yağlı boya ve pastel kullanılarak mukavva üzerine yapılmış ve arkadaki yerin Norveç'in başkenti Oslo olduğu rivayet ediliyor. İşler Güçler'e bile konu olan bu eseri zaten artık nerde görseniz tanıyor olmanız lazım zira Pazartesi Sendromu'nun vücüt bulmuş hali gibi bir şey.
Guernica, İspanya'da iç savaş sırasında bombalanan ve savaştan oldukça etkilenen bir yer. Picasso bu tabloyu 1937 yılında aslında ilginç bir şekilde İspanya Hükümeti'nin siparişiyle savaşın getirdiği acıları yansıtarak bir barış sembolü olarak yapıyor. Picasso'yu da hepimiz kafası başka yerde, gözü kulağı başka yerde figürlerinden tanıyoruz. Kübizme yardırmadan evvel gayet uslu uslu, melankolik ve görece normal çalışmaları da var, adam istese düzgün de çizebiliyor yani, sıkıntı yok.
Sürrealizm denince akla gelen ilk isim belki de İspanyol ressam Dali'dir. Normal gibi gözüken çizimlerle anormal ortamlar, orantılar falan görüyorsanız şaşırmamanız lazım. Rivayetlere göre Einstein'ın İzafiyet Teorisi'ne gönderme yapan eser - Türkçe meali 'Anıların Direnişi' 1931 yılına ait.
Tablonun en ayırt edici özelliği, çok ilginç bir teknikle yapılıyor olması, pointilizme örnek bir eser. Yani tek tek nokta nokta işlemiş adam eseri, fırça darbelerinden değil de noktalardan oluşan bir tablo. Fransız ressamın 1886 yılında yapmış olduğu tablonun büyüklüğü aslında 2 metreye 3 metre ve optik bir illüzyonla yan yana duran noktalar uzaktan bakılınca tek bir renkmiş gibi algılanıyor. Evet adam üşenmemiş, yapmış
Hollandalı ressamın, 'Kuzeyin Mona Lisa'sı' olarak bilenen İnci Küpeli Kız tablosunu 1665 civarı tamamladığı tahmin ediliyor. Vermeer değişik bir adam, birçok ünlü ressam gibi o da fakirlik çekiyor ama 15'ten fazla çocuğu olup da, keyfine göre az resim yapmasından kaynaklanıyor olabilir tabii bu. O zamanlar 'en az üç çocuk' falan da yok ortada, bu neyin sevdası be adam?
'Işığın Ressamı' olarak bilinen Hollandalı ressamın en bilinen eserlerinden biri olan bu tablo, bir milis birliği ve komutanlarını göstermektedir. Zaten Fransa Kraliçesine gösteriş olsun diye siparişi veren de bu komutan. Önceleri birçok sipariş alan zengin bir ressam olmasına rağmen, sonlara doğru iflas bayrağını çekmiş, oğlu vefat etmiş, karısının ölümünden sonra hizmetçisiyle yaşadığı ilişki yüzünden aforoz edilmiş, başına gelmeyen kalmamış açıkçası.
Vatikan'da bulunan Sistine Şapeli'ndeki resimlerden biri olan bu çalışma, kilisenin tavanında merkezindeki sahne olarak yer alıyor. 1511 yılı dolaylarında yapılan bu çalışma Yaratılışı anlatan 9 sahneden sadece biri. Zaten adamın o tavanları resmetmesi yaklaşık 4 yılını almış. Verdiği emeği artık siz düşünün.
1908 yılında yapılan bu çalışma, öpüşen bir çifti gösteriyor olabilir, lakin kimilerine göre aslında tablodaki kızımız biraz gönülsüz, hatta öpülmeye zorlanıyor. Sembolist ressam bu çalışmada yağlı boyanın yanı sıra altın varak da kullanmış. Biraz da Art Nouveau ( ar nuvo diye okunuyor, öğrenene kadar ben çok çektim, siz çekmeyin ) göndermeli olan bir çalışma.