'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?' diye sormazlar mı insana?
'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?' diye sormazlar mı insana?
Elazığ depremi sonrası bölgeye gönüllü bir şekilde yardım ulaştırmayı teklif eden Mevlüt Çankaya ile siber zorbalığa maruz kaldığı gibi ekonomik sıkıntılarla da başa çıkmaya çalışan Sibel Ünli intihar etti.
17 yaşındaki gencecik Şeyma Yıldız'ın cansız bedeni Ankara'nın Çubuk ilçesinde yol kenarında bulundu, katilinin babası H.Y. olduğu belirlenirken, 'erkek arkadaşı olduğu' için cinayete kurban gittiği iddia edildi. Diğer tarafta ise fen lisesi mezunu olan ve tıp fakültesine hazırlanan 20 yaşındaki Kadir Şeker, sevgilisi tarafından darp edilen kadını kurtarmak isterken 'katil' oldu. Müdahale etmek istediği adamın saldırısına maruz kalan ve çıkan boğuşmada saldırganı üzerindeki meyve bıçağı ile yaralayan genç tutuklanırken, saldırganın yaralama, hırsızlık, yağma ve uyuşturucu ticareti gibi suçlardan toplam 19 kaydının olduğu ortaya çıktı.
Aksaray'daki bir ilkokulda hepimizi utandıran bir iddia ortaya atıldı: Velilerin otizmli öğrencilerin bulunduğu sınıfların kapatılmasını istediği iddiası gündeme bomba gibi düştü. Aksaray Otizm Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ergül Arık'ın sözleri de nasıl bir ülkede yaşadığımızı yansıtıyor: 'Çocuklarımız şu koridordan dışarı çıkamıyor, arka kapı kullanılıyor, akranları ile kaynaşmak bir yana sürekli ötelendiler. Şimdi ben size veli odamızı da gezdireceğim, velilerimiz de saat 14.30'a kadar buradalar. Bir de mahalle muhtarımız var. Dün bizim üzerimize yürüdü, hakaretler etti, 'İstemiyoruz mahallemizde sizi' dedi. Bunu yapan mahalle muhtarı.'
Bir ihbarı değerlendiren ekipler girdikleri evde 42 yaşındaki Malike Okutucu'nun parçalanmış cansız bedeniyle karşılaştılar. Adli Tıp Kurumu tarafından ölümü tespit edilemeyen genç kadının bedeninin tanınmaz halde olduğu ifade edildi. İstanbul'da yaşayan 42 yaşındaki Malike Okutucu'nun 3 kedisi, 1 köpeği ve muhtemelen başka hiç kimsesi yoktu...
'Yine ne anlatıyorsunuz?' diyenler için açıklayalım: Hiç konuşulmasa da vatandaşlar ekonomik olarak zor günlerden geçiyor, sosyal medyada konuşulanlar insanların hayatlarını darmadağın edebiliyor, bazı insanlar dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünüyor, bazı insanlar yalnızlıktan deliriyor ve göz önündeki kişilerin ve kurumların açıklamaları ise beyin yakıyor. Toplumda bir adım önde olan ve kısmen de olsa sözü dinlenen bazı kişi ve kurumların açıklamalarını derledik bugün sizler için. Şaka olduğunu umsak da gayet ciddi olan bu açıklamaları okuduktan sonra bir süre düşüncelere dalabilirsiniz. Ama merak etmeyin, nasılsa yeni bir şeyle sarsılınca bunların hepsini unutacağız...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, kadın il müftü yardımcıları ve baş vaizlerle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen öğle yemeğinde bir araya geldi ve yaptığı konuşmada israftan kaçınılması gerektiğini şu sözlerle anlattı: 'Bizim dinimiz, insanın tabiatla olan ilişkisini en iyi anlatan ve en hassas biçimde düzenleyen dindir. Bugün hayatımıza yeni bir tanım olarak giren, sürdürülebilir yaşam kriterleri, aslında İslam'ın özüdür. İsraftan kaçınmak, ölçülü yaşamak, yeme içmeden tutun doğal kaynakların kullanımına kadar İslam, bize sürdürülebilir bir yaşamın sınırlarını çizer.'
Eski Türkiye güzellerinden olan ve Erdal Acar'la olaylı evliliği nedeniyle 1990'lı yıllarda bir magazin figürü haline gelen Emel Yıldırım, görüntüsü nedeniyle uğradığı siber zorbalıktan bıkan insanlarla yaşadığımız ülkemizde şu açıklamaları yaptı: 'Zayıflar; iri ve büyük desenli, kilolular ise küçük desenli kıyafetler tercih etmeli. Bazen yolda görüyorum; maaşallah hiç spor yapmamış genç kızlarımız kalın kalın bacakları olduğu halde tayt giyiyor, hiç yakışmıyor.'
2020 CEV Tokyo Olimpiyatları Avrupa Kıta Elemeleri’nde mücadele eden A Milli Kadın Voleybol Takımımız finalde Almanya ile karşı karşıya gelmiş, 3-0'la kazandığı maçın ardından 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na katılmaya hak kazanmıştı. Sosyal medyada pek çok siyasi, spor insanı, vatandaş tebrik mesajları yağdırırken Düzce'nin Kaynaşlı İlçesi Belediye Başkanı Birol Şahin kafayı sporcularımızın giydiklerine taktı. Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın kıyafetine tepki gösteren Birol Şahin, şunları söyledi: 'Allah-u Teala'nın 'Örtünün, vücut hatlarınız belli olmasın' emrine karşı çıkarak açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin, sonra da Tokyo'ya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar? Müslüman kadın adap ve haya sahibidir. Yaptığı her işte Allah rızası gözetir. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler. Erkekler huzurunda açık saçık olarak değil.'
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, mahalle yanarken ve meclis lokantasında her şeyin en uygun fiyatlısını yiyebiliyorken deniz levreğinin fiyatına kafayı taktı ve Twitter'da yaptığı paylaşımda şunları söyledi: 'Kızılay’ın göbeğinde balık restoranında deniz levreğinin porsiyonu 37.5 TL. Yanında ayrıca salatası, ekmeği vs. veriliyor. TBMM Üyeler Lokantası’nda ise deniz levreği porsiyonu 48 TL. Salataya, ekmeğe ayrı ücret alınıyor. Demek ki 'Meclis’te her şey ucuz' değilmiş.'
Mahmut Tanal'dan farklı şekilde İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan da meclis lokantasını eleştirdi: 'Eskiden mecliste yemek için konuklarımızdan sıkça talepte bulunanlar olurdu. Şimdi Meclis lokantasına gelen dostlarımız da bizler gibi, sunulan yemekleri yiyemeden aç kalkıyorlar sofradan. Kötü bile değil artık mecliste çıkan yemekler, tek kelime ile berbat.'
Bir kurum olsa da sonuçta bir kişiyi temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Aile' dergisinde yer alan 'Tasarruflu pazar alışverişi nasıl yapılır?' başlıklı yazıda, 'Ucuza almak için akşam saatlerini bekleyin' tavsiyesinde bulundu: 'Akşama doğru ürünlerin fiyatı düşeceğinden akşam pazarını değerlendirebilir, daha az masrafla daha çok alışveriş yapabilirsiniz.'
Deprem için alınan vergilerin ne yapıldığına dair tartışmaların sık sık tekrarlandığı günümüzde Kızılay Başkanı Kerem Kınık Elazığ depremi sonrası şu paylaşımı yaptı: 'Bölgedeki vatandaşlarımızın olumsuz şartlardan korunması için ihtiyaç duyulan malzemeleri bölgeye sevk ediyoruz. Destekleriniz için Deprem yazın, 2868’e SMS yollayın, 10₺ katkıda bulunun. Dilediğiniz kadar gönderebilirsiniz. Gün dayanışma günü.'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda yaşamın sadeliğine değinerek şunları söyledi: 'Dilin sadeliği, mananın derinliğine mani değildir. Yaşamın sadeliği, hayatın neşvesine engel değildir. Basit ve sade ama anlamlı ve derinlikli yolu tercih edin.'
Türkiye'nin yükselişinde Erdoğan'ın katkısının büyük olduğunu ifade eden Serdar Ortaç, kimsenin reddetmeyeceği şu sözleri söyledi: 'Evim, ofisim, stüdyom, arabam; her şeyim duruyor. Allah'a şükür gayet iyi durumdayım. Ama bakıyorum şimdi etrafıma, 'Ekonomi kötü, kimsede para yok' diyorlar. Bırakalım Allah aşkına bu kötümserliği. Piyasa kötü diye yakınıyorlar, ya daha da kötüsü olabilirdi. Eskiyi hatırla. İnsanlar tüp gaz kuyruğuna girerdi. Ben hatırlıyorum o eski dönemleri. Şimdi çok şükür bunları yaşamıyoruz. Biraz şükretmeyi bilmeliyiz.'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dün gerçekleştirdiği temel atmama törenini eleştirmek isteyen eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından şunları yazdı: 'Yok... Yapacağı bir proje yok. İşi gücü şu; 'Nasıl boş işlerle gündem olurum?' Temel atmayacaksan atma... Ama temel atmama programı gerçekten çocukça... Samimi söylüyorum bu konuda Down sendromlu bir çocuğumuz senin yaptığını yapmaz.'
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyesi sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, Türkiye'de kadınların ulaştığı noktanın memnuniyet verici olduğunu ifade ederek şunları söyledi: 'Erkekler dün fiziksel özellikleriyle öndeydiler, çünkü beden gücü ihtiyacı vardı, savaşıyorlardı, beden gücü ihtiyacı vardı. Dolayısıyla onlar ön plandaydı. Halbuki kadın olmasa onu doğuran ana olmasa onu yetiştiren bir kadın olmasa ona hayatta eşlik eden bir kadın olmasa onun kusurlarını örten ya da özelliklerini ortaya çıkaran bir eşi olmasa... Bir elmanın iki yarısı gibi düşünüyorum, kadını erkeği eşit görüyorum. Bugün ülkemizde kadınlarımızın ulaştığı nokta gerek eğitim, gerek iş hayatımızda düne nazaran mukayese edilmeyecek kadar ileri ve memnuniyet verici. Bunda sinemanın da çok rolü var. Türk sineması çok güzel örneklerle dolu ama gene de istediğimiz noktada değiliz tabi ki ama önümüz açık, kadını her alanda görmek istiyoruz.'
Bu tür haberlerde çoğu kez yorum yazıp yazıp siliyorum. Hissettiğim umutsuzluğun ve öfkenin karşısında kelimeler anlamsız kalıyor çünkü.
Biri çıkıp Emine Erdoğana saraydaki baharatlık takımının fiyatının 118 bin olduğunu hatırlatsın . Keşke ölseniz bitseniz ya bela oldunuz bu ülkeye !!
melih gökçekten midem bulanıyor