ABD Devlet Başkanı Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un 8 ay sonra yeniden bir araya geldi. Buluşma adresi bu kez Vietnam'ın başkenti Hanoi oldu. İki lider basın toplantısında samimi pozlar ve pozitif mesajlar verdi. Ancak Beyaz Saray, Trump ve Kim arasındaki görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını açıkladı. Görüşmeler planlanandan önce sonlandı. İki liderin, zirvenin ikinci gününde bir ortak mutabakat metni imzalaması bekleniyordu.
Trump ve Kim'in, Kore Yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması konusunda görüştüğünü belirten Sanders, 'Şimdilik bir anlaşma sağlanamadı ancak ülkelerin temsilcileri gelecekte buluşmak için sabırsızlanıyor.' dedi.
Sanders, iki lider arasındaki görüşmeyi 'çok iyi ve yapıcı' olarak nitelendirdi.
Trump ve Kim'in, görüşmelerin yapıldığı otelden planlanandan önce ayrıldığı ve iki lider arasında düşünülen ortak imza töreninin rafa kaldırıldığı kaydedildi.
'Kuzey Kore ile herhangi bir anlaşma imzalamama kararı aldık' ifadesini kullanan Trump, Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımların şimdilik devam edeceğini söyledi.
ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un nükleer ve füze testleri yapmama konusunda söz verdiğini de dile getirdi.
Kuzey Kore lideri Kim, burada yaptığı konuşmada, 'Geçen 261 günlük süre gerçekten çok büyük çabalara sahne oldu ve aynı şekilde sabırla da bu zaman zarfı içinde çaba gösterildi.' dedi. Kim, söz konusu görüşmeye ilişkin, 'Başarılı bir görüşme olmasını umuyoruz.' ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Trump da Vietnam'da Kim ile olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, 'Burada beraber olmak büyük bir şeref. Gerçekten Vietnam bizim için kırmızı halıyı serdi.' ifadesini kullandı.
İlk zirvenin çok başarılı geçtiği değerlendirmesinde bulunan Trump, 'Umarız bu zirve ikili başarı konusunda tek olacak hem de belki de (ilk zirveye göre) daha da başarılı olacak.' diye konuştu.
Trump, ilişkiler konusunda atılan adım ve gelişmelerin başarılı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
'Birçok kez söylediğim gibi ülkenizin inanılmaz bir ekonomik potansiyeli var. Sınırsız ekonomik potansiyeli var. Muhteşem bir geleceğiniz olduğunu ve büyük bir lider olduğunuzu düşünüyorum. Bunun gerçekleşmesini izlemek ve size bunun için yardımcı olmak için sabırsızlanıyoruz.'
Trump ve Kim basına poz verdikten sonra heyetler halinde akşam yemeğine geçildi. Yemekte kısa bir açıklama yapan Trump, yarın oldukça yoğun bir gündemlerinin olacağını ve çözülmesi gereken çok sayıda konunun bulunduğunu belirtti.
Trump ve Kim'in Singapur'daki görüşmesinden dört ana gündem maddesi çıkmıştı. Bunlar iki ülke arasındaki ilişkilerin resmi düzeyde yeniden tesis edilmesi, Kore Yarımadası'nda kalıcı barışın sağlanması, yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması ve savaşta hayatını kaybetmiş ABD askerlerinin cenazelerinden kalanların ülkelerine geri gönderilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Ancak nükleer arınmanın nasıl gerçekleştirileceği ortaya konulmamıştı.
ABD ve Kuzey Kore'nin iki konuda anlaşmaya varması bekleniyor. Bunlardan birincisi Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılması, ikincisi ise 1950-1953 yılları arasında yaşanan ve halen ateşkes pozisyonunda olan savaşın sona erdiğinin resmen duyurulması.
Singapur görüşmesinin ardından ABD'li askerlerin cenazelerinden kalanların bir kısmının geri gönderilmesi dışında somut bir adım atılmamıştı. Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan hangi şartlar altında arındırılacağı ve arındırma takvimi konusunda da bugüne kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Pazar günü konuyla ilgili bir açıklama yapan Trump, 'Acelem yok ve kimseyi acele ettirmek istemiyorum. Sadece (nükleer) deneme olmasın istiyorum. Deneme yoksa hepimiz mutluyuz' şeklinde konuşmuştu.
Kuzey Kore halkı bu el sıkışmaları, bu gülüşleri hiç görmüyor elbette. Acısam mı gülsem mi bilemedim. Ne acayip bir dünya, ne salak insanlar.
İleri zamanda yeni süpergüç olacak çin, kuzey koreye desteğini sürdürdükçe, abd için baya bir zaman tehdit oluşturmaya devam eder.
Amerika da nükleer silah yokmuş gibi davranıp neden diğer ülkeleri nükleer silahtan arındırmak isterler? Amerika Nükleerleri ile tüm dünyanın başına tehdit olsun diye mi?