Ortadoğu'nun Gizemli Bir Gücü Olan İran Hakkında Bilinmesi Gereken Dikkat Çekici Tarihi Özellikler

1. Köklü bir medeniyet olan İran'ın Perslere dayanan geçmişi

Büyük ve derin bir tarihî geçmişe sahip olan İran, M.Ö. 625 yılına kadar uzanan Pers ve Med İmparatorluklarının günümüzdeki varisleri olma özelliğini taşımaktadır. Öyleki,bu imparatorluklar günümüzde İranlıların savaşçı özelliğe sahip olduklarına dair inancı oluşturan devletlerdir. Özellikle Perslerin Yunanlılarla ve Büyük İskenderle olan savaşları hâlâ dilden dile anlatılan tarihin bölgesel bazda kritik noktalarını oluşturan savaşlardır.

2. İran'ın İslâmiyetle tanışması

İran'da dini inanış, M.S. 630 yılına değin genel olarak Zerdüştlük idi. Ancak Arap Yarımadasında Mekke'de Hz. Muhammed'e Kuran'ın indirilmeye başlamasıyla İslâm dini doğmuş oldu. Hz.Muhammed tarafından 630 yılından başlayan İran'ın İslâm'a davetleri 652 yılında İslâm Devleti tarafından fethedilinceye değin devam etti. 652 yılında Sasani İmparatorluğu(dönemin İran Devleti'nin ismi) El-Kadesiye Savaşı'nda İslâm Devleti tarafından fethedilerek İslâm günümüz İran sınırları içerisinde yaygınlaşmaya başladı.

3. İran'ın her zaman güçlü bir orduya sahip olması

İran,tarihinin hem köklü bir geçmişe dayanması hem de coğrafî konumu itibariyle her zaman güçlü bir ordu bulundurmak zorundadır. Jeopolitik konumu ele alındığında dünyanın ulaşım ağının her zaman göbeğinde yer almıştır. Dünya'daki birçok kaynağında varolduğu bir bölge olan Ortadoğu coğrafyasında konuşlanmıştır. Doğal olarak böyle özelliklere sahip bir coğrafyaya hükmeden bir devlet olduğundan kendisine ve ülkenin kaynaklarına yönelebilecek her tehdidi püskürtebilmek için caydırıcı niteliği bulunan bir silahlı kuvvete gereksinim vardır. İran'ın tarihi;Yunanlılar,Romalılar,Büyük İskender ve de Osmanlı Devleti ile giriştiği mücadelelerle doludur.

4. İran topraklarında petrolün keşfi

1908’de İran’da petrolün bulunması tarihinde kritik bir dönüm noktası oldu. Böylece hem emperyalist devletlerin İran toprakları üzerindeki düşünceleri hem de İran’ın 20. yy.’na damgasını vuracak olan karmaşık sosyo-ekonomik yapı ortaya çıktı.

İran’ın kırsal kesiminde feodalizm egemendi ve büyük toprak sahipleriyle topraksız köylüler arasındaki uçurum oldukça derindi. Şehirlerde ise bazargan ya da çarşı adı verilen geleneksel küçük burjuvazi, esnaf tarihsel olarak etkin bir sınıf olarak göze çarpmaktaydı. Bu sınıf aynı zamanda toplumun en çabuk örgütlenebilen kesimini oluşturmaktaydı. Özgün bir hiyerarşiye sahip olan İran uleması, mollalar hem toprak sahipleri hem de çarşı esnafı arasında nüfuz sahibiydi. Pek çok açıdan bu sınıfların çıkarlarının temsilciliğini üstlendiği gibi vakıf mülklerine sahip olması açısından kendisi de ekonomik olarak toprak sahibi sayılırdı. Petrolün ekonomik bir ürün olarak devreye girmesiyle birlikte kapitalist ilişkilerin ülkede yayılmaya başlaması sonucunda bir ticaret burjuvazisi ve işçi sınıfı da ortaya çıkmış, 1940’lardan itibaren etkinliğini artıracak olan sanayi burjuvazisinin öncülleri oluşmaya başlamıştı. Ülke, emperyalist ülkeler açısından ise artık, en güçlünün en büyük dilimi alacağı bir pasta olarak görülmekteydi.İran - Vikipedi

5. İran Şahı Rıza Pehlevî ve Mustafa Kemal Atatürk

1921 yılında iktidarı ele geçiren Rıza Pehlevî ülkesinde bu tarihten sonra reform hareketleri yapmak istiyordu. Bu girişimlerinden birisi de 1934 Haziran'ında Türkiye'ye yapmış olduğu ziyarettir. Dünyanın çeşitli emperyalist güçleriyle savaşıp sonrasında da Ebedî Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde adım adım sıçrama hamleleri yapan ülkemiz başta bizi izleyen Orta ve Uzakdoğu' daki bazı devletler tarafından örnek alınıyordu. İran da bunlardan biriydi. Pehlevî,kendi ülkesinde Türkiye'nin yapmış olduğu devrimleri ve reformları bu ziyaretinden sonra gerçekleştirmek istedi. Ancak İran'ın gerek sosyo-kültürel gerekse de sosyo-ekonomik yapısı buna izin vermedi. Reformların ancak bir kısmını gerçekleştirebildi.

6. Ajax operasyonu ile Başbakan Musaddık'ın devrilmesi

İkinci Dünya Savaşı sırasında ve onun hemen akabinde İran 1908'den bu yana artık topraklarında petrol çıkan bir devlet olma özelliğini taşıdığından bu yıllarda dünyanın iki kutbu olarak kabul edilen ABD ve SSCB arasında dünyadaki diğer devletler gibi varlık ve de paylaşım mücadelesi veriyordu. Savaşın hemen sonrasında SSCB'nin ağırlığı İran üzerinde etkisini gösterdi ve sosyalist bir parti olan TUDEH'in kurulması meydana geldi. Milliyetçi cephenin desteğiyle 1951 yılında Musaddık'ın Başbakan olarak atanmasıyla yeni birtakım reform hareketleri görülür hâle geldi. En son 1953 yılında Musaddık hükümetinin ABD'ye direnerek aldığı petrolün millileştirilmesi kararı oldu. 19 Ağustos 1953 tarihinde ABD Başkanı Eisenhower onaylı İngiltere ve ordu içinden birtakım kimselerin desteklediği Ajax operasyonuyla Musaddık tutuklandı ve İran'ın kendi topraklarında çıkan petrolü kendisinin işletmesi hayali de suya düştü. Bu tarihten sonra çıkan petrolün işletim hakkının yarısı İran'da olmak üzere çok uluslu bir konsorsiyum kuruldu.

7. İslâm Devrimi

1978 yılının Ocak ayında şah karşıtı ilk büyük gösteriler başladı. Pehlevî Hanedanı'nın ülkede yarattığı sosyo-ekonomik bunalım ve gelir adaletsizliği çeşitli birtakım karışıklıklara sebep oldu. Zengin oldukça zengin, fakir oldukça fakir hâldeydi. 1979 Şubat ayında gösterilere direnemeyen şah ülkeden kaçtı ve bu gösterilerilerin lideri olarak adlandırılan Ayetullah Humeyni sürgünden geri döndü. 11 Şubat 1979 tarihinde de ordunun tarafsızlığını ilân etmesiyle fiilen şah dönemi sona ermiş oldu.1 Nisan 1979'da da resmen İran İslâm Cumhuriyeti Devleti kurulmuş oldu.

8. İran-Irak Savaşı

İran'ın devrimden sonra kısmen dağılmış olduğunu bilen Irak Lideri Saddam Hüseyin, zengin petrol yataklarına ve bol Arap nüfusuna sahip İran'ın Huzistan bölgesine 22 Kasım 1980 tarihinde saldırmaya başladı. 8 yıl süren savaşta galip bir devlet ortaya çıkmadı. Irak oldukça fazla kimyasal silah kullanmıştı ve hatrı sayılır İranlının da bu kimyasal silah saldırılarından etkilendiği biliniyor. BM'nin barış önerileriyle savaş sona erdi.

9. İran'ın nükleer faaliyetleri

İran tarihinde her zaman bölgesel bir güç olma iddiasını belli dönemlerde gösterdi. Bu da onun sadece bir örneği olma özelliğini taşıyor.

10. Köklü Fars Edebiyatı ve Kültürü

İran kültürü İslam öncesi özellikleri ve sonrasında İslam'ın geleneğiyle yoğrularak günümüze kadar ulaşmış bir kültürdür. Andronovo kültürünün de etkili olduğu bilinmektedir.Dili Farsça'dır ve bu dil uzun bir dönem Orta Asya'da Ortadoğu'da baskın bir dil hâline gelmiştir.Hatta Selçuklu Devleti'nin saray ve yazışma dili olarak kullandığı,etkilendiği bir dildir. Firdevsi'nin Şehname'si bu dilin edebiyatının en güzel örneklerindendir. İran kültürü,İslami doktrine hukukunu,dil bilimini,tıptaki gelişimini,mimarisini,felsefesini ve edebiyatını aktarmıştır. Günümüzde kısmen diğer toplumlara göre daha kapalı kutu şeklinde yaşama biçimine sahip olduğu bilinen İran,oldukça ilginç olarak dünyada interneti etkili kullanan ülkeler arasındadır. Dünya'nın dördüncü büyük blogger sayısına sahip ülke durumundadır.

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!