Orta Sınıf, Genç Bir Grup! Hippilerin Söyleyecek Hiçbir Şeyi Yok muydu Aslında?

1960’lar karşıt kültürünün dünya çapında sanatsal bir patlama yarattığını kabul edebiliriz ancak ”Çiçek Çocuklar” sadece ayrıcalıklı mıydı?

Savaş ve özellikle saç kesimine karşı ayaklandılar. E uyuşturucu maddelerin etkisi altında yeni sanat biçimlerini de icat ettiler hatta Batı’nın tuzaklarını aşacak bir gelecekte ayrılmaz bir sanat ve yaşam hayali de kurdular. Evet! Onlar hippiler.

Nam-ı diğer, ”Çiçek çocuklar''ın, mevcut bu özgür-aşk ütopyası üzerine kurulu vizyonları, nihayetinde hayal kırıklığına da uğratsa, naif ama umutlu değil miydi ilk bakışta?

”AÇ, DİNLE VE KENDİNİ BIRAK” –TİMOTHY LEARY

Siyah Panterler, Chicano aktivistleri ve medeni haklar için savaşan kadınlar aynı zamanda ABD’nin sonra ”Dünya” perspektifinde karşı-kültürün estetiğine ve sanatına damgasını vurmuşlardı lakin bahsi geçen bu hareketleri siyasal olarak tarihe yazıldı. Hippiler, büyük ölçüde kültürel bir hareket olarak anlaşılsalar da, genellikle hicivleşip, politikleşmişlerdir. 

Peki asıl ve gerçek olan, büyük bir çatışma ve fantastik yaratıcılıkla dolu çekişmeli bir manzara profili çizmiş bu yazılı tarihten, daha karmaşık olabilir miydi?

Minneapolis’teki Walker Sanat Merkezinin ”Hippie Modernism” 2015 sergisinde, Andrew Blauvelt, bu konuyla ilgili olarak sözü geçen ütopik mücadele sonrası, savaş yıllarından kalma enerjinin nasıl canlandırıldığını, hippileri çevreleyen karşı kültür hareketlerinin postmodernite için nasıl bir sahne oluşturduğu hakkında bir gösterimde bulunmuştur.

İlgili olarak, şu şekilde bahseder;

”1960’lar ve 70’lerin başı, toplum için acısız ve çilesiz modern dünya rüyasının zirvesine oturabilmeyi planlarken en nihayetinde aslında başarısızlığa işaret etmesi ile birlikte

aynı zaman da, bu yıllara takiben, neoliberalizm ve küresel kapitalizm tarafından tanımlanan yeni bir çağa da ön ayak olacaktır fark etmeden.”

”OH LORD! WON’T YOU BUY ME A MERCEDES BENZ?” -JANİS JOPLIN

“Modern sanatın, mimarlığın ve tasarımın tarihi, bu dönemde farklı bir yol almıştır.”

20. yüzyılın sonlarına doğru, modernizmin alternatif bir tarihini öne sürüyoruz, bu da bugün yeniden ortaya çıkıyor. O zamanlar ile aynı sosyal, politik, ekonomik ve çevresel mücadelelerle karşı karşıyayız hala. Yani, hiç bir zaman terk etmemiş bizi diyebiliriz de aslında.

“KENDİNİ BIRAK” LÜKSÜNE SAHİP, ÇOĞUNLUĞU BEYAZ, ORTA SINIF GENÇ BİR GRUP; HİPPİLER…

Bahsi geçen bu hareketlerin birleştirici niteliği, başta ABD ve daha sonra 60’lı yıllardan başlayarak dünyayı da sarsan, “sistem” ya da statükoya karşı birleşmiş bir anti-kurumsal duyarlılık olmuştur. 

Bu doğrultuda, kaçınılmaz olarak kısa süren bu idealizm için asıl amaç, estetiğin ve ahlakın, sanatın ve yaşamın birleşmesi üzerine kurulur çünkü bu ütopik düşünce, daha iyi bir yaşam ya da daha farklı bir yaşam biçimi hayal etmenin bir yolu olarak son derece önem kazanır. 

Teknokratik toplumsal baskı, ırk ve cinsel baskı, geleneksellik, kapitalizm, mülkiyet ve bireysel mülkiyet gibi kavramları silip atabileceğine inanılıyordu fakat…

İşler tabi ki yolunda gitmeyecek ve bu çiçek arkadaşların fermanı, cepleri boşalıp, MC Donalds’da çalışmak için dağdan şehire indikleri anda zaten çoktan kesilmiş olacaktır maalesef…

Olmaktan korktukları yerde, ”We don’t do fashion, we are the fashion” diyecekler ve aklımızda muazzam Woodstock ile kalacaklar… 

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi