Orta Çağ Savaşlarındaki "Bir" Büyük Mantıksızlık

Tarihçi değiliz, ama düşünebiliyoruz. Orta çağ'da yapılmış olan bir büyük savaş taktiği hatasını bugün sizlere sunuyoruz.

Meydan savaşları

Hepinizin bildiği gibi orta çağ'da savaşlar pek kanlıydı. İki ordu ferah bir meydanda karşılaşır, biri yok olana, kaçana, teslim olana, el aman diyene kadar vuruşurlardı. Belli savaş taktikleri geliştirilse de ikinci bilemedin üçüncü savaşta bu taktik çözülür, savaş taktiklerinin ömrü fazla uzun olmazdı.

Hilal taktiği

Mesela Türklerin kullandığı 'Hilal' taktiği çok basit ama etkili bir taktikti. Ordu, orta cenah ve kanatlar olmak üzere üç kısma ayrılır, orta kısım düşmanı üzerine çeker, düşman orta kısımdan yüklenince kanatlar düşmanı çembere alır ve ortada imha ederdi. Ancak bu taktiğin uzun ömürlü olması pek olası değil, çünkü bir defa hilal taktiğine yenik düşen adam ikincisinde yoğurdu üfleyerek yer.

Okçular!

Ancak her savaşta tutacak bir yöntem mevcuttu. Bu yönteme kısaca 'ok' diyoruz biz. Yani ordunuzdaki okçular. Uzaktan sadece ok sallayan, toplu halde bulunan düşman ordusunda her atışta birilerini öldürebilen ancak buna karşın ne hikmetse çok az kullanılan okçular. Zayiat vermeleri düşük ihtimal, çok fazla savaş sanatı gerektirmiyor, düşman ile göğüs göğüse çarpışmıyorlar, uzaktan ok atıp duruyorlar. Ama ne hikmetse, savaşlarda görüyoruz ki okçular sadece açılışı yapıyor, iki, üç tur ok atıp geri çekiliyor ve yerini mızrakçılara bırakıyor.

Okçulara yapılan ayıp

E iyi de niye? Neden her attığını vuran, düşmana deli gibi kayıp verdiren okçular atıl durumda bırakılıyor? Neden hemen göğüs göğüse çarpışma moduna geçiliyor? Düşman üzerine geldikçe okçuların verecek oku verecek oku. Düşman senin piyadelerinin olduğu yere gelene kadar yarı yarıya kayıp verecek, sonra işini bitireceksin. Ama yok, okçular ateş.... Sonra mızrakçılar gelsin. Ben hayatımda bu kadar saçma bir şey görmedim. Belki dar savaş meydanlarında pek kullanışlı olmayabilir, neticede düşman 5 dakikada koşarak size ulaşabilir. Ama geniş muharebe meydanlarında, kale savunmalarında vazgeçilmez bir yöntem okçuluk.

Oysa bu sistemin başarısı test edilmiş

Bu sistemin başarılı bir uygulamasını 'Game of Thrones' dizisinde Sur savunmasında gördük. Gece Nöbetçileri okçularını etkin bir şekilde kullanarak yabanıllara gereken dersi verdi. 100 kişi 100 bini kişilik orduyu dize getirdi. Hal böyleyken orta çağ insanının bunu akıl edememesi beni çıldırtıyor.

Legolas'ı da mı görmezsiniz?

Ben komutan olsam, ordunun %90'ını okçu yaparım. Düşman üzerime geldikçe veririm oku veririm oku. 1 saatte 100 bin kişilik orduyu 50 bine indiririm rahatlıkla. Ama ne hikmettir ki orta çağ komutanları 500 kişiyi okçularla öldürdükten sonra hemen kılıç çekiyor. Tamam delikanlı olabilirsin, gözü pek, cesur ve yiğit de olabilirsin ama savaşı kazandıran akıldır. Sonra seni savaş meydanına gömerler de ne olduğunu anlamazsın.

Sonuç olarak...

Sonuç olarak 'okçular' kıymeti bilinmemiş ordu sınıfı bence. Tek başlarına bile savaş kazanacakken, kendilerine bu kadar büyük haksızlık yapılmasını, bu kadar insanın atıl durumda tutulmasını anlayamıyorum. Bu vesileyle 'Legolas' nezdinde tüm okçuların itibarlarını iade ediyor, hepsinden tek tek özür diliyorum. Küçük dünyanın büyük insanları, huzur içinde yatın.

Bugün bile ordunda okçulara yer versen büyük başarılar yakalayabilirsin

Ama o zaman kim kahraman olacak değil mi?

Tüm okçulara hürmetlerimizle...

Popüler İçerikler

Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
Serhat Kılıç Seksenler Dizisinde Rol Arkadaşı Olan Vural Çelik'in Cenazesine Neden Katılmadığını Açıkladı!
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı