Orta Çağ’dan Cumhuriyet’e Gecelerin En Işıltılı Hali: Balolar

“İyilik perisi, mutfakta duran bal kabağını arabaya, etrafta dolaşan birkaç fareyi de soylu atlar ve uşaklar haline getirdi. Külkedisinin üzerindeki eski ve yırtık giysileri de tek dokunuşla çok güzel bir kıyafete dönüştürdü. Son olarak Külkedisi’ne bir çift camdan ayakkabı vererek, haydi hemen baloya git, dedi.”

Ülkemizde de hemen her çocuğun bildiği bu masalın kökeni Orta Çağ’a kadar gidiyor. Demek ki balolar tarihinin başlangıcı en az bin yıllık. 

Balo İtalyancada “ballo”dan geliyor. Danslı ve özel giysili gece eğlencesi demek. Onun da kökü Latincedeki “ballare” (dans etmek) fiili. Zaman içerisinde çeşitlenerek ışıltısını hep sürdürdü. Mezuniyet baloları, maskeli balo, kıyafet balosu gibi farklı konseptlerle zenginleşti.

Gizemli karakterleriyle ünlü maskeli balolar

Yine tarihe dayanarak 15. yüzyılda maskeli baloların düzenlendiğini ve büyük ilgi gördüğünü öğreniyoruz. Katılımcıların kullandıkları maskeli kostümler, kimliğini gizlemek ve kişinin ifade özgürlüğünü ifade etmek ve düşüncelerini ve görüşlerini yargılamadan dile getirmek için farklı renkler kullanmak gibi birçok kullanıma sahipti. İki çeşit taban maskeli maske vardı; siyah maskeler ve beyaz maskeler. Başlıca maskeler arasında bir maskeli maskeler, baş maskesi, tam yüz maskesi ve yarım yüz maskesi vardı. Operadaki Hayalet, Romeo ve Juliet gibi klasiklerden Lone Ranger ve Dedikoducu Kız'a kadar maskeli balo maskeleri günümüzde pek çok türde medyada kullanılmaktadır ve halen kullanılmaktadır.

Osmanlıda balolar

Balo, biz Türklerin yaşamına ise ilk kez 19. yüzyılda girmiştir. Artık yüzümüzü kesin olarak Batıya döndüğümüz, kaderciliğin yerini uzmanlaşmış bürokrasinin aldığı, mukaddes şahısların değil makamların olduğu, tanrıya hizmetin değil topluma hizmetin kutsallaşmaya başladığı bu yüzyılda ilk balo 1829'da İngiliz elçisinin düzenlemesiyle gerçekleşir. Osmanlı devlet erkanının hepsi davetlidir. İkinci Mahmut da davete icabet eder. Böylece yüksek Osmanlı zümresine yeni bir eğlence türü girmiş olur. Bu ilk balo, bize aslında çok önemli bir başka şeyi öğretti: Çatal ve bıçak kullanmayı... O güne kadar sadece kaşık kullanıyor, yemeklerimizi ellerimizle yiyorduk ve 1829’daki bu balo, çatal ve bıçakla tanışmamızı sağladı. Baloya davetli olan Türkler yemek masasına yerleştirilmiş olan çatallarla bıçakları önce tuhaf bir şekilde süzdüler ama 'ayıp olmaması için' İngilizleri taklit ederek kullanmaya çalıştılar ve çatalla bıçak hayatımıza böylece girmiş oldu.

1856'ta Fransız elçisi balo düzenler. Artık Osmanlılar balolara alışıktır. İlk maskeli balo ise Mustafa Fazıl Paşa'nın köşkünde yapılır. Namık Kemal de davetlidir. Yani Osmanlı aydınlarının hayatının içindedir artık balolar. 19. yüzyılın son yıllarında Beyoğlu bu eğlencelerin merkezi olur. Öyle ki, aynı gece içerisinde semtte birden fazla baloya gitmek mümkündür. 

Union Française’daki, Tepebaşı Tiyatrosu’ndaki ve Odeon Tiyatrosu’ndaki balolar büyük ilgi görür. Bu yeni ortamlar Türk romancıları için yeni konulardır. Karnaval, Yeryüzünde Bir Melek, Paris'te Bir Türk, Cellat romanları baloları konu edinir. Osmanlı'da balolar hem lüks ve şatafat olarak görülür, hem de batıya açılan bir penceredir. Yani hem yerilir hem sevilir. 

Cumhuriyet dönemine geldiğimizde ise balolar başkent Ankara'nın olmazsa olmazlarındandır. Çünkü artık Ankara, İstanbul'un yüksek sosyetesi ile yarışan bir şehirdir. Bozkırın ortasındaki bu şehri yaşanabilir bir yer haline getirmek için büyük balolar düzenlenirdi. Cumhuriyet baloları, Kızılay yardım baloları gibi…

Balo veya hiç değilse bir dans sahnesi, Bela Tarr'ın tüm filmlerinde neredeyse olmazsa olmaz bir bölümdür.

Atatürk önderliğinde Cumhuriyet baloları

Ülkeyi tam anlamıyla çağdaşlaştırmayı hedefleyen Büyük Önder; Avrupa'da şahit olduğu birçok yeniliği, etkinliği Türkiye'ye uyarlamak kararlığındaydı. Bunlardan biri de Cumhuriyet balolarıydı. İlk Cumhuriyet Balosu; Atatürk’ün isteğiyle Pembe Köşk’te yapıldı. Hazırlıklar tamamlanamadığı için Balo 29 Ekim yerine, 22 Şubat 1927’de gerçekleştirilebildi. Soğuk bir Ankara gecesinde, otomobilleriyle Köşk'e ulaşamayan; karda yürüyerek gelen davetliler, Cumhuriyet coşkusunu dans ederek yaşadı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara Palas siyasetçilerin, gazetecilerin, sanatçıların buluşma mekanı olduğu gibi yurtdışından gelen resmi heyet ve konukları ağırlama işlevini de üstlenmişti.

Atatürk devrimleri ile Türk toplum hayatına getirilen bazı yeniliklerin ilk defa Ankara Palas’ta başlatıldığı biliniyor. Özellikle kadınların erkeklerle eşit koşullarda sosyal hayata girmesine önayak olmak için sosyal etkinlikler de burada düzenlendi.

Mezuniyet baloları

1928 yılında Cumhuriyet’in ilk mezuniyet balosu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (o zamanki adıyla Mülkiye Mektebi) mezunları tarafından gerçekleştirildi. Sonrasında ise hemen her okulun mezuniyet törenlerinin olmazsa olmaz”ı olarak balolar, eğlence hayatına ve hatıralarımıza unutulmaz bir iz bıraktı.

Uzun yıllar Samanyolu şarkısı mezuniyet balolarının resmi marşı olarak kabul edildi. Şarkı bu unvanını, 1992 yılında Levent Yüksel'in Bu Gece Son adlı eserine devretti.

Günümüzde balolar, başta devletin ve sonra da özel kuruluşların, yardım derneklerinin, kulüplerin düzenlediği Cumhuriyet baloları, mezuniyet baloları, maskeli ve özel giysili balolar gibi çeşitli uzantılarıyla varlığını sürdürmekte ve ışıltısını korumaktadır.

Web

Instagram

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi