Orta Çağ, tarihin en ilginç dönemlerinden biridir ve bu dönemde kullanılan birçok eşya, bugün bile bizi hayrete düşürebilir. Bu dönemde, insanların günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için kullanılan 9 farklı nesne, hem ilginç hem de dikkat çekici. Gelin bu nesneler nelermiş birlikte bakalım!
Kaynak: 1
Orta Çağ'da yaşayanlar, tıpkı diğer zamanların seçkin sınıfları gibi maddi varlıkları aracılığıyla sosyal statülerini, güçlerini ve itibarlarını göstermekten geri durmazlardı. Bu malzemeler para değerlerinin yanı sıra eğer ender bulunuyorlarsa ve onları uzak topraklardan getirtmek ve taşımak gerekiyorsa, özellikle kıymetli olurlardı. Baharatlar ve canlı renkli ipekler gibi ithal edilen fiziki malların yanında bu duruma maymunlar, kaplanlar ve tropik kuşlar gibi egzotik hayvanlar da dahildi.
Bu ufak memelilerin kürkleri, orta çağ toplumunun en varlıklı bireyleri tarafından kraliyet giysileri de dahil olmak üzere çeşitli kıyafetlerin yapımında kullanılmıştı.
Ortaçağ döneminde, birçok alt tabaka kadını tekstil sektöründe faaliyet göstermiştir. Bu yoğun ticaret, iğ gibi araçların kullanımı da dahil olmak üzere çeşitli yeteneklerin edinilmesini gerektiriyordu. Davis'in belirttiği gibi, Jean Baptiste Greuze'ün 'İplikçi' adlı eseri gibi döneme ait tablolar, iplik eğirme işleminin ev içindeki yerini ve o dönemdeki önemini vurgulamaktadır.
Orta Çağ'da iğneler günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıydı ve çoğunlukla düşük gelirli kadınların hayatını sürdürme yolu olarak kullanılıyordu. Aristokrat kadınlar tekstil işlerini bir maddi kazanç kaynağından ziyade bir el becerisi olarak değerlendiriyordu.
Özellikle metal dikiş iğneleri, nadir bulunmaları ve değerli olmaları nedeniyle, egzotik hayvanlar gibi, prestijli bir statü sembolü olarak görülüyordu.
Orta Çağ döneminde, din ve kilise, toplumun her kesiminden insanların hayatının odağında yer alıyordu. Bu durum, dönemin katedralleri ve diğer dini mekanların tasarımında da kendini gösteriyordu. Sadece dış mimari değil aynı zamanda sunak gibi göz alıcı ibadet objeleri de kiliselerin iç mekanlarında yer alıyordu.
Genellikle resim, heykel, ahşap, mermer, gümüş, altın varak, değerli taşlar ve yarı değerli taşlar içeren multimedya enstalasyonları, sunaklar belki de herhangi bir ortaçağ kilisesindeki en önemli sanatsal bileşendi.
Özel bir statü sembolü olarak kabul edilen Saatler Kitabı, toplumun seçkin kesimlerinin ilgisini çekerdi. Bu dua kitapları, günün belirli zamanlarına ayrılmış ibadetleri içerir ve varlıklı bireyler için özel olarak hazırlanırdı. Her biri, dikkatli bir şekilde seçilmiş ve düzenlenmiş ibadetlerle dolu bu kitaplar dini uygulamaları zenginleştirmek ve kişisel bir dokunuş katmak için kullanılıyordu.
Aynalar Orta Çağ'da nadir bulunan ve lüks olarak kabul edilen eşyalar arasındaydı. Bu nedenle ayna sahibi olmak o dönemde büyük bir ayrıcalık ve zenginliğin bir göstergesi olarak kabul edilirdi. Sadece varlıklı Orta Çağ toplumunun üyeleri, bu değerli nesnenin sahibi olma şansına sahipti.
Bir şövalyenin sevgilisine ayna armağan etmesi, onu rakiplerinden bir adım öne taşırdı. Ancak, bu dönemin aynaları modern aynalarla pek benzerlik göstermiyordu. Yansıtma yetenekleri zayıf olan bu aynalar kullanıcılarına net bir görüntü sunmaktan çok uzaktı. Aynanın karşısına geçenler, bulanık ve puslu bir yansıma ile karşılaşıyor, gerçek görüntülerinden oldukça farklı bir şekilde kendilerini görüyorlardı.
Orta Çağ'da herkesin dolabında bulunan ve hem erkeklerin hem kadınların tercih ettiği bir kıyafet olan kirtle, gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçasıydı. Bu uzun elbise veya tunik olarak tanımlanabilecek kıyafet, dönemin en popüler giysisi olma özelliğini taşıyordu. Her kesimden insanın tercih ettiği kirtle, Orta Çağ modasının en belirgin öğelerinden biriydi.
Orta Çağ'da sağlıkla ilgili uygulamalar modern anlamda tıbbın çok gerisindeydi ve bazen korkunç boyutlara ulaşabiliyordu. Ancak bu dönemde tıbbın var olduğu bir gerçekti. Bitkiler, Orta Çağ tıbbının merkezinde yer alıyordu.
Dolayısıyla, bitkiler o dönemde yaşayan insanlar için hem sıradan hem de değerliydi.
Orta Çağ'da insanların hayatlarındaki kilit noktalarından biri olan kilisenin önemini daha önce dile getirmiştik. Özellikle Hristiyanlıkta kutsal sayılan yerlerin ziyaret edilmesi, bu dönemde büyük bir popülerlik kazanmıştı. Bu kutsal yerler arasında başı çekenler ise şüphesiz Kudüs ve Roma idi. 14. yüzyılda, bu dini merkezlerin ziyaret edilmesi adeta bir trend haline gelmişti.
Hacı rozeti adı verilen bu dekoratif unsurlar, farklı sosyal sınıflardan insanlar için büyük bir öneme sahip olan günlük bir aksesuardı.