İyi ki Orta Çağ'da yaşamamışım diyor insan...
İyi ki Orta Çağ'da yaşamamışım diyor insan...
Gerçek bir timsahın ağzı boyutunda yapılan bu alet, vatan hainleri ve devlet adamlarına suikast düzenlemiş kişilere uygulanmaktaydı. Ağzı pense gibi olan timsahın ağzının içerisinde küçük küçük jiletler bulunuyordu. Kızgın bir ateşte kızdırılan timsah makası, daha sonra mahkumun penisini koparmak için kullanılıyordu. Mahkum, bir süre sonra kan kaybından dolayı hayatını kaybediyordu.
Vajina ve rektum armudu olarak da bilinen ızdırap armudu, adını armut şeklinde olmasından alıyor. Erkeklerde anüse, kadınlarda ise vajinaya sokularak kullanılan ızdırap armudu, vidaları ile ikiye ya da üçe açılabiliyordu. Böylelikle vajina ya da anüste geri dönülemez hasarlara yok açıyordu. Bu işkence aleti, genellikle homoseksüellik, zina ve ensest suçlarla yargılanan kişiler için kullanılıyordu.
Bir sapın ucuna takılan süzgeçten oluşan kurşun süzgecinde aletin içerisine eritilmiş kurşun, katran, kaynar su ve kızgın yağ koyuluyordu. Bu karışım, suçlunun en çok canının yanacağı yerlere sıkılıyordu.
Diğer adı göğüs kerpeteni olan göğüs koparıcı, hem işkence hem de sorgulama esnasında kullanılan bir aletti. Almanya ve Fransa'da kullanılan bu alet, zina yapanlara, evlilik dışı çocuk sahibi olanlara, bilerek düşük yapanlara, büyücülere ve Tanrı'ya hakaret edenlere uygulanıyordu. Göğüs kıskacı hem soğuk hem de ateşte kızdırılarak göğüs ucunu koparmak için kullanılıyordu. Suçlu, kan kaybından yaşamını kaybediyordu.
Garotte ya da boğaz sıkma aracı, İspanya'da en çok kullanılan işkence yöntemlerinden... Tamamen demirden yapılmış bir tasmaya sahip olan Garotte, kurbanın boynuna geçiriliyordu. Omurilik kısmına denk gelecek yerde vida ve çivi bulunan Garotte ile suçlunun omuriliği ezilirdi. Suçlu bu şekilde konuşturuluyordu.
Avrupa'da en sık kullanılan işkence yöntemi olan testere yöntemi, işkence aleti neredeyse her evde bulunabildiği için bu kadar yaygın olarak kullanılıyordu. Baş aşağı ve elleri bağlı olarak asılan suçlu, bacaklarının arasından testereyle kesilmeye başlıyor. Suçlu baş aşağı olduğu için kan akışı sağlanıyor ve bilinci açık kaldığından dolayı daha fazla acı çekiyordu. Bu işkence, büyücülük, zina, itaatsizlik ve isyan gibi suçlarda tercih ediliyordu.
Özellikle İspanya Engizisyon Mahkemelerinden sıklıkla kullanılan İspanyol eşeği, tepe noktası sivriltilmiş bir tahta bloğa kurban elleri bağlı bir şekilde oturtuluyor. Ayaklarına ağırlık bağlanan suçlunun ağırlıkları zaman geçtikçe artırılıyordu. Bu işlem, kurban ortadan ikiye ayrılana kadar devam ediyordu.
Elleri bağlanan suçlu, belinden demir bir kemerle havada tutularak sivri uçlu bir kızağa oturtuluyordu. Erkeklerde anüs, kadınlarda vajina bölgesine uygulanan işkence yöntemi, inanılmaz acı veriyordu. Suçlu, enfeksiyon kaparak yaşamını kaybediyordu.
William Scevington tarafından icat edilen çöpçünün kızı aletinde suçlu dizlerinin üzerine çökerek aletin üzerinde duruyordu. Ardından etrafı metal bir çerçeve ile sıkıca bağlanıyordu. Metal kemer, suçlunun ağzından ve burnundan kan gelene kadar sıkılıyordu.
Tamamında 500 ila 1500 arası çelik çivinin yer aldığı engizisyon sandalyesinde, çelik çiviler kurbanın etlerini delerek derine doğru ilerliyordu. Bazı durumlarda daha fazla acı verebilmek için ateş koyularak kurban yakılıyordu. Kurban, sandalyeye sıkıca bağlanırdı ve derisine giren çivilerden dolayı kıpırdayamazdı. Bu yöntem, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa ve daha pek çok Orta Avrupa ülkesinde 19. yüzyılın sonuna kadar kullanıldı.
Doğada avlarını henüz canlıyken yemeye başlayan sırtlanlar bile insan kadar vahşî değil..
bunlari gordukden sora sucsuz olsam bile yapdim diyib itiraf ederim inkencenin yaninda asilma falan odul bildiyin
avrupa rönasansı yaşadı içerikteki durumdan şimdiki haline geldi biz de geri gidiyoruz iyice.