Son yıllarda dünya genelinde orman yangınlarının sıklığı ve şiddeti dikkat çekiyor. Nature Ecology & Ecology dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bu artışın iklim kriziyle doğrudan bir ilişkisi var. Ve bu ilişki doğrusal değil, üstel bir biçimde gerçekleşiyor. Yani, iklim değişikliği ilerledikçe yangınlar daha hızlı ve daha yoğun bir şekilde artıyor.
2019 yılında Avustralya'da büyük bir orman yangını felaketi yaşanmıştı. Aylarca söndürülemeyen orman yangını milyonlarca hektar ormanı yok etmişti ve ciddi çevresel ve ekonomik hasarlara yol açmıştı. Öyle ki bu dönem ülkede Kara Yaz olarak adlandırılmaya başlandı.
Son olarak Butte bölgesinde geçtiğimiz ay meydana gelen orman yangınları nedeniyle 28 bin kişi tahliye edilirken, eyalet genelindeki yangınlarda 139 bin dönümlük alan küle döndü.
İklim krizi, meydana gelen bu orman yangınlarının şiddetini ve yayılma şeklini önemli ölçüde etkiliyor. Artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenleri, orman yangınlarının daha sık ve yoğun olmasına neden oluyor, bu da hem doğal hayatı hem de insan yaşamını tehdit ediyor.
Araştırmaya göre, iklim krizi, ülkelerdeki bu engel olunamayan yangınların artmasında başlıca nedenlerden biri. Ancak en çarpıcı bulgulardan biri ise bu artışın matematiksel olarak üstel bir hızda gerçekleşmesi. Yani yangınların sıklığı ve şiddeti, zamanla giderek daha hızlı artıyor.
Kuzey Avrupa ve Kanada’daki ormanlarda da bu oran 7 kat artmış. Bilim insanları, 2003’ten bu yana orman yangınlarının yoğunluğunun iki katına çıktığını ve 2017’den itibaren yangın sayısının sürekli arttığını belirtiyor. Kısacası, son 20 yılda dünya çapında aşırı orman yangınlarının sıklığı ve şiddeti iki katından fazla artmış.
Ormanların yok olması, ekosistemlerin zarar görmesi ve binaların tahrip olması gibi doğrudan zararlar, büyük ekonomik kayıplara neden oluyor. Ayrıca, yangınların yarattığı hava kirliliği ve sağlık sorunları da uzun vadeli ekonomik etkiler yaratıyor.
Yani, yangınların tetiklediği bu korkutucu döngü, iklim krizinin daha da derinleşmesine zemin hazırlıyor. Kısaca bu durum iklim krizinin gözlerimizin önünde hızla gerçekleştiğini ve etkilerinin giderek arttığını gösteriyor.
Aynı zamanda küresel iklim değişikliğinin somut bir yansıması olarak da karşımıza çıkıyor.