Organik Yiyecekler, Verdiğimiz Onca Paraya Gerçekten Değer mi?

Organik beslenme biçimi günümüz dünyasında hâlâ ayrıcalıklı, pahalı ve lüks bir alışkanlık. Uluslararası araştırma kurumları da sık sık bu konuda araştırmalara yer veriyor. Örneğin yakın geçmişte yapılmış bir çalışmaya göre yumurta, süt ve yeşillikler organik olmayan seçeneklere göre %60, sebze ürünleri ise %7 ile %30 arasında daha pahalı. Organik yiyeceklerin tedarik zincirindeki her aşama daha masraflı, organik ürünler yetiştirmek tarım uygulamaları bakımından daha fazla iş gücü gerektiriyor.

Peki iki ürün grubu arasındaki fiyat farkının gerçekten makul bir açıklaması olabilir mi? Tüketicinin organik besin için daha fazla para harcaması mantıklı mı?

Önce şuna açıklık getirelim: Ne demek bu 'organik'?

ABD Tarım Bakanlığı'nın tanımına göre, organik ürün; sentetik pestisitler, sentetik gübre veya genetiği değiştirilmiş organizmalar kullanılmadan yetiştirilmiş ürün demek. 

Ayrıca organik et ürünleri de doğal ortamında yetiştirilmiş ve antibiyotik veya hormon verilmemiş, %100 organik yem yemiş hayvanlardan elde edilmiş olmalı.

Huffingtonpost'ta yer alan habere göre Harvard Üniversitesi çevre biyolojisi doçent doktoru Chensheng Lu, 'Bu genel tanımın bir anlamı da, organik besin gezegene daha dost olmalı ve insan sağlığına daha az zarar teşkil etmelidir' diyor.

Paketlenmiş besinlere gelinecek olursa, eğer bir ambalajda '%100 Organik' yazıyorsa bu, o ürünün yalnızca organik içeriklerle yapıldığını gösterir. Fakat yalnızca 'organik' yazan bir ambalajın içindeki ürün %95 organik olabilir, diğer yandan da 'organik içeriklerden elde edilmiştir' ifadesi en az %70 sertifikalı organik malzemeler kullanıldığı anlamına gelir. 

Müşteriler için organik etiketini görmek ürünün daha pahalı olmasını açıklıyor fakat aslında bir çok tüketici halen organik ürünlerin gerçekçiliğini sorgulamıyor. 

Uzmanlara göre bu tüketiciler çok da haksız değil çünkü organik tarımın kontrol mekanizmaları yeterince gelişmiş değil. 

2012 yılında ABD Dahiliye Hekimliği yıllık raporlarında yayınlanmış bir meta-analiz raporuna göre, geleneksel uygulamalarla üretilmiş ürünlerde organik ürünlere göre 5 kat daha fazla pestisit artığı maruziyeti saptandı. 

2014 yılında yapılan bir çalışmada ise, organik yiyeceklerin organik olmayan ürünlere göre önemli ölçüde daha düşük zehirli metal içerdiği ve antioksidan seviyelerinin çok daha yüksek olduğu tespit edildi.

Bu zehirli metaller ve antioksidan seviyeleri insan sağlığı için ne ifade ediyor?

Çevresel Çalışma Grubu'na göre ABD Tarım Bakanlığı'na 2014 yılında test edilmesi için gelmiş 7000 ürün örneğinden 3/4'ü pestisit artığı içeriyordu. Bazı durumlarda ise bu artık haşere ilacının, meyve sebzelerin üzerinde yıkandıktan hatta soyulduktan sonra bile kaldığı tespit edildi.

Gıda tüketim ürünlerinde bu tür haşere ilacı kimyasallara maruziyeti Parkinson gibi nörolojik dejeneratif hastalıklardan kanser ve engelli doğumlara kadar bir çok sağlık sorunuyla yakından ilişkisi var. 

Her ne kadar yapılmış çoğu araştırmada, yediğimiz 'organik olmayan' besinlerin içerdiği kimyasalların insan sağlığına olan zararının boyutu tam olarak bulunamamış olsa da organik yiyeceklerin besin değerlerinin daha yüksek olduğu kesin. 

Genel olarak bakıldığında her iki üründe de benzer besin değerleri olsa da, antioksidan ve omega yağları gibi faydalı bileşenlerin organik besinlerde daha fazla görüldüğü 2014 yılında İngiliz Beslenme Dergisi'nde yayınlanan bir meta-analizde belirtildi.

New York Üniversitesi Yiyecek Siyaseti ve Beslenme Profesörü Marion Nestle'ye göre organik yiyeceklerin yalnızca insan sağlığına değil, yaşadığımız gezegene de faydasını hatırlamak gerekiyor

Organik olmayan besinlerin tüketici sağlığına etkileri tartışılmaya devam ederken tarım işçileri üzerinde bu etkiler çok daha net olarak görülüyor

Tarım uygulamalarında kullanılan kimyasallar bu tarlalarda çalışan kişilerde ve bölgede yaşayan çocuklarda kronik hastalıklara sebep olabiliyor.

Doç. Dr. Lu, 'Organik beslenme kültürünün teşvik edilmesi, daha sağlıklı ve güvenli yiyecekler üretmek isteyen çiftçilere cazip gelecektir. Ayrıca kurumsal tekeli ortadan kaldırdığı için ekonomiye de faydalı olacaktır,' diyor.  

'Food and Water Watch' bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir örgüt, yiyecek ve içecek sağlığı ve kanunları üzerine çalışmalar yapıyor. 

Bu örgütün bir araştırmasına göre, soya fasulyesi üretiminin %85'ini ve dana eti paketleme sektörünün %82'sini toplamda dört büyük şirket tekelinde tutuyor. 

Öte yandan daha orta ve küçük boylu çiftliklerde çalışan tarım işçileri için gelir dağılımı büyük tarım kuruluşlarına göre daha adil oluyor.

Düzenli olarak 'organik' alışveriş yapmanız mümkün olmayabilir ama uzmanlar şöyle bir tavsiye veriyor: 'Alabildiğiniz kadar organik almayı tercih edin'

Peki bunu nasıl yapabiliriz?

1. Satın aldığınız ürünleri öncelik sıralamasına koyun.

Kolombiya Üniversitesi'nden beslenme uzmanı Deborah Gerszberg; özellikle küçük çocuklar, hamile kadınlar ve düşük bağışıklığı olan kişiler için organik beslenmenin çok önemli olduğunu söylüyor. Ayrıca yumurta ve süt dahil olmak üzere bütün hayvansal gıdaların mümkün olduğu sıklıkta organik alınmasını öneriyor. 

Eğer sebze meyveyi kabuğuyla tüketiyorsanız burda da organik tercih etmeniz önemli. Beslenme çalışma grubunun 'Kirli 12' ve 'Temiz 15' listesine göre; en yüksek zirai ilaç kalıntısı bulunan ürünlerden bazıları çilek, elma, nektarin, üzüm ve ıspanak; en düşükler ise avokado, mısır, ananas, lahana ve karnıbahar. 

2. Mevsiminde ve yerel üretim satın almaya çalışın

Organik yiyecekleri mevsiminde almak maddi olarak biraz daha kolay. Hem daha taze hem de daha lezzetli, üstelik sebze ürünleri ya da hayvansal ürünler olsun çiftçiler üretimin her aşamasının içindeler. Yerel üreticilerden satın almak o bölgenin çevre sağlığı için faydalı ayrıca bölge halkının gelir kaynağının devamlı olmasına yardımcı bir etken. Tüketiciye daha yakından gelen ürün tazeliğini koruyor ve çok daha uzaktan gelen ürünün sebep olduğu araç yakıtı kullanımına dolayısıyla da ekstra çevre kirliliğine sebep olmuyor. 

3. Toptan satın alabildiğiniz ürünler varsa bunları toptan alın. 

Diğer ürünler gibi, mümkün olduğu durumlarda organik ürünleri de büyük miktarlarda almak tasarruf etmeye yardımcı olacaktır.

4. Organik pazarları tercih edin

Şehrin farklı noktalarında kurulan; organik pazarlar, köy pazarları veya kooperatiflerden alışveriş yapmayı tercih etmek.

5. Kendi sebze meyvenizi yetiştirin. 

Kulağa zor ve zahmetli gelebilir ama kendi ürünüzü yetiştirmek o kadar da imkansız değil. Kuşkusuz organik tarım yapmak biraz emek ve sabır istiyor amd ister eviniz bahçeli olsun ister bir apartman dairesinde oturuyor olun, kendi sebze meyvenizi yetiştirebilirsiniz.

Sonuç olarak uzmanlara göre 'organik' satın almaya kesinlikle değer

Özellikle de önceliklerinizi bu yönde belirlediyseniz. Bir çok uzman beslenme konusundaki bilincimizin hem kendi hem gezegenimizin hem de tarım toplumlarının sağlığına etkisinin pozitif olduğu hakkında hemfikir.

Dominique Mosbergen'in Huffingtonpost'taki makalesinden derlenmiştir. 

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
21.06.2016

Anne Babam yaz boyu köyde yaşıyorlar. Tamamen yerli tohum kullanıyorlar ve suni gübre, zirai ilaç vs. kullanmıyorlar. Domatesinden patlıcanına, üzümünden karpuzuna her şeyi üretiyorlar. Annem peynirini kendisi yapıyor. Bir turşu kuruyor, içindeki sirke dahil kendi üretimi. Köylerimizde insanlar büyük oranda bu şekilde yaşıyor ve besleniyor. Eğer gerçekten organik ürün yemek istiyorsanız, böyle insanlara yada onları tanıyan insanlara ulaşın. Hem ucuz hem sağlıklı beslenin.

zamanında her şeyi insanoğlu kendisi yetiştiriyordu, sonra teknoloji paralar harcanıp geliştirildi herkes parasını verip bu gelişmiş teknolojiyi aldı ki daha çok ve daha hızlı üretebilsin.Daha çok kazansın.(Hem para hem zaman) sonra dönüldü böyle üretim sağlıklı değil denildi, biraz daha para harcayın da eskiye dönün vs. falan. Valla bi bit yeniği var bu işte, madem eskisi iyiydi insanlara bu paraları niye harcattınız zamanında. Başkaları kazanıyor bizler yine piyon :((

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ